I'm never gonna dance again
Guilty feet have got no rhythm
Though it's easy to pretend
I know you're not a fool
I'm never gonna dance again
The way I danced with you
[hyunin]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jeongin'in belki de hayatının en çetrefilli kararını verdiği gecenin üzerinden tam iki gün geçmişti.
Şimdi gergin adımlarla pratik odasına ilerlerken Hyunjin'i düşünüyordu.
Gece tıpkı Jeongin'in istediği gibi onun evinde kalmıştı. Jeongin hayalperest, aklı beş karış havada olan biri değildi ama yine de o gecenin sabahında kucağında Hyunjin'i bulmayı dilemişti.
Hyunjin'se sabah erkenden evden çıkmış ve kendini dans stüdyosunda bulmuştu. Jeongin onun için alelade biri değildi. Bu gerçeği göz ardı etmiyordu Hyunjin. Ve fakat onun kurtarıcısı ya da kahramanı da değildi.
Yang Jeongin aklı fenalığa bir güzel çalışan, yakışıklı bir yüze sahip, ortalama bir oğlandı.
Hyunjin'in yaşadığı derin karanlığı anlayabilecek dahası kurtarabilecek biri asla değildi. Hwang Hyunjin o karanlıkta sonsuza kadar kalacaktı kendi fikrince.
Ama Jeongin gergin olsa da kararlıydı ve bizler de ilerde görecektik ki Yang Jeongin gerçekten de Hwang Hyunjin'in kurtarıcısı olacaktı. İşin sonunda kendinin kaybeden olabileceğini bilerek yapacaktı hem de bunu.
Jeongin'in sert kapı açışıyla salondaki birkaç yüz ona dönse de umursamadan Hyunjin'i aradı.
Sarışın oğlan tek başına odanın köşesinde esneme hareketleri yaparken yanında ona gülerek bir şeyler anlatmaya çalışan arka dansçıları vardı.
Jeongin'in geçenlerde ayar çektiği arka dansçıları.
Bir sinir dalgası Jeongin'in ensesini yalayıp geçmişti o anda.
Hızlı adımlarla Hyunjin'e ilerlerken diğer dansçılar onu görüp anında dağılmışlardı.
Hyunjin anlık oluşan sessizlikle çevresine bakınırken Jeongin'i görmesiyle bir anlık sıcakladı.
Ama dediğim gibi bir anlık bir şeydi. İfadesiz yüzünü korurken esnetmek için dayadığı bacağını indirdi.
"Gelmişsin."
"Geldim." dedi Jeongin gözlerini ona bakan dansçılarda gezdirirken.
Hyunjin başını sallayıp ayak bileklerindeki sargıyı sıkılaştırmak için yere oturdu.
Jeongin de kendini onun yanına atıp iki gündür içinde biriktirdiği ne varsa dökmeye başladı.
"Sabahın köründe gitmek zorunda mıydın?"
Hyunjin baygın bakışlarını Jeongin'e çıkardı. Bu hesap sorma ayinin geleceğini elbette biliyordu. Yang Jeongin'i az çok tanıyordu artık.
"Pratik yapmam lazımdı, sonra da eve gelip duş aldım." dedi sakince.
"Haber verebilirdin."
"Uyandırmak istemedim."
"Aramalarıma da cevap vermedin." dedi Jeongin direterek.
Hyunjin gözlerini devirip duvara yaslandı.
"Yalnız kalmak istedim Jeongin."
"Her gün sinir krizi geçirmiyorum sonuçta."
Jeongin sıkılgan bir nefes verip ayaklarını kendine çekti.
"İyi olduğundan emin olmak istedim sadece."
Hyunjin tepkisiz kaldı. Ne demeliydi ki? İyiyim merak etme. Hyunjin bunu her gün herkese iç dünyasını korumak adına söylüyordu zaten.
Ama Jeongin o sınırı çoktan geçmişken ne diyebilirdi ki?
"Benim için çabalamana gerek yok Jeongin." dedi en sonunda.
Jeongin alayla gözlerini devirdi.
"Bana ne yapacağımı söyleme." dedi sinirle.
"Gerçek bu." dedi Hyunjin bıkkınlıkla.
"Beni pamuklara sarıp sıcak sevginle iyileştirecek misin?"
Jeongin yutkunup Hyunjin'in yüzüne baktı.
"Ben öyle biri değilim Jeongin, sen de böyle biri değilsin."
"Nasıl biri olduğum hakkında zerre fikrin yok." dedi Jeongin tıslarcasına.
Basit bir şansı, dedi içinden. Basit bir şansı bile bana çok görüyorsun Hwang Hyunjin.
"Sen beni içini yakıp kavuran hırsın için istiyorsun."
Jeongin histerikçe gülmeye başlamıştı. Diğer dansçılar da onlara bakıyordu artık.
"Sen delirmişsin Hyunjin." dedi gülerek.
"Herkesi kendin gibi görüyorsun, sen delirmişsin." deyip ayağa kalktı.
Biraz daha durursa hıçkırarak ağlayacaktı. Hyunjin tepkisiz kalmaya çalışsa da göz bebeklerinin büyüyüşü, ellerinin titremesi elbette ki Jeongin'in kadrajındaydı.
Jeongin sırt çantasını alıp salonu terk ederken bu sefer kesinkes rolün ondan alınacağını biliyordu.
Yine de zerre kadar tereddüt etmemişti. Keşke dedi içinden,
Keşke o rolü hiç almasaydım ve seni hiç tanımasaydım Hwang Hyunjin. Canımı yakıyorsun.
Hakikaten de Yang Jeongin'in canı öyle yanmıştı ki hiçbir hareketliliği kaçırmayan tilki gözleri onu kampüs çıkışa kadar takip eden bir grup herifi fark bile etmemişti.