Saçlarımda küçük bir kımıldanma hissettim. Ama gözlerimi açmadım. Saçlarımı biri narince okşuyordu. Burnuma soluduğum kokuyla bu kişini Ali olduğunu anladım. Yüzümde nefesinin esintilerini hissediyordum. Çok ama çok yakındı. Ah her an ölmek üzeriydim. Bu kadar yakın olmak zorunda mıydı. Zaten ondan uzak durmak çok zorken bir de üstüne üstlük deli gibi özlüyordum. Kokusunu, saçlarını, sıcaklığını, beni sarmalamasını. Şu kısacık geçirdiğimiz vakitlerin her saniyesini özlüyordum.Elini yavaşça saçlarımdan çekti. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Usulca beni oturduğum sandalyeden kucağına aldı. Bende hemen uyandığımı farketmemesi için yüzümü boynuna gömdüm. Saçlarıma burnunu ve dudaklarını yerleştirip uzun bir soluk çekti içine o anda titredim. Boğazım düğümlendi. Onu istiyordum. Her anında yanında olmayı güldüğünde ağladığında sevindiğinde kızdığında en önemliside benim onu sevdiğim gibi beni sevmesini istiyordum.
Sırtım yumuşacık yatakla buluştuğunda uyku sersemliğiyle ona sırtımı dönüp bacaklarımı kendime çektim. Uyumadığımı fark etmemesi için yapmıştım bunu. Üzerimi örttü. Alnımda sıcak dudaklarını hissetmemle kalbimdeki sızı ve acı daha çok arttı. Yanaklarımın ve dudaklarımın kızardığına emindim. Kapı sesini duymamla gözyaşlarımı daha fazla tutamadım, yanaklarımdan süzülmesine izin verdim. Üzerimdeki örtüye iyice sarındım. Usulca gözlerimi kapattım.
............
Telefonumun zil sesi sanki kafamın içinde çalıyordu. Olduğum yerde doğrulup odayı sersemce taradım. Bir çift kahverengi gözle karşılaşmamla yutkundum gözlerini benden çekip komidinin üzerindeki çalan telefonuma baktı ve anında kaşları çatıldı.
"Bu piç seni neden arıyor!!" kulağımı sağır edecek kadar sesi yüksek çıkmıştı. Sinirden burnundan soluyordu. Elleri yumruk halinde sert ve sinirden kıpkırmızı olmuş gözlerle bana baktı. Korkudan dilim tutulmuştu nefes bile alamıyordum. Ellerimi göğsümde birleştirdim. Kalbim korkudan adeta titriyordu. Kapının bir anda açılmasıyla Halil amca içeri girdi.
"Noluyor oğlum?" Adam şaşkın şaşkın Ali'ye bakıyordu. Telefonum sonunda susmuştu ama onu bu kadar sinirlendirenin kim olduğunu merak ediyordum. Yataktan çıkıp telefonumu komidinden almak için bir hamle yapacağım sırada Ali bir anda telefonu aldı. Çatık kaşlarla ona baktım. Ama soğuk ve korkunç bakışları olduğum yerde sinmeme sebep oldu.
"Oğlum napıyorsun versene Sara'nın telefonunu" Halil amca hala şaşkındı Ali'nin davranışlarına bir türlü anlam veremiyordu. Adamcağız bana baktı Ali'den cevap alamayacağını anlayınca benden bir açıklama bekliyordu. Bakışlarımı Ali'ye çevirdiğimde hala gözlerinden alev çıkıyordu Halil amcanın varlığı bile etkilemiyordu onu. Bir şekilde durumu anlatmalıydım. Ama gerçeği anlatırsam hayal kırıklığına uğrardı. Ben onları ve güvenlerini kaybetmek istemiyordum.
"Şey biz şakalaşıyorduk Ali şaka yaptığımı anlamadı" dedim ve burukça gülümsedim. Halil amca bir bana birde Ali'ye baktı. Bir süre dediğim şeyleri kafasında tarttı. Vereceği cevabı merak ediyordum ve yalanıma inanması için içimden dua ediyordum. Son zamanlarda ne kadar çok yalan söylüyordum ben böyle.
"Kızım Ali ne anlar şakadan" diyip kahkaha atmaya başladı. Sonunda rahat bir nefes almıştım. Bende fazla çaktırmamak için Halil amcayla birlikte gülmeye başladım iyice sinirlerim bozulmuştu. Ali odadan telefonumla birlikte çıktı.
"Hadi güzel kızım Nur teyzen çok güzel kek yaptı. Sensiz yedirmiyor. Gelde birlikte şu keki bir güzel yiyelim."dedi oyun baz küçük bir çocuk gibi çok tatlıydı yaa. "Kek miii bayılırımmm" dedim tüm sevimliliğimle. Hemen eşyalarımı alıp aşağı indik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf | Yarı Texting
ChickLitSARA: Masum, yüzünden gülümsemesi eksik olmayan etrafına neşe saçan tatlı ve narin bir kız. ALİ: Başarılı, disiplinli, bir o kadarda sert bir adam. "Sakın yaklaşma bana!" Sesim güçlü ve özgüvenli çıkmıştı. Kalbim patlayacak gibi çarpıyordu. Suratı...