BÖLÜM-13 "ETEK"

2.2K 86 26
                                    


Sınıfa hızlıca girip sırama oturdum. Ellerim titriyordu derin derin nefes almaya başladım. Sakinleşmeye çalışıyordum.

Yanıma Mustafa'nın oturmasıyla kendimi toparlamaya çalıştım.

Önüme bir sandviç bırakmasıyla ona doğru döndüm. "Çok teşekkür ederim." dedim. Bana karşı her zaman nazik ve düşünceli olması beni mahçup ediyordu. Elimden geldiğince ona en iyi şekilde davranmaya çalıştım.

"Rica ederim ders anlatacaksın enerji toplaman lazım" dedi gülerek. Bende gülümsedim. Bugün öğleden sonramız boştu bu dersten sonra ders çalışmaya inecektik. Bir anda aklıma Ali'nin arkamdan söylediği kelimeler geldi.

"O etekle ders anlatmana izin vereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun!" Ne hakla karışabilir bana kim oluyor. İstediğim gibi giyinir istediğim gibi haraket ederim onu ilgilendirmiyor. Yine sinirlenmeye başlamıştım.

"Hadi yesene sandviçini" Mustafa'ya gülümseyip sandviçi elime alıp ısırdım. Oda başını olumlu anlamda sallayıp arkasına yaslandı. " Hepsi bitecek ona göre" sesi sitemli çıkıyordu. Gözlerimi Şirince kapatıp başımı aşağı yukarı salladım ve yemeye devam ettim. Oda bu halime kıkırdadı.

Sandviçim bittiğinde Mustafaya dönüp "bitirdim" dedim. Elini kaldırıp saçımı çocukmuşum gibi karıştırıp "Aferin sana" dedi gülerek. Tam o anda sert bir kapı sesiyle irkildim. Sesin geldiği yöne baktığımda Ali'nin geldiğini farkettim. Hala çok sinirliydi. Kolundaki gergin damarları bile belli oluyordu. Yumruklarını sıkmış sırasına ilerlemeye başladı. Bakışları ise Mustafa' daydı. Her an saldıracakmış gibiydi.

Hocanın gelmesiyle bakışlarımı ondan çekip derse odaklanmaya çalıştım. Tabikide odaklanamıyordum. Her an bir şey olacak korkusuyla diken üstündeydim.

.................

Sonunda ders bitmişti. Mustafa'yla toparlanıp kütüphaneye inmek için sınıftan çıktık. Koridorda yürümeye başladık.

"Mustafa" sesin geldiği yöne döndük. Seslenen kişi Ayhan hocaydı. Mustafa ile birbirimize baktık.  "Efendim hocam." dedi ve hocaya doğru yürümeye başladı. Bende olduğum yerde onu bekledim. Birkaç dakika konuştuktan sonra Mustafa yanıma geldi. "Sara çok özür dilerim. Ayhan hocanın bana ihtiyacı varmış. Ders çalışmayı ertelesek olur mu?"

"Tabikide erteleriz. Saçmalama ne kusura bakması başka zaman çalışırız." gülümseyerek söyledim sırf kendisini kötü hissetmesin diye.

"Süper o zaman görüşürüz."

"Görüşürüz" diyerek el salladım. Ardından çıkışa doğru ilerledim. Ali'yi arabasına yaslanmış kollarını birbirine bağlamış bir şekilde gördüm. Hemen gözlerimi ondan çekip ilerlemeye devam ettim. Acaba neyi bekliyordu. Arabasının çalışma sesini duymamla beklemeyi bıraktığını anladım.

Patikada biraz daha ilerledikten sonra bir anda beynimde şimşekler çaktı. Tabi ya beni bekliyordu. Mustafa ile ders çalışıp çalışmayacağımızı anlamak için. Bir dakika Ayhan hoca onun komşusuydu değil mi.

İnanmıyorum adam resmen dediğini yapmıştı. Ders çalışmamıza izin vermeyeceğini söylemişti ve başarmıştı. Hemen yürüdüğüm patikadan dönüp okula doğru ilerlemeye başladım. Hadi bakalım Ali Şahin buna da engel olda göreyim. Sonunda okula yaklaşmıştım. Birkaç adım daha attığım sırada önümde bir arabanın durmasıyla olduğum yerde durdum.

Arabanın kapısı açıldı. Ali'nin indiğini farketmemle sinirle ona baktım. Ellerimi istemsizce sıkıyordum. Tırnaklarım avuç içime batırıyordum.

"Nereye gidiyorsun!" sesi çok sert ve sinirli çıkıyordu. Cevap bile vermeden arabanın önünden geçmek için ilerledim. Bana doğru bir adım atarak tam karşımda durdu. "Sana nereye gidiyorsun dedim!" adeta tıslıyordu. Başımı kaldırıp yüzüne baktım çenesi gerilmiş şakağındaki damar belirginleşmişti. Bana nasıl hesap sorabiliyordu. O gece yaptıklarından sonra. Yüzüme bile bakmadan çekip gitmişti. İlk öpücüğümü bu adama vermiştim. Şu halime bak. Bu yaptıklarına bir türlü anlam veremiyordum.

Tesadüf | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin