Tıkırtı sesinin kulaklarıma gelmesiyle gözlerimi yavaşça açtım. Havanın hala karanlık olmasına üzülmüştüm bir an önce burdan çıkıp gitmek istiyordum. Onun bana böyle davranmasını hazmedemiyordum. Kapının sesini duyar duymaz hemen geri gözlerimi kapattım. Baş ucumdaki komidinden tok bir ses geldi. Sanırım kim girdiyse su bardağı koymuştu. Sonra burnuma tanıdık koku gelmeye başladı. Hayır bu olamaz umarım hislerimde yanılıyorum. Derin bir nefes alma sesi duydum sert ve birazda hırıltılıydı kesinlikle oydu. Ne diye geldi buraya defolup gitmesini beklerken sandalyenin sürünme sesi kulaklarımı gıcıkladı."Uyumadığını biliyorum numara yapma." Nasıl anladı diye düşünürken birden cevap verdim.
"Numara değil! Yüzünü görmek istemiyorum" gözlerimi hala açmamaya ısrarlıydım onu görmek istemiyordum. Arkamı döndüm ve bu tepkime karşı gitmesini bekledim.
Aradan 15 dk kadar geçtikten sonra bir hareketlenme hissettim ayaklarımın ucundaki tarafın çökmesiyle yatağa oturduğunu farkettim. Hızla kalkıp yatak başlığına sırtımı verip geri geri gittim ve sırtımı yaslayıp bacaklarımı kendime çektim. Aramızdaki mesafeyi arttırmak için çabalıyordum.
Üstümdeki yorgan kocamandı içinde küçücük kalıyordum. Birden gözlerine baktım. "Sakın yaklaşma bana!" Sesim güçlü ve özgüvenli çıkmıştı. Kalbim patlayacak gibi çarpıyordu. Suratı hala aynı ifadede beni seyrediyordu. Söylediklerim umrunda bile değildi. Yüzüne hiç korkmadan bakıyordum. Boğazımın kuruduğunu fark edip yutkundum. Dudaklarımı ıslattığım sırada bakışlarının dudaklarıma kaydığını fark ettim kısa bir sürede olsa kahvelerini tekrar gözlerime çevirdi.
Bana doğru yaklaşmaya başladı. Nefesim kesiliyordu bu sefer bana böyle davranmasına izin vermeyeceğim. İçimdeki öfkeyle elimi kaldırıp suratına sert bir tokat attım. Şaşkın gözlerle ona baktım başı sola dönmüş bir şekilde sertçe nefes alıp veriyordu eliyle yorganı avuçlarının içinde sıktığını farkettim. Boynundaki damar patlayacaktı. Diğer elini kaldırdığı anda bedenimdeki hayal kırıklığı bütün uzuvlarımı paramparça ediyordu. Bana vuracaktı savunmasız ve şok içindeydim. Ani bir refleksle başımı dizlerime kapatıp kollarımı bacaklarıma sardım. Çok korkuyordum bana vurmasını bekliyordum resmen. Yavaş yavaş gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
"Kaldır kafanı" sesi çok sert geliyordu. Ellerim titriyordu bu kadar şiddet benim için çok fazlaydı. Çok narindim ben en ufak şeyde korkardım annem ve babam her zaman beni korurdu, hiçbir zaman beni bu tarz bir durumla baş başa bırakmazlardı, herhangi bir tehdit hissettiklerinde beni uzaklaştırırlardı. Her zaman şiddetten uzak yaşadım. Ta ki bugüne kadar. Başımı kaldıramıyordum.
Bir anda saçlarımda sıcak bir el hissettim okşuyordu bunu yapanın Ali olmasını beklemiyordum Nur teyzedir diye düşünsemde nafile onun kokusunu alıyordum yanımdaydı. Yavaşça başımı kaldırdım gözlerim gözleriyle buluştuğunda elindeki suyu bana uzattı. O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü elini bana vurmak için değil suyu bana vermek için kaldırmıştı. Titrek ellerimle suya uzandım bardağı tuttuğum sırada ellerini benimkilerin üstüne koyup bardakla birlikte ellerimi kavradı titrememi engellemeye çalışarak baş parmağıyla elimi okşadı gözlerimizi birbirinden ayırmıyorduk. Bakışları sanki içime işliyordu.
Ali'yi ilk defa hissediyordum. Gözlerinde anlamlandıramadığım duygular vardı. Kemikli uzun parmakları yanağıma doğru uzandı dolu gözlerle ona bakıyordum. Parmaklarını tenimde hissetmemle yanağımdaki kıvılcımları hissettim. Göz yaşımı narince sildi. Benim aksime elleri sıcacıktı. Sanki bedeni transtaymış gibi başını yere eğip gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Kendine gelmeye çalışıyor gibiydi. Yanağımdaki parmaklarını sanki ateşe değmiş gibi hızla geri çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf | Yarı Texting
ЧиклитSARA: Masum, yüzünden gülümsemesi eksik olmayan etrafına neşe saçan tatlı ve narin bir kız. ALİ: Başarılı, disiplinli, bir o kadarda sert bir adam. "Sakın yaklaşma bana!" Sesim güçlü ve özgüvenli çıkmıştı. Kalbim patlayacak gibi çarpıyordu. Suratı...