6.Bölüm...

8.4K 881 198
                                    


"Sorun ne Hakan" Zeynep çelik yeleği üzerine geçirirken yanına doğru ilerlediği meslektaşına sormuştu.

"Uyuşturucu satışı için ihbar aldık."

"Buna narkotik şube bakmıyor mu?"

"Evet ama Kerem Komiser bizim ekibi de devreye soktu, neden bizde anlamadık."

"Bir mafya ile bağlantısı mı var?"

"Olabilir."

Zeynep daha fazla bir şey sormadan belinde ki silahı çıkarıp kontrol etti. Şehir merkezinin çıkışında terk edilmiş bir fabrikadaydılar ve etraf polisler ile çevrelenmişti. Önce fabrikanın çevresi abluka altına alındı ardından ekipler içeriye girdi. İnsan sesleri ve silah sesleri dakikalar içinde birbirine karışmıştı.

Zeynep kendisini bir yerin arkasına gizlerken iki eliyle tuttuğu silahın kabzasını biraz daha sıkı kavradı. Çevresine hızla bir göz attığın da bakışları bir siluete takılınca kaşlarını çattı ve dikkatini o tarafa yöneltti. Birisi kaçmaya çalışıyordu.. Çok fazla düşünmeye gerek görmeden o tarafa yöneldi. Kendisini koruyarak hızlı adımlarla peşine takıldı. Ayağında ki siyah postalları attığı her adımda yerden bir miktar toz kaldırıyor ve postallarını toza buluyordu.

Tüm dikkatini önünde ki adamdan ayırmadan dikkatle peşine takıldı. Bir süre sonra çatışma seslerinden biraz uzaklaştıklarında Zeynep onun çıkış kapısına yöneldiğini gördüğü an, "Dur, polis!" diye bağırdı. Açığa çıkıp, silahını ona doğrulttuğun da birkaç adım ilerisinde ki adamın duraksadığını gördü.

"Teslim ol yoksa ateş ederim. "

"Tamam, teslim olacağım." Diyen sesi işitince birkaç adım daha atıp hala arkası kendisine dönük olan adama yaklaştı.

"Silahını at ve bana dön. Ellerini görebileceğim şekilde yukarı kaldır!" sesi sert, taviz vermezdi.

Adamın elinde ki silahı yere atıp ardından ayağıyla ileriye itişini izledi. "Şimdi bana dön" dediğin de kendisine dönen adamın bir şeyler mırıldandığını duysa da ne dediğini anlayamamıştı. Üzerinde de fazla durmadı.

Kendisine dönen adama bakarken elinde ki silahı daha sıkı tutup bir adım daha yaklaştı. "Kaldır ellerini!" derken silahın namlusuyla ellerini yukarı kaldırmasını işaret etti. "Şimdi dizlerinin üzerine çök."

Onun söylediklerini uygulayan adamı birkaç dakika sonra kelepçelemişti. Bu süre zarfında silah sesleri de yerini polislerin gürültülü barışlarına bırakmıştı. Anlaşılan operasyon kontrol altına alınmıştı.

Zeynep kolundan tuttuğu adamı dışarı çıkarıp ekip arabasına götürürken, Adamın yüzüne bir kez daha dikkatle baktı. Bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkaramıyordu. Ekip arabasına gidene kadar birkaç kez dikkatle yüzüne bakmaya devam etmişti.

"Oo Zeynep Komiserim, turnayı gözünden vurmuşsun." Zeynep yanına gelen Hakan'a bakarken kaşlarını çattı.

"Ne turnası?" derken hala tuttuğu adamı ekip otosunun önünde ki polis memuruna teslim etti. "Alın şunu"

"Bu adam, Erdal Altun'un sağ kolu Osman."

Zeynep duyduklarıyla arkasını dönüp ekip arabasına yerleştirilen adama baktı ve eliyle hafifçe alnına vurdu. Nasıl tanımamıştı?

"Harbiden o"

"Valla helal be Komiserim." Zeynep onun ithafına gülerken dostça Hakanın omuzuna iki defa vurup arabasına ilerledi ve çelik yeleği çıkardıktan sonra toparlanan ekibe bakıp arabasına bindi. Yola çıktığın da bir saatin sonun da karakoldan içeri girebilmişti. Soluğu yakaladığı adamın sorgusunda almak isterken önüne çıkan Kerem Komiser ile duraksadı.

CİHAD - Ara Verildi -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin