18.bölüm

6.7K 197 28
                                    

Sen ona en sevdiğin şarkıyı armağan etmişsin ama dinlerken başkasını düşünmüş🥀

Aradan iki hafta geçmiş Çanakkale'ye taşınmış ve yerleşmiştik.

Ares'in işi sandığımdan erken bitmiş ve gelmişti. Bugün ise buraları gezecektik.

Aynada son kez kendimi süzüp çantamı alarak odadan çıktım.

Fazlasıyla heyecanlıydım. Hızlı adımlarla aşağı inip annemlere çıkacağımı  haber verdim.

Daha sonrasında evden çıkıp arabada beni bekleyen Ares'e doğru ilerlemeye başladım. Beni görmesiyle arabadan indi.

"Günaydın maviş. "

"Günaydın yakışıklı "

"Bana çıkma teklifi mi ediyorsun? "

Omzuna bir yumruk atıp gülerek arabaya bindik. Beyefendi kapımı açmayı da unutmamıştı.

"Bazen beni nerenden anladığını merak ediyorum. "

Çapkınca  gülürek konuşmaya başladı. "Göstermemi ister misin ?"

Gözlerim ağzımla orantılı bir şekilde açılırken yumruk atmak için havaya kaldırdığım elimi indirdim.

Trafikte olduğumuzu anlık olarak unutmuştum.

"Bugün fazla pisliksin. Yoksa gerçek yüzünü yeni yeni mi gösteriyorsun? "

"Ne münasebet? Ben her zaman pisliğim . " kahkahama engel olmazken aklıma gelen şeyle ciddileşip Ares'e döndüm.

"Biz nereye gidiyoruz? "

"Önce Adatepe'ye gideceğiz orda bir tanıdık var . Kahvaltımızı yapıp köyü gezeceğiz mükemmel biryer bayılacaksın. Sonra ,sonrası da sürpriz olsun. "

Birşey demeden kafamı onaylar biçimde sallayarak arkama yaslandım.

Yarım saatin ardından gideceğimiz yere varmıştık.

Köy sokaklarında ilerlerken Ares'in ne kadar haklı olduğunu fark ettim. Burası mükemmeldi.

Bir evin önünde durduk. Ares kapıyı çalarken ben etrafı incelemeye devam  ediyordum.

O sırada kapıyı bizim yaşlarımızda görünen esmer,yeşil gözlü bir çocuk açtı.

"Ooo Ares bey siz buralara gelirmiydiniz? "

"Geldik işte " verdiği cevaba gülecek gibi olsam da hemen toparladım .

"Ooo bu cennetten düşme, taş, afet ve felaket hanfendiyle beni tanıştırmayacak mısın? "

Ares kafasına biraz sert bir şaplak atmasıyla acıyla inledi.

"Aaaahh hay senin elini , neyse ben Gökten"

Ağzımdan kaçan kahkahaya engel olamazken bana uzattığı elini yavaşça indirdi .

"Yaa çok özür dilerim kulağa biraz farklı geliyorda" konuşurken gülmemek için çok zor tutmuştum kendimi .

"Önemli değil gülen ilk insan değilsin "

Kapıdan çekilmesiyle içeri girdik. Ne kadar ayıp ettiğimi bir kez daha anlarken Gökten'e döndüm.

"Ben cidden özür dilerim kendimi tutamadım. "

" yok önemli değil "

Birşey demeden kafamı sallarken içeri yine bizim yaşlarımızda sarışın, kahve gözlü  gözlü güzel bur kız girdi.

Aral💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin