17

16.4K 1K 482
                                    

Medya; Kaç Canım Kalmış • Söz, Kaçmıycam

İşte yine olmuştu. Kendimi bir türlü dersime verememiş, yine hiç olmaması gereken kişi aklımın merkezine yerleşmişti. Bu olayın 2. kez başıma gelişiydi ve sınavlarda ciddi bir düşüş yaşayacak gibi gözüküyordum. Yetmezmiş gibi bir de üstelik kalbini de kırmıştım. Sürekli benden uzak duruyordu ve neredeyse yanımdan bile geçmiyordu. Ben ise onunla göz göze temas etmeye bile razıydım. Neden bilmiyordum ama gözlerine bakmayı özlemiştim.

Oflayarak masamdan kalktım ve yatağıma yüz üstü uzandım. Saat dokuzdu ama benim gram uykum yoktu. Kollarımı yastığımın arasından uzatıp iyice yüzüme bastırarak boğuk bir çığlık attım.

"Çık aklımdan!" boğuk çıkan sesimle nefessiz kalarak kafamı kaldırdım ve yaptığım aptalca şey yeni aklıma gelirmiş gibi oturur pozisyona geldim.

"Kendine gel Savaş, sen aşık olamazsın. Sen aşık olmadın. Sen aşık ol-"

"Kime aşık olmadın oğlum?"

Gözlerimi sonuna kadar açarak kapıya baktığımda beni şüpheli gözlerle süzen annemi gördüm. Sadece başını kapıdan uzatarak bakıyordu ve sonunda içeri tamamen girip kapıyı da ardımdan kapatarak karşımda duran çalışma masamın sandalyesine oturdu.

"Savaş? Sen kime aşık oldun söylesene yavrum?" diyerek sakin ve kibar ses tonuyla merakla benim vereceğim cevabı bekliyordu.

"Kimseye aşık filan olmadım anne. Yok öyle bir şey." dedim bir an afallayarak.

"Kız güzel mi bari?" dediğinde merak ve heyecan ile gülümseyerek yüzüme bakıyordu

"Ne?"

"Ay oğlum nesini anlamadın? Kız diyorum güzel mi? Fiziği nasıl? Çok uzun mu? Çalışkan mı senin gibi?"

İtiraf etmeliyim ki annemin böyle bir tepki vermesini beklemiyordum. Hem de hiç beklemiyordum. Uzaylıların dünyaya gelmesini beklerdim ama annemin böyle bir şeye tepki vermesini beklemezdim.

Ama bir başka sorun vardı ki o da aşık olduğum, ya da olmak istemediğim kişi bir kız değildi. İsmi Dolunay'dı. Ve cinsiyeti erkekti.

"Güzel." dedim kısık sesimle. Bu konuyu şu an annemle konuşucak kadar cesaretli değildim. Kaldı ki kendi hislerimden emin bile değildim ve gerçekten onu düşünmek istemiyordum.

"Ya, başka? Ay, seninle ilk defa dersten başka bir şey konuşabiliyoruz. " diyerek gülümsedi.

Annem istediği soruları alana kadar sormaya devam edecekti. Bu yüzden de bana göre en saçma sorularını sorup beni çileden çıkartıcaktı. Sorduğu soruyu kısa bir an düşündüm. Başka ne diyebilirdim ki?

"Buz mavisi gözleri var anne. Sürekli beni içine çekiyor, onlara bakmak istemiyorum ama ne kadar uzaklaşırsam uzaklaşayım bir şekilde onlara bakarken buluyorum kendimi."

Bunu anneme söylediğime inanamıyordum. Gerçekten böyle bir şeyi annemle paylaştığıma inanamıyordum. Hayatımda istemediğim birinin gelip hayatımın en merkezine yerleştiğine de inanamıyordum.

"Ee saçları nasıl? Sana nasıl davranıyor?"

Annem bu konuyu çok sevmiş gibi sürekli sorularını sorması bende de aynı etkiyi yaratarak sabaha kadar anlatma isteği uyandırıyordu. Bu normal miydi?

"Kıvırcık sarı saçları var. Uzaktan baktığımda yumuşacık gibi gözüküyor ama hiç dokunmadım. Dokunmayı isterdim. Bana çok yakınmış gibi davranıyor. Sanki beni de bıraksam sürüklüyecekmiş gibi. Bilmiyorum anne kafam çok karışık. Önceleri onun umrunda bile değildim. Yani öyle sanıyordum. Ama şimdi bilmediğim bir şeyden dolayı öyle davranması gerektiğini anladım. Bu sefer bana daha yakın fakat ben kendimi ondan uzaklaştırdım."

Annem pür dikkat beni dinlerken içimden gelen ağlama isteğini bastırarak dişlerimle dudağımı ısırdım.

"Oğlum. Bu kız sana aşık olmuş. E sen de aşıksın işte. Bu gençlik yıllarını derslerinle heba ederek değilde biraz da kendini düşünerek yaşa. Merak etme ne olursa olsun ben hep senin yanında olacağım." diyerek sandalyeden kalktı ve yatağımın başucunda oturdu. Elleriyle yüzümü avuçlayıp yanaklarımı sıkarak iki yanağıma da sulu bir öpücük kondurdu.

"Oy benim yakışıklı oğlum büyümüş de aşık mı olmuş." diyerek çekiştirdiğinde gülerek geri çekildim.

"Anne bir dur ya eşşek kadar oldum yaptığın hareketlere bak. Sanki beş yaşındayım."

"Ay sus bakayım. İstediğim gibi severim seni. Sonuçta ben doğurmadım mı? 7 yaşında da olsan 70 yaşında da olsan yine sen benim küçük oğluşum olucaksın. Bitti." diyerek ayağa kalktığında son kez yanaklarımı sıktı ve odamın kapısını açtı.

"Bir ara şu kızı eve davet et. Nasıl birisiymiş de senin gönlünü feth etmiş merak ettim." dediğinde cevap beklemeden odamdan çıktı.

"Bir şeyi de merak etme be."

"Duydum Savaş! Yat artık."

Bunu nasıl duyduğuna şaşırsam da dediği gibi yapıp yatağıma girdim ve kafamın içindeki kişiyi sokmamaya çalışarak gözlerimi kapattım.

-----

buz mavisi • texting | gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin