BÖLÜM-3 "ÖFKE"

3.8K 156 90
                                    

DESTEKLERİNİZİ BENDEN ESİRGEMEYİN SEVİMLİ OKURLARIM ❤️


Mustafa'nında hazır olduğunu farketmemle kapıya doğru döndüm tam o anda "Bende çıkıyorum arabayla bırakırım sizi." dedi. Ali'den bu teklifi hiç beklemiyordum öylece durmuş ona bakakaldım o ise suratıma bile bakmadan yanımdan geçip gitti. Hızlıca toparlandım. İnsan önce sorar değil mi gelmek ister misiniz diye. Aaa olur mu canım Ali Şahin ne isterse o. ÖKÜZ ne olacak.

Mustafa karşımda omuz silkerek ilerledi. İlk bi tereddüt etsemde bende onlara uyarak yürümeye başladım. Ali önde gidiyordu. Mustafa ve ben yan yana ilerliyorduk. Arabaya yaklaştığımızda o günü hatırladım az kalsın bana çarpacağı anı. İster istemez sinirlendiğimi farkettim. Derin bir nefes aldım. Mustafa yerine yerleşmişti. Ben hala tereddüt içerisindeydi binmem doğru muydu. Ben daha ikisini bile tam olarak tanımıyordum.

Hemen bir bahane bulmaya çalıştım ama hiçbir şey aklıma gelmedi zaman geçiyordu. Bir anda yanımda bir cüsse belirdi ona doğru döndüm o anda göz göze geldik. Huzursuz olduğumun farkındaydı gözleri güven verircesine bakıyordu ilk defa o donuk bakışlarının dışında bir şeyler görüyordum. İkimizde kenetlenmiştik bakışlarımızla. Noluyordu bana neden kalbim bu kadar hızlı atıyor korkuyor muydum. Hemen gözlerimi çektim.

Birden bana bir adım daha yaklaştığını fark ettim geriye doğru adım atacağım sırada eğildi. Yutkundum. Neden bu kadar yakındı ne yapmaya çalışıyordu. Dizlerimde ufak bir titreme hissettim. Nefesi yüzüme çarpıyordu. Kalbimdeki hareketlilik bedenimi alt üst ediyordu. Yüzüne bile bakamıyordum. Vücudum kaskatı kesilmişti.

Elini birden arabanın kapı koluna yerleştirdi kapıyı açınca derin bir nefes aldım. Tam bir aptal gibi görünüyordum. Ne yapacaktı seni mi öpecekti aptal Sara. Kendime gelip koltuğa yöneleceğim sırada.

"Korkma" dedi. Tekrar gözlerimiz buluştuğunda bu sefer birden gözlerini çekip kapıyı kapattı. Bir anda afallamıştım. Oda şöför koltuğuna oturdu. Nefesimi düzene sokmam gerektiğini farkettim. Nefes almaya başladığım sırada arabada çok güzel bir koku vardı. Daha önce duymadığım bir koku. Çok güzel kokuyordu. Aroması beni benden alıyordu. Ciğerlerimi iyice doldurdum. Tekrar tekrar içime çektim kokuyu sanki bir daha alamayacakmış gibi.

Tam başımı kaldırdığım sırada Ali'nin aynadan baktığını farkettim. Huzursuzca yerimde kıpırdandım. Cama doğru döndüm ve dışarıyı seyretmeye başladım. Kampüsümüz çok ama çok büyüktü . Ben yürüdüğüm için diğer bölümlerin bulunduğu taraflara hiç gitmemiştim ama arabayla birçok bölümü görmüştüm bile. Bu beni mutlu etmişti hiç yorulmadan gezmiştim üniversiteyi.

Arabanın durmasıyla geldiğimizi farkettim. Hareketlendim Ali'ye dönüp "bıraktığın için teşekkürler" dedim. Ama suratıma bile bakmadı öküz nezaket nedir bilmiyor. Yine sinirlenmiştim birden çıkıp kapıyı sertçe kapattım. Arabanın aniden gaza basmasıyla resmen korkudan yerimde zıpladım.

Aptal! gerizekalı! Beyin özürlü! Kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Mustafa'nın bana baktığını fark edip kendimi toparlamaya çalıştım. "hadi gidelim" dedim gülümsemeye çalışarak.

Aslında Mustafa hoş çocuktu. Kibar ve nasıl davranması gerektiğini bilen birisiydi. Oldukça da yakışıklıydı. Uzun boylu ve dikkat çekiyordu. Düşüncelerimden sıyrıldım. Yine saçmalıyordum.

Birlikte bankaya doğru ilerledik. Hemen bir sıra numarası alıp oturmaya başladık. Sandalyeler yüksek olduğu için ayaklarım yere değmiyordu o yüzden kısa kısa sallıyordum ayaklarımı.

Tesadüf | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin