Cihad, sıkıca sarıp yere yatırdığı kadının üzerine ağırlığını vermeden kenara kaydı ve sağ tarafından tüm bedenine yayılan acıyı görmezden gelip onu kolundan tuttuğu gibi duvar kenarına çekti. Diğer yandan bakışları sokağın diğer köşesinde ki adama kaymış ama ondan bir iz görememişti. Gitmiş olduğunu anlayınca kızın kolunu bıraktı ve kendisini kenara çekip sırtını duvara yasladı. Eli acının olduğu bölgeye giderken kaşlarını çatıp, dişlerinin arasından bir soluk aldı.
"Cihad?" diyen kısık ses tonunu işittiğin de cılız sokak lambasının aydınlattığı karanlıkta başını kaldırıp yanında dikkatle kendisine bakan kadına baktı. Yüzünde ki şaşkınlığı gördüğünde kaşları daha çok çatıldı. Ardından kadının bakışları kendisinden elinde tuttuğu ve biraz önce ateşlediği silaha kaydı ve daha sonra tekrar kendisine döndü ve hızla bedenini tarayan ela gözler elini koyduğu sağ boşluğunun üzerinde duraksadı.
"Seni vurdum."
"Aferin" diye dişlerinin arasından mırıldanırken, dişlerini sıkıp derin bir soluk aldı. Acı tüm bedenine yayılmaya devam ediyordu ve kanının oluk oluk aktığının farkındaydı. Eli kendi kanıyla kaplanmıştı.
Zeynep'in bakışları karşısında ki adamın üzerindeyken bir anda neler olduğunu kavradı bakışları sokağın diğer köşesine kaydı ve hemen ardından yanında sırtını duvara yaslamış oturan adama döndü. Ne yani onu korumak için üzerine mi atlamıştı ve Zeynep onu vurmuştu. "Aferin" diyen alaylı ses tonunu duyduğunda ise şaşkınlığı yerini öfkeye bıraktı.
"Üzerime atlarken ne halt etmemi bekliyordun?"
"Kusura bakma ölmene izin vermediğim için hatalıyım." Diyen adamın sitemkar sesi onu daha çok sinirlendirse de, onun, hayatını kurtardığının farkındaydı. Kaşları daha çok çatılırken, "Neden?" diye sormadan edemedi.
"Ne neden?"
"Neden hayatımı kurtardın? Seni tutuklayacağımın farkındasın değil mi?"
Zeynep onun karanlığa inat parlayan kara gözlerine baktı. Adamın gözlerinin ardında tek bir duygu okuyamıyordu.
Cihad'ın dudakları ona cevap vermek için aralamıştı ki sokağa giren adamı görmesiyle hala elinde duran tabancasını kaldırıp karanlıkta tam olarak seçemediği adama nişan aldı.
"Dur!" derken sesi sert ve tehditkardı aynı anda Zeynep de silahını çekip yanlarına gelen adama doğrulttuğunda çok geçmeden adamı gördüler. Cihad'ın korumalarından biriydi. Adam silahını Zeynep'e doğrulturken gözleri Cihad'ın üzerinde dolandı ve yaralandığını görünce küfretti.
"Cihad Bey!"
"İndir silahını." Adam şaşkınlıkla bir Cihad'a bir de yanında duran polise baktı. Silahını indirmemişti. Tam tersine polise bakıp, elinde ki silahla ona doğru bir adım daha attı. Zeynep yerden kalkıp adamın karşısına geçtiğin de silahını ona doğrultmaya devam ediyordu.
"İndir silahını dedim sana!"
"Cihad Bey ama.." demişti ki üçü de bu tarafa yaklaşan güçlü adım seslerini duydular ardından kulaklarına polislerin sesleri doldu. Silah sesini duyunca bu tarafa yönelmiş olmalıydılar. Zeynep'in bakışları karşısında ki adamdan yerde oturan adama kayınca kısa bir an kaşlarını çattı ve hemen ardından içinden kendine küfürler ede ede, "Git" dedi.
Cihad'ın bakışlarının kendisine kaydığını görünce dudaklarını bir kez daha araladı ve, "Hemen git. Yoksa seni gerçekten tutuklayacağım. Ya da adamın beni öldürecek" dedi.
Oturduğu yerden doğrulmaya çalışan adamın beyaz gömleğinin kanla kaplanan kısmına kaydı gözleri. Kanı damla damla zemine yayılıyordu ve kalktığı yerde ufak bir kan göleti oluşturmuştu. Çok kan kaybettiği belliydi, derin bir yara almış olmalıydı. Zeynep'in onu yakından vurduğu düşünülürse ağır bir hasar almış olması kaçınılmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHAD - Ara Verildi -
Ficción General"Dur!" derken elinde ki silahın kabzasını sıkıca kavradı. Ve bir kez daha ikazını yeniledi, bir kaç adım ötesinde ki karanlık siluete bakarak. "Polis! Elinde ki silahı bırak ve teslim ol!" Derin solukları sakinleşirken uzakta ki polis sirenlerinin...