5

1.3K 167 97
                                    

"Mama geldii!!"

  Büyük bir heyecanla söylediği sözden dolayı irkilmiştim. Çünkü düşünmekten dalmıştım.

"Korkuttum sanırım."

"Hayır."

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır."

"Emin misin?"

"Hayır dedim ya!"

  Aniden bağırmama bende Mingi de çok şaşırmıştı. Neden böyle yapıyordum ki? Sonuçta bana ezik diyen kişi Mingi değil, o 'mükemmel' arkadaşlarıydı.

"Özür dilerim. Bağırmamam gerekirdi. Birden çıktı ağzımdan."

"Sorun değil. Gel otursana artık. Ayakta kaldın."

  Karşına oturdum ve önüme koyduğu yemekleri yedim.

"Daha ister misin?"

"Hayır, doydum teşekkür ederim."

  Çalışan ikimizin de tabağını aldı ve odadan çıktı. Mingi gel işareti yaptı ve koltuğa oturdu. Ardından karşısındaki sinema perdeleri ile yarışacak kadar büyük olan (!) televizyonunu açtı.

  Tam oturacakken vazgeçtim. Bir an önce gitmek istiyordum ve bunu neden istediğimi bilmiyordum.

"Mingi, ben artık eve gidebilir miyim?"

  Bana baktı. Yüzü düşmüştü. Kendimi kötü bir şey söylemiş gibi kötü hissetmiştim.

"Neden?"

"Gideyim artık. Arkadaşlarım zaten çok merak etmiş."

"Evde tek bırakamam seni ama. Birkaç gün daha burada kalsan?"

"Cidden olmaz. Zaten çok rahatsızlık verdim."

"Hayır. Rahatsızlık falan vermedin. Aksine ben seninleyken eğlendim bile."

"Tamam. Yarım saat daha dururum. Sonra Hongjoong'a giderim. Alt katımda oturuyor zaten."

"Peki, sen nasıl istersen."

  Yarım saat veya bir saat geçtikten sonra Mingi'ye söyledim ve eşyalarımı topladım. Açıkçası gitmek istemiyordum. Çünkü Hongjoong yüzümdeki yaraları soracaktı ve Mingi'nin yaptığını düşünecekti.

  Yüzümde morluk yoktu. Çizikler ve alnımda bir tane dikiş vardı. Mingi beni gece hastaneye götürmüş ve yaralarıma baktırmıştı. Tabi ben o zaman baygın olduğum için hatırlamıyordum.

  Mingi beni bırakmayı teklif etmişti fakat ben taksi çağırmasını istemiştim. En sonunda beni bırakmasını kabul etmiştim ve şu an evime daha doğrusu alt katımdaki Hongjoong'a gidiyorduk.

"Şuradan sağa dön sonra bırakabilirsin ben kendim giderim."

"Evinin kapısının önüne kadar bırakacağım Yunho."

  Oflayıp ellerimi göğsümde bağladım. Mingi ise gülmüştü.

"Ne?"

"Yok bir şey."

  Hâlâ gülüyordu. Ama böyle kahkaha değil. Sırıtıyordu.

"Ne oldu?"

"Yok bir şey."

"Söyle ya."

"Çok tatlı olmuştun. Yüzünü şişirmen falan."

  Yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna emindim. Bana neden böyle yapıyordu?

  Evin önüne geldiğimizde teşekkür edip arabadan indim. Kapıdan içeri girene kadar beni bekledi ve girdikten biraz sonra gitti.

  Hongjoong'un kapısının önünde ona ne diyeceğimi düşünüyordum. Bunu düşünürken kapı birden açıldı.

"Neredesin sen?"

"Hongjoong."

"Geç içeri."

  Boynumu eğip içeri girdim. Hongjoong dan çekeceğim vardı.
______________________________________


Neyse sizi seviyorum canlarım...

BU ARAFA THANXX HARİKAYDI VE REKOR ÜZERİNE REKOR KIRIYORUZ YEEEEEYYYYY

BU ARAFA THANXX HARİKAYDI VE REKOR ÜZERİNE REKOR KIRIYORUZ YEEEEEYYYYY

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💙💙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


💙💙


𝙿𝚜𝚢𝚌𝚑𝚘 // 𝚈𝚞𝚗𝙶𝚒 ⟨✓⟩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin