*İyi okumalar
Parti gecesinin üstünden 3, sinir krizimin üstünden de 2 gün geçmişti. Bu sürede yine kendimi odaya kapattım. Depresyon yalnız çekilen bir şeydi. Ve ben artık depresyonda değilim diye kendimi kandırmaktan da vazgeçmiştim. Annem ısrarlarımdan sonra gelenleri eve almamaya da başlamıştı. Bu yüzden kendime rahatça acıyabiliyordum. 10 dakikada bir yaktığım sigarayı söndürdüm. Ciğerlerim artık kesinlikle ölüydü. 3 aydır günde 4 paketten fazla içiyordum. Alkolu zaten su niyetine kullanmaya başlamıştım.
Bu bitmiş tükenmiş halimin geçeceğine dair ise inancım yoktu. Her düştüğümde sarılmak istediğim uyuşturucuyu ise sırf bu olayların sorumlusu olarak gördüğüm için, engelleyebiliyordum.
Annem odama gelip manzaraya acıyla baktığında gözlerimi tavana çevirdim.
"Odanın duvarları kararmış Camı aç bari."
Sözlerini bitirdikten sonra camı açmaya gitti. Bir poşet alıp küllüğü boşaltırken yerdeki izmaritlere de kötü kötü bakıyordu.
"Burçak buna ne kadar daha devam edeceksin?"
Bana öfkeyle baktığında güldüm.
"Belli bir zamanı yok. Rahatsızsan siktirip gidebilirim."
Gözleri irileşirken kaşlarını çattı.
"Düzgün konuş. Senin için dediğimi biliyorum."
"Aynen anne."
Paketten bir dal daha çıkardığımda elimden çekip, dalımı kırdı. Yetmeyip paketide alıp elinde buruşturdu.
"Bu kadar yeter Burçak. Artık kendine gelmen lazım."
Ben zaten kendimdeyim demek istedim ama bu yalan olurdu. Hiç bu kadar kendime yabancı olmamıştım.
"Anne başım ağrıyor."
"Dumandandır. Şuna bak 5 dakikada içim daraldı. Çıkıp hava al."
Oflayıp çenemi sıvazladım.
"Hava almak istemiyorum."
"Burçak!"
İkinci kez oflayıp "Ne?" dedim.
Çatık kaşları düzelirken derin bir nefes aldı. Üzgünce bakmaya başladı. Yatağıma otururken acıyan ifadesi yüzünde yer etti.
"Kızım her ilişkide ayrılık olabilir. Bunu hayatının sonu haline getirmemen lazım. Bak bana, babanla çocukken tanışmıştık. Onu ne kadar seviyordum ve ne oldu?"
Gözlerimi kaçırdım. Onu o kadar seviyordu ama o adam onun hayatını mahvetmişti. Tıpkı o gün Yaren gelmese benim Aksay'a yapacağım gibi. Annem cevap vermediğimde devam etti.
"Köyden gelmiş bir kız, şehirde ne yapsın değil mi? Baban gittiğinde hem üzüntüden hemde ne yapacağımı bilmediğimden yıpranmıştım. Neyse ki sen vardın."
Elimi sıktığında yüzüne baktım.
"Kızım olduğu için güçlü kalmalıydım. Sen de çevrendeki insanlar için güçlü kalmalısın. Senin bu halin en çok bizi üzüyor. Fark etmiyorsun ama sürekli arkadaşların geliyor. Sen onları görmek istemesen de gelmeye devam ediyorlar ve benimle konuşup gidiyorlar. Seni çok önemsiyorlar. Sen de kendini önemsemelisin."
Kaşlarım çatılırken, elimi yavaşça avcundan çektim. Farkında değil miydim? Nasıl farkında olmazdım. Görmezden gelmek daha kolaydı. Çünkü düştüğüm bu hale onları da çekmek istemiyordum.
"Anne bu duygusal konuşmayı yapmak istemiyorum."
Zaten yeterince duygu yüklüydüm. Yıllardır ağlamaya karşı geliştirdiğim duvar bile çatlamıştı. Gözlerimin dolması son zamanlarda kolay bir şey haline gelmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/213210866-288-k276558.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER 2 (gxg)
RomanceTAMAMLANDI Evrenin sürekli seni sınamak gibi bir huyu vardır. Bir olumlu olaya, binlerce olumsuz olayla karşılık verir. Mutlu bir aşka başladım derken, lanette peşinden gelir. İKKKS'nin devamıdır.