Namjoon'la yaşadığımız 'küçük' öpüşme sonrası, daha utangaç olacağımızı düşünmüştüm fakat ikimiz de bunu çürütecek sohbetler edince haksız olduğum için gülümsedim.
Saat üçe doğru gelirken, Namjoon esnemeye başlamıştı. Üşüdüğümüz için birbirine yakın olan bedenlerimizi, kafasını omzuma koymasıyla mühürlemiş gözlerini kapatmıştı.
"Uyuyacak mısın?" diye sordum, yüzünü görmeye çalışırken. Dudaklarının hafifçe titremesini görünce elimi omzuna koyup ısıtmaya çalıştım.
"İzin verirsen, oldukça tatlı, güzel bir uyku olacak."
Uzun bir süre bu tek konuşmamız oldu, çünkü hem uyumasını istemiş, hem de dünyanın en güzel melodisini; nefes alışveriş sesini dinleme şansımı yok etmek istememiştim.