Gecenin sessizliğine, hafif esen rüzgarın ağaçlarda bıraktığı sese ve önümdeki kitabın sayfalarına odaklanmaya çalışıyordum.
Saatlerdir yanımda oturmuş kendini affettirmeye çalışan Lale'yi duymamak için anlamadığım kitaba iyice gömüldüm.Yazıların hızla yukarı kaymasıyla bakışlarımı Lale'ye çevirdim. Kitabı kapatıp kollarının arasına almış, büzdüğü dudaklarıyla masum masum bakmaya çalışıyordu.
"Hadi ama Ahu abla kaç defa özür diledim""Özür dilemen bir şeyi değiştirmiyor Lale. Beni o insanların içinde ne duruma düşürdün farkında mısın?"
"Abartmıyor musun? Sadece abime çay verdin mi dedim" dedi kedi yavrusu gibi bakarak.
Başımı kaldırıp karanlık gökyüzüne baktım.
"O ortamda yanlış anlaşıldı ama. Nilay ablaya da rezil oldum. Sanki ben şey, şeymişim gibi""Abimi seviyormuşsun gibi" dedi neşeli çıkan sesiyle.
Bakışlarımı hızla Lale'ye çevirdim. Gözlerinin içi parlamış, gülümseyerek bakıyordu. Isınan yüzümü belli etmemek için kaşlarımı çattım. Hayır heyecanlanmamıştım, utanmamıştım da. Öyle bir şey yoktu. Sadece Lale aklımı karıştırıyordu.
"Saçmalama Lale, yok öyle bir şey"
Gülümsemesi mümkünmüş gibi daha da genişledi.
İmayla "Ben var demedim zaten. Öyle gibi olduğunu düşündün dedim" dedi."Sus artık" dedim sert tutmaya çalıştığım sesimle.
"Fena da olmazdı aslına"
"Lale sus lütfen"
"Abimle de yakışırsınız he"
"Lale!" Sesimi yükseltip koluna minik bi şaplak attım.
Yüzü yaramaz çocuklar gibi muzip bir hal aldı. Yandan bakış atıp gözlerimi devirdim. Sadece saçmalıyordu.
"Nilay ablanın yanında da böyle saçma şeyler söyleme sakın"
"Neden, annem seni çok seviyor"
Kollarımı bağlayıp yanaklarımı şişirdim.
"Annenin beni sevmesi bir şey ifade etmiyor. Bende onu seviyorum ama aklımda öyle şeyler yok" dedim kollarımı birbirine bağlayarak.
Evet yoktu. Sadece onu görünce biraz heyecanlanıyordum o kadar. Hem Yusuf kimdi ben kimdim.
Bugüne kadar hiç kimse olmamıştı, ne kalbimde ne aklımda. Peşimden koşan onlarca kişi olmuştu, fakat güvenip kimseyi alamamıştım hayatıma. Anlam veremediğim bir farklılık vardı Yusuf'ta. Ama bu beni farklı hayallere sürüklemiyordu. Onun benim gibi birine bakmayacağını biliyordum çünkü. Boşuna heveslenip hayal kurmanın anlamı da yoktu, bu yüzden Lale'nin dediği şeylere kulak tıkıyordum.
Lale'nin sesiyle düşüncelerimden uzaklaştım.
"Valla annem de bulamadı bana uygun bir yenge"
"Annen ne alaka? Bu devirde herkes kendi buluyor canım"
Lale küçük bir kahkaha attı.
"Abim herkes değil işte. Annemin istediği kişiyle evleneceğini söyler her zaman"İşte buna şaşırmıştım. Hiç mi sevdiği olmamıştı? Belki annesinin istediği kişiyi sevmeyecekti.
Annesinin istediği kişi...
Kulağa tuhaf geliyordu.
İçimdeki garip histen ve bu saçma konuşmadan kurtulmak için konuyu değiştirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ
General FictionYaşadığı hayattan, geçmişinden ve bugününden kaçan bir kız. Gideceği tek yer hiçlik. Kavuşacağı tek kişi kendisi. Fakat öyle olmayacak. Karşısına çıkan kişiler sayesinde daha önce hiç olmamış gibi yeniden varolacak. -ISSIZ-