2. Bölüm: Kayalara Çarpan Hatıralar

433 40 1.1K
                                    


2. KAYALARA ÇARPAN HATIRALAR

Bölüm Şarkıları:

Mavi Gri- Hayatım Leş

PatrickReza- November

Merhabalar... Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar dilerim...

Ufuk çizgisinde idam olan hayatlara verilen diğer bir acı; o ufuğun savrulduğu denizin, aşındırdığı kayalara çarpan hatıralardı.

Ufuk çizgisinde idam olan hayatlara verilen diğer bir acı; o ufuğun savrulduğu denizin, aşındırdığı kayalara çarpan hatıralardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hırçın denizin sesini duyarken, o dalgaların aşındırdığı kayalarda yürümek gibiydi. Yere düşmek, rüzgarın bedenini esir almasına izin vererek yeniden, o yelin sert sillelerinin acısıyla ayağa kalkmak gibiydi. Ölmek gibiydi lakin öldürmüyordu, süründürüyordu.

İçimde ilik ilik işleyen hissiyat tam da bu şekildi. Küçük bir kız çocuğu vardı. Dalgaların aşındırdığı kayalarda yürüyor, düşüyor, dizlerinden akan kanlarda biraz daha kan kaybediyordu. Yeniden ayağa kalkıyor, rüzgardan sert bir şekilde dayak yerken bile yürümeye devam ediyordu. Ölmüyordu, düşmüyor, o hırçın dalgalara kendini hapsettirmiyordu. Lakin sert kayaların dibinde yaşayan küçük kız, dalgalarda değil de; kayalara çarpan bir avuç hatırada boğuluyordu.

Farkına varmıyordu.

İçimde, ölümcül bir hastalığın ilk tohumu gibi filizleniyordu. Yavaş yavaş fark ettirmeden dallanıyor, fark edileceği an acının üzerine örselenen bir başka hissiyatı öne sürüyordu. O acı hissiyat kaderimdi. Lakin anlamıyordum.

Kız o kayalardan düştüğü an ilk darbesini gösteriyordu. Zihnine kadar ulaşan dallar, en acı hatıraya filizleniyor ve küçük kızın en çaresiz anında o hatırayı bir güzel zihnininde acının tüm ihtişamı ile sergiliyordu. Hırçın dalgalardan ölmem zanneden kız bir avuç hatırada ölüyordu.

Kıyıya çarpan dalgaların sesleri kulaklarıma dolarken zihnimde yine beliren tablo dalgaları alabora etti. Kıyıdan uzaklaşan dalgaların boşluğuna dolan hatıralar büyük bir çığ gibi üzerimize gelmeye başladığında biz o çığın altında öylece geçmişin kuklası olarak bekliyorduk. O kayalara çarpan hatıraların arasındaki küçük deniz kabukları vardı. Ve çığ biraz daha büyüyor, o deniz kabukları zihnimin köşelerine çarparak büyük yarıklar oluşturuyordu. O kabukların açtığı yarıkta beliren sima onun yüzü oluyor ve beni kendine çağırıyordu.

İZ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin