Haneul's diary page fifteen

501 64 16
                                    

🍀

Bugün yine gelmeni bekliyordum, ama senden beklenildiği gibi gelmedin. Üzülmüyorum çünkü gerçekten alıştım, senin beklediğim zamanlarda gelmiyor oluşuna. Ne kadar canım yansa da hissizleşmeye başladım.

Yavaş yavaş sona da yaklaşıyorum Chan. Daha önce bir çok kez ölmek istediğimi dile getirmiştim, ama şuan ölmek istemiyorum. Korkuyorum, çok korkuyorum. Ama yanımda bana yardım edecek olan yok, öleceğimi bile bile korkumu dindiren yok, annemi emanet edeceğim biri yok. Chan, annemi sana emanet etsem onu korur musun? 

Lütfen bunu benim için yap, lütfen. Ben gittikten sonra, uzun bir süre yas tutacağına eminim. Onun acısını dindirmesine yardım et. Cenazemden sonra, ikimizin yeri olarak seçtiğimiz tepeye git. Orada ki koca ağacın önünde, gömülmüş bir mektup var. Onu anneme ver Chan. Ve annem mektubu okurken sakın yanından ayrılma. Mektubu okurken, ağlıyor olacak. Mektup bittikten sonra da daha çok ağlayacak, biliyorum. 

Ona sarıl Chan. Ben yapamıyorum, bu yüzden sen yapacaksın. Sana bağırsa, çağırsa bile asla yanından ayrılmayacaksın. Anlaştık mı? sonsuza kadar yanında da dur demiyorum. Sen biliyorsun ne zaman, ne yapacağını. Sadece acısı az da olsa dinene kadar, yanında kal. 

Annem, sana bir gün 'artık gelmene gerek yok' diyecektir. O gün kendi hayatına dönüp, arkadaşlarınla çöpçatanlık yapmaya devam edebilirsin. Ama önce, yanıma gel. Sana teşekkür etmeliyim. 

Dusk till dawnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin