El Ele

1.6K 56 8
                                    

Şebnem'in ağzından;
Gözümü açtığımda ilk gördüğüm şey Selim'in yüzüydü. İstemsiz olarak gülümsedim. Daha sonra Selim'in bana benim de Selim'e sıkıca sarıldığımı fark ettim. Kalktım ama Selim'i uyandırmaya niyetim yoktu. Kızları aradım. Selim'in yanında olduğumu söyledim. Kapattıktan sonra aşağı indim. Saat erkendi ve uykumu alamamıştım daha. Selim'inde hala uyanmadığı görünce yine aynı şekilde Selim'in yanına kıvrıldım. Ama fark ettim ki Selim bana bu sefer daha sıkı sarılmıştı. Uykuya daldım.
Selim'in ağzından;
Uyandığımda Şebnem hala yanımdaydı. Sarılıyorduk. Onu uyandırmamak için fazla hareket etmemeye çalıştım. Telefonuma uzanıp saate bakmıştım. 09.45 ti. Daha Şebnem'i eve bırakıcaktı. Şebnem hazırlanınca da birlşkte şirkete geçeceklerdi. Selim Şebnem'i uyandırmak için bir yol düşünüyordu.
Selim: Şebnem Şebnem Şebnemcim ? Hadi güzelim bak geç kalkcaz iş yerine.
Şebnem : Günaydın :)
Selim: Günaydın :)
Şebnem Selim'in beklediğinin tersine gülerek uyanmıştı.
Selim: Çıkalım mı?
Şebnem : Olur çıkalım.
Şebnem'in ağzından ;
Selim'in yumuşak sesini duyup uyanmak gerçekten çok güzeldi. Ve bütün gece Selim'le sarılarak uyumak beni gerçekten mutlu etti. Uzun zaman sonra belkide ilk defa bu kadar mutlu ve güler yüzlü uyanıyordım. Ben aklımdan bunları geçirirken eve gelmiştik.
Şebnem : İçeri gel istersen.
Selim: Olur seni içeride beklemek daha mantıklı zaten Şebnem Gürsoy.
Selim'in ağzından;
Şebnem kapıyı açtı. İçeri girdik. Ben salona geçip oturdum. Şebnem'de hemen odaya çıktı. Yarım saat sonra aşağı indi. Gerçekten çok güzel olmuştu.
Saçları harika görünüyordu.
Şebnem'in ağzından;
Aşağıya indiğimde Selim oturuyordu. Hadi dedim. Bana döndü ve uzunca baktı.
Şebnem: Selim çıksak diyorum nasıl olur?
Selim: Hı ta-tamam tamam çıkalım.
Arabaya bindik. Selim bir anda konuşmaya başladı.
Selim: Şebnem sana bir şey söyliyim mi?
Şebnem: Dinliyorum?
Selim: Çok güzel olmuşsun.
Şebnem: Şebnem Gürsoy her zaman güzel bi kere!
Selim: Ama bugün daha da güzel!
Dayanamayıp gülmeye başladık. O arada Selim'in telefonu çaldı. Telefonda yazan ismi görünce moralim bozuldu. Selim ilk başta meşgule attı. Ama Hülya bu hiç durur mu yine aradı. Tabi ben de yüzümü somurttum. Selim bana baktı sonra açtı telefonu.
Selim'in ağzından;
Şebnem'in morali bozulmuştu Hülya'nın aramasıyla. Başta meşgula attım ama Hülya yine aradı. Aslında onunla konuşmak istemiyordum ama en sonunda daha fazla uzatmamak için açtım telefonu.
Selim: Ne var Hülya!?
Hülya: Iı şey Selim ben diyorum ki bugün akşam bi yemek mi yesek? Ben ısmarlıycam kendimi affettirmek için? Ne dersin?
Selim: Hülya ben sana teknede hayatımdan çık artık demedim mi?
Hülya: Selim lütfen böyle yapma bak kendimi affettirmek istiyorum lütfen!
Selim: Hayır dedim Hülya !
Telefonu kapattım . Radyonun üstündeki boşluğa fırlattım. Şebnem biraz mutsuz biraz meraklı bir şekilde:
Şebnem: Ne dedi?
Selim: Yemeğe çıkalım kendimi affettiriyim dedi.
Şebnem: Niye kabul etmedin peki?
Selim: Niye kabul ediyim?
Şebnem : Bilmem teknedeki o öpüşmeye kadar her gece birlikte check-in falan yapıyordunuz !
Selim: Şebnem ben Hülya'yla yemek yemek isteseydim bunu Hülya'dan beklemezdim. Ben artık onunla aynı ortamda bulunmak bile istemiyorum.
Şebnem'in ağzımdan;
Selim'in üstüne gittim biraz ve duymak istediklerimi duyduğumu söylebilirim. Selim'in onunla birlikte yemek yemek istemediğini kendi ağzından duymak mutluluk verici bir şey. Biz bunları konuşurken şirkete gelmiştik. Selim arabadan hızla inip kapımı açtı.
Selim: Buyrun Şebnem Gürsoy!
Şebnem: Teşekkürler Selim İnan!
Şirkete geldiğimizde herkesin gözü Selim'le benim üzerimdeydi. Şirkete beraber girmemizi biraz entresan karşıladılar. Ama umrumda bile değil.
Yukarı çıktığımızda kötü bir sürprizle karşılaştık. Ve şuan bütün günüm mahvoldu..
Sinirden mi kıskançlıktan mı bilmiyorum ama şuan gerçekten Hülya'ya kafa göz dalmak istiyodum. Selim'den o kadar lafı yedikten sonra daha hangi yüzle bu şirkete gelebiliyordu anlamıyorum.
Selim'in ağzından;
Hülya'yı gördüğümüzde ikimizde şaşırmıştık. Bu beklemediğimiz bir şeydi. Şebnem'in sinirlendiği anlamamak mümkün değildi. Bir sorun çıkmadan ikisininde odaya girmesi gerektiğinin farkındaydım. Ben Hülyayla konuşmak istemiyordum ve Şebnem'in de konuşmak istemediğinden emindim. O an aklıma gelen ilk şeyi uyguladım.
Şebnem'in ağzından;
Bir süre Hülyayla bakıştıktan sonra Hülya ayağa kalktı tam yanımıza geliyordu ki Selim bi anda elimi tuttu. Yürümeye başladı odaya doğru. O an Hülya'nın yüz ifadesi görülmeye değerdi. Biz Selim'le el ele odaya doğru yürürken arkama bike bakmadım. İçeri geçtikten sonra Selim önce elimi bıraktı sonra da kapıyı sertçe kapattı. Perdenin arasından gizlice bakarken Hülya'nım gittiğini gördüm. Selime 'e döndüm.
Şebnem: Gitti. Selim neden elimi tuttun?
Selim: Sana bulaşmaması için.
Şebnem: Başka bi nedeni yok yani??
Selim: Var aslında .
Şebnem : Neymiş o?
Selim'in ağzından;
Aslında son söylediğim şeyi söylediğime pişman oldum. Sonuçta durduk yere Şebnem'e söyleyemezdi.
Selim: Bunu sana daha sonra açıklasam?
Şebnem: Ne zaman mesela?
Selim: En yakın zamanda.
Şebnem: Tamam Selim İnan. Sana güveniyorum.
Şebnem'in ağzından;
Diğer nedeni ne kadar merak etsemde Selim'e baskı yapmak istemedim. Ama ne diyeceğini gerçekten çok merak ediyorum.

ŞebSel Aşkı KüllenirseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin