Bölüm 5

39 2 2
                                    


Işıl kulübe gibi yerden koşarak çıkmıştı fakat anlık nereye gideceğini şaşırsa da buraya ilk geldiği zamanki yolu hatırladı. Neyse ki hafızası bu konuda güçlüydü de sıkıntı olmamıştı. Akın hazır onu bekliyordu. Işıl aceleyle arabaya binerken 'Gidelim hadi.' Dedi. Akının kaşları çatılmış ve kendisi de gerilmişti. Işıl ve Akın oradan hızla uzaklaşırken geride 4 adam sinirli bir şekilde kalmıştı. Mertin adamları olayı anlayınca 'peşinden gidelim mi?' diye sordular. Mert adamlarına sinirli bir şekilde baktıktan sonra derin bir nefes aldı ve başını hayır manasında salladı. Arkada kalan 3 adam ise birbirleriyle bakıştılar. Mert eliyle yüzünü sıvazlarken Poyraza döndü. 'Sanırım sizi hiç çağırmamalıydım. Zaten gergindi aramız siz de üzerine tuz biber oldunuz.' Dedi. Aslında içten içe istediği gibi olmadığı için sinirliydi ama şimdi sanki onlar yüzünden ışıl ona sinirlenmiş gibi yalan söylüyordu. Poyraz ellerini cebine koyarken ayağının ucuyla yerdeki minik çakıl taşlarını ittirmeye başladı. Yüzünde yarım bir gülümsemeyle Merte 'O zaman bu son görüşmeniz olsun.' Dedi. Daha sonra kaanla servere bakarak kafasıyla gidelim işareti yaptı. Onlar odadan çıkar çıkmaz Mert gülmeye başladı. 'Aptallar.' Dedi. Poyraz arkadaşlarıyla arabaya bindikten sonra 'Kızın kaçmak gibi bir yeteneği var.' Yorumunu yaptı ve arabayı çalıştırdı. Server 'Mert pek kızın yaptıklarına takılmıyor gibi. Benim tanıdığım Mert peşine o adamları takardı ve kızı yaka paça sürükleyerek getirirdi. Sonra da cezasını verirdi.' Dedi. Kaan ise bambaşka bir detaya takılmıştı. 'Kaçırdığınız bir şey var.' Deyince poyraz dikiz aynasından Kaan'a baktı. Server ise omzunun üstünden bakarak arkadaşının ne söylediğini anlamaya çalıştı. 'Kız saatini ayarlayıp gelmişti. Ne zaman ki alarm çalmaya başladı ondan sonra hepimize teker teker baktı ve elini tekrar arkaya attı.' Server de Poyraz da aynı anda onayladılar. 'Bende onu fark ettim.' Dedi Server. 'Planlamış yani.' Poyrazın çenesi gerildi. 'Bu demek oluyor ki Işıl buraya devamlı gelip gidiyordu.' İki arkadaşı da poyraza dönüp baktı fakat yorum yapmadılar. Aslında Mert ilk başta farklı düşünce empoze ettiği için Poyraz önünde duran gerçeği göremiyordu. Işılın aslında kaçmaya çalıştığını onunla fazla kalmak istememesini anlayamıyordu. Poyraz telefonunu çıkardı bir hışımla. Işılın babası Hakan'ı aradı. Adam biraz geç açtı telefonu. Poyraz hem Mertin gösterdiklerine hem de telefonu açmayışına da ayrı sinirlenerek adama bağırdı. 'Kızına söyle evlilik hazırlıklarına başlasın.' Adamın cevap vermesine gerek duymadan telefonu kapattı. Kaan da Server de ayrı ayrı endişeyle Poyraza baktı. Şirketin girişinde Simge ve Petek onları karşıladı. 'Sonuç?' dedi Simge. Poyraz neredeyse gözlerinden ateş çıkacakmış gibi döndü 'Başta ne karar verildiyse o olacak' Dedi. Etrafı kasıp kavuran fırtına gibi geçip asansöre gitti. Arkadan gelen Kaanla Servere döndü bu seferde kızlar. Fakat çalışanlarında dikkatini çektiği için kızları yukarıya çıkarttılar. Poyraz, odasında bilgisayarın başında tuşları kıracak gibi çalışıyordu. Petek Poyrazın sinirinden genel olarak korktuğu için geriye çekti kendini. Simge 'Poyraz biraz sakin ol.' Dedi. Poyraz gözlerini bilgisayardan çekip simgeye çevirdi. Simge Poyrazın öyle baktığını görünce susmak zorunda kaldı. Simgenin susmasıyla poyraz tekrar bilgisayara döndü. Odaya sessizlik hâkim oldu. Server işaret yaptı herkese çıkalım diye. Poyrazı odada yalnız bıraktılar.

Birkaç saat sonra telefonu çaldı. Arayan kişiyi görünce telefonu eline alırken ayağa kalktı. Hakanın sesi sinirli ve biraz da sanki nefeslenmeye çalışıyormuş gibiydi. 'Konuştum onunla ama sen yine de son kez konuş. İkna olmuştur tahminimce.' Dedi. Poyraz sadece tamam dedikten sonra kapattı. Şimdi haber vermesi gereken iki kişi daha vardı. Kendi odasından çıkıp üst katta bulunan babasının ofisine çıktı. Adam masasında oturmuş önüne getirilen birkaç dosyayı inceliyordu. Poyrazın babası Tuğrul Bey her ne kadar 60'lılarının ortasında olsa da öyle durmuyordu. Saçları beyazlaşmış uzaktan bile sert mizacını belli eden bir yüzü vardı. Poyraz odaya girince gözlüğün üstünden baktı ona. Poyraz önce babasını selamladı daha sonra ise dosyaları bekleyen sekretere baktı. Tam çıkmasını söyleyecekti ki Tuğrul Bey 'Kalsın.' Dedi. Poyraz derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı. 'Her şeyi ayarladım. Ailesi de tamam dedi. Eğer bir terslik olmazsa haftaya tarih alacağım.' Dedi. Adam poyraza önce baktı daha sonra önünde duran soyayı kapattı ve gözündeki gözlüğü çıkarttı. Geriye yaslanıp ellerini masanın üzerinde birleştirdi. 'Kızın fotoğrafını tekrar göreyim.' Dedi. Poyraz son bir haftadır cüzdanında yer edinmiş fotoğrafı çıkartıp babasına uzattı. Adam kızın fotoğrafını iki parmağının ucunda tuttu. Biraz baktıktan sonra 'Güzel.' Dedi. 'Al tarihi. Ayarlamaya başlayın her şeyi.' Diye ekledi. Poyraz kızın fotoğrafını tekrar aldıktan sonra sekreterin meraklı bakışlarına döndü. Adama belli bir süre baktı. Adam Poyrazın bakışlarını fark eder etmez kafasını yere eğdi. Poyraz babasının yanında çıktıktan sonra cebinden telefonunu çıkarttı ve Işıla kısa bir mesaj çekti.

ANLAŞILMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin