Zaten bir daha Haneul'u sevdiğim kadar, birini seveceğimi sanmıyorum.
Sevmezdim, sevemezdim...
2 yıl sonra...
kimYunnie: Nasılsın sevgilim?
BChan: İyiyim bebeğim sen?
.
.
.
Chan, ondan beklenildiği gibi verdiği hiç bir sözü tutmamıştı.
Haneul'un sorduğu soruları asla cevaplamadı.
Bayan Lee'ye göz kulak olmadı.
Bir daha aşık olmam dedi, ama oldu.
Haneul kadar kimseyi sevemem dedi, ama sevdi...
Chan bilmese bile Haneul onu izliyordu.
Söz verdiği şeyleri yapmayan, nefret ettiği, tiksindiği,
ama hala deli gibi sevdiği adamın yaptığı şerefsizlikleri izliyordu. Acı içinde...
Öldüğünde her şey biter, tüm yaşadığı acılar geçer gider ve Chan'ı sevmekten vazgeçer sanıyordu.
Ama öyle olmamıştı. Hala çok acı çekiyordu... Hala Chan'ı seviyordu...
Anlamıştı. Vazgeçemeyecekti ondan. Bu yüzden, yanından ayrılmıyordu.
Chan, onu görmese bile o hep yanındaydı. Sevgilisiyle el ele tutuşurken,
sevgilisi ile gülerken hatta sevgilisi ile öpüşürken bile Chan'ın yanındaydı.
Chan için, Haneul'un boşluğunu dolduran biri vardı. Ama Haneul için, Chan'ın boşluğunu dolduran biri yoktu, olmayacaktı...
Kıyamete kadar, şafaktan gün batımına kadar sadece Chan vardı Haneul için...
🍀SON🍀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dusk till dawn
FanfictionBunu okuduktan sonra fazlasıyla pişman olacaksın, ama seni affetmek için ben burada olmayacağım. 🍀 *Haneul'un günlüğü* ⚠︎Alıntılar vardır. Günlük serisinin 1. Kitabıdır. • kitabın kapağı "Astria's Graphic Portfolio" tarafından tasarlanmıştır.