Sabah alarmın o iğrenç sesiyle uyandım. Kendi kendime
"Ooffffffffff offffffffff yine pazartesi yine pazartesi." diye mızmızlanıp doğruldum ve yatağın yanındaki çekmeceden çorap aldım. Üzerime açık mavi bir pantolonla kanguru cepli ve kapuşonlulu kısa kollu beyaz tişörtümü de giyip odadan çıktım. Mutfağa girdiğimde Irmak ve Berra'nın yardımlaşarak domatesli tost yaptıklarını gördüm (Favorimdir).
"Günaydın kızlar." diyerek selam verdikten sonra kahvaltılıkları çıkarmak için buzdolabına yöneldim. Ben sofrayı hazırlarken Şimal saçını at kuyruğu yapmaya çalışarak içeri girdi ve günaydın dedi.
Tostlarımızı yiyip, sofrayı toplayıp ve hazırlanıp okula gitmek için dişarı çıktık. Evimiz okula yakın olduğu için yürüme mesafesindeydi. Okula vardığımzda daha zilin çalmasına 20 dakika gibi bir süre olduğu için bahçede bulunan çardaklardan birine oturduğumuzda bir süre sonra yanımız gelip iki erkek oturdu ve ikiside gülümseyerek
"Merhaba." dedi. Bizde omlara gülümseyerek merhaba dedik.
"Galiba sizde bizim gibi birinci sınıfsınız." dedi kara saçlı kara gözlü olan ve bizde kafamızla onayladıktan sonra yanındaki ela gözlü vekahve saçlı çocuk
"Sevgilileriniz varmı ?" dedi Berra tam ağzını açmıştıki ben hemen lafa dalarak
"Pardon ama neden soruyorsunuz ?" dedim. Çünkü onlarla daha bir dakika önce tanışmıştık ve ben daha bir dakika önce tanıştığım birine bu bilgiyi vermezdim.
"Hiiç, sadece sizin gibi güzel kızların sevgilieri var mı diye merak etmiştik." dedi kara gözlü olan. Bu konuşmanın gidişatından giç hoşlanmamıştım bu yüzden saatime bakıp zilin çalmak üzere olduğunu gördüm ve kızlara dönüp "Kızlar hadi zil çalmak üzere." dedim ve sonra onların olduğu tarafa dönüp "Sizinle tanıştığımıza memnun oldum henüz adınızı bilmesemde." dedim ve onlarda gülümseyerek sırayla isimlerini söylediler.
"Ben Ulaş." dedi kara gözlü kara saçlı olan ve
"Ben de Fırat." dedi ela gözlükahve saçlı olan. Biz de onlara isimlerimizi söyledikten sonra oradan hızla uzaklaştık ve derse girdik.
Günümüz herzaman ki gibi geçmişti ve okuldan çıkmıştık. Denizlerle konuşup hazırlanmak için evlere dağıldık.
Eve vardığımızda hemen odama gidip bir çanta çıkardım. İçine sırayla gözlük, bornoz, havlu ve temiz çamaşır koydum. Sonra üstümdekileri çıkardım ve beyaz siyah çizgili bikinimi giydim ve dolaptan açık mavi bir şort ve lila bir tişört çıkarıp bikinimin üzerine giydim. Saçlarımıda özenmeden hemen bir topuz yapıp odamdan çıktım. Kızlar salonda oturmuş beni bekliyorlardı ve benim geldiğimi görünce ayaklandılar. Havuza yürüyerek gidicektik çünkü havuz bize çok yakındı.
Havuza vardığımda oğlanların kapıda sohbet ederek bizi beklediklerini gördüm. İçeri girip hazırlandık, havuzun üstü kapalı olduğu için güneş kremi almamıştım. Zor bela kenardan fışkıran saçlarımıda boneme soktuktan sonra gözlüğümü aldım ve diğerlerinin yanına gittim. Irmak tek omuzlu mor bir mayo, Berra saçıyla çok güzel duran fıstık yeşil ibir bikini, Şimal ise sporcuların giydiği türden düz siyah şortlu bir mayo giymişti. Hepimiz hızlıca duşa girip ıslandıktan sonra bornozlarımızı giyip havuza doğru ilerledik. Erkekler kapıda olduğu gibi bu sefer bizi beklememiş suya girmişlerdi. Hepimiz bornozlarımızı çıkarıp onlara doğru yürümeye başladık, havuza yaklaşır yaklaşmaz Şimal öyle hızlı ve kusursuz bir şekilde suya daldı ki havuzdaki çoğu kişinin ve Denizgilin gözleri ona çevrildi. Ama biz onun gibi kusursuz yüzmediğimiz için sırayla bombalama bir şekilde havuza atladık ve erkeklere doğru yüzmeye başladık.
"Selam." dedi Burak
"Selam." dedi Berra ve hemen ardından Şimal tahminimce yetenekleriyle onları kıskandırmak için hemen lafa atlayıp
"Yüzme yarışı yapalım mı ?" dedi tabii biz onun yeteneklerini bildiğimizden ses çıkarmasakta Deniz hemen lafa atlayıp istediğini söyledi. Hadi bakalım sonumuz hayır olsun. İkiside havuzun başına geçtiler ve atlama pozusyonunu aldılar ve ben de üçten geriye saymaya başladım
"Üç iki bir." dedim bağırarak ve ikiside aynı anda suya atladılar. Anlaşmalarına göre bulunduğumuz kulvar boyunca ilk gidip gelen kazanıcaktı. Şimal yılların vermiş olduğu profesyonellikle daha iyi yüzüyordu fakat Deniz' de hiç fena değildi ama yarışı tabi ki de Şimal kazanmıştı. Yanımıza geldiğinde Deniz daha dönüş yolunun ilk çeyreğine yeni başlamıştı. Şimal o tarafa doğru bakıp kazanmanın vermiş olduğu memnuniyetle sırıtıyordu, Deniz yanımıza geldiğinde Şimal'in aksine nefes nefeseydi.
Havuza bulunduğumuz sürenin geri kalanında yine küçük iddialaşmalar olmuştu ve kimisini onlar kimisini biz kazanmıştık. Hatta bir keresinde atlamak için havuzdan çıktığımda kızlarla birlikte erkekleri onlardan habersiz suya itmeye çalışmıştık ama onlar sanki daha ömceden onları iteceğimizi hissetmiş gibi biz onları iterken bizi tutmuşlardı ve sonuç olarak hepimiz üst üste düşmüş ve bu olaya kahkalarla gülmüştük.
Havuzdan çıktığımızda hepimiz çok yorgunduk ve hemen evlerimize gidip uyumanın derdindeydik. Eve vardığımızda nasıl yaptığımı bilmeden hemen pijamalarımı giyip uyudum.
***
Hellooooooooo. Şimdi siz bana gecenin bu saatinde ne diye bölüm yayınlıyosun diyosunuz biliyorum ama diyecek bir nedenim yok bu yüzden iyi geceler. ***Yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın*** Vote atmak zor bir şey değil ve bu yüzden sadece o küçük yıldıza dokunup beni sevindirebilirsiniz. Bay bay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8 SİLAHŞÖR (Askıya alındı.)
Genç KurguBir dostluk hikayesi... Noktalama kurallarına uyulmuştur.