1. Bölüm: Geçmişin Kırık Anahtarı

758 46 1.1K
                                    


1. GEÇMİŞİN KIRIK ANAHTARI

Bölüm Şarkıları:

Katatonia- Old Heart Falls

Pera- İzlerin Duruyor

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyor olacağım... Keyifli okumalar!

Ağlamasaydı bulutlar, kırılmasaydı hayatlar akar mıydı yıldızlar?
Ya da ölür müydü ablalar?

Ağlamasaydı bulutlar, kırılmasaydı hayatlar akar mıydı yıldızlar?Ya da ölür müydü ablalar?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17. 11. 2015

İzmir, Çeşme.

Kalbi ilmek ilmek kuruyan kızın ruhuna atılan ateş birazdan her yeri yakacaktı.

Bu yangının baş gösterdiği hissiyat ise genç kızı öldürmek üzereydi.

Kalbinin ciğerlerinin arasından kaydığını, bir irin şeklinde vücuduna yayılıp zehirlendiğini düşünüyordu. Kalbinin onu zehirlediğini hissediyordu. Bedeni zehirlenmiş gibi yoğun bir titremenin esiri altında kalırken genç kız ayakta kalmaya çalışıyordu lakin her an yıkılacak gibi olan bacakları buna izin vermiyordu. Soğuk, parmak boğumlarına paslı bir çivi gibi saplanmış; kız sıkı sıkı yumduğu ellerini kitlenmiş misali hareket ettiremiyor, açamıyordu. Titreyen dudakları gözyaşının tuzlu tadı ile lal olurken buğulu gözleri ellerine kaydı.

Dün gece bu ellerde ablasının kanlı bedeni vardı.

Dün gece bu kollarda ablasının son nefesi duyulmuştu.

Dün gece bu genç kızın fani bedeni tüm gerçekliği ile sarsılmıştı.

Dün gece dirilişti. Ablasının ölü bedenin yanında dirildiği andı...

Ruhunun yanık kokusu kabristanın üzerinde bir kara bulut gibi dolaşıyor yağan kar, esen rüzgar bile o bulutu dağıtamıyordu. Bulutun kurşuni rengi kızın yanmış ruhunun bir eseriydi ve o bulut kızın üzerinden asla ayrılmıyordu. Kar biraz daha hızlandığında kızın karamel saçlarının üzerindeki siyah şala çarpan her bir tane anında siyaha döndü.

Kararmış bir ruhun kurtuluşu hiç bir beyaz olamazdı. Ya onunla birlikte kararmaya ya da yavaş bir şekilde solmayı beklerdi beyaz.

Kızın gözyaşlarıyla arınmış gözleri önündeki tabuttan yavaş bir şekilde çıkartılan beyaz kefene kaydı. İnce, uzun beden tabuttan çıkartılmış yavaş bir şekilde onun için açılmış mezarın soğuk, kardan dolayı çamurlaşmış toprağın üzerine koyuldu.

Nefes alamıyordu.

Göğüs kafesi hızla şişip inerken bile nefes alamıyordu.

"Kızım!" Annesinin yıkılan bedeninin ardından duyulan o acı feryadını duyuyordu. Gözleri ablasının ince, uzun bedenine sarılmış kefenin göz acıtıcı beyaz kumaşından ayrılamıyordu lakin duyuyordu. Daha dün gece kolları arasında olan ablasının ölü bedenine bakarken annesinin çığlıklarını duyuyordu. Babası annesinin kollarından tutup yavaşça ayağa kaldırıyordu, dizleri titriyordu. Ablasının üzerine atılan her bir toprakta nefesi kesiliyordu.

İZ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin