Ortamda oluşan sessizliğin yanında gerginlikte gelmişti. Işıl tek kaşını kaldırarak arkadaşına bakıyordu. J. T'nin şaşkınlığı geçince elini yanağından çekti.
''You are a liar.'' (Yalancı.)
Poyraz duyduğu cümle ile kaşlarını çatarak J. T'ye döndü. Bu ne anlama geliyordu şimdi. J.T ellerini teslim oluyormuş gibi havaya kaldırdı.
''I can explain.'' – (Açıklayabilirim.)
''Which explanation are you talking about?'' (Hangi açıklamadan bahsediyorsun sen?)
Poyrazların iyice aklı karışırken sonunda Simge olaya dahil oldu. ''Işıl ne yaptığını sanıyorsun sen!''
''Bir saniye,'' diye Simge'ye çıkıştı.
''Bu adam...'' derken elini yumruk yaparak kaldırdı fakat arkadan çevirmen olaya dahil oldu.
''Hanımefendi daha fazla böyle davranmanıza izin veremem.'' Adam uyarısını yaparken Işıl arkasını dönüp ona alaycı bir tavırla baktı. J.T elini adama yapma manasında salladı. Çevirmen J. T'nin hareketini görünce susmak zorunda kalmıştı. Poyrazlar ise J. T'nin hareketi ile iyice afallamışlardı.
''Please, Relax!'' diyerek arkadaşını sakinleştirmeye çalıştı. Işıl iki saniyeliğine gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı. J.T ise hafif başını eğmiş kıza hafif gülümser şekilde bakıyordu. Kız gözlerini açınca kısa süren bir bakışma yaşadılar. Daha sonra anlamsız bir şekilde gülmeye başladılar. J.T Işıl'a bir adım atıp onu kolları arasına aldı ve sıkıca sarıldılar. Poyraz ve arkadaşlarındaki gerginlik ve öfke yerini şaşkınlığa bıraktı. Hala sarılamaya devam ederken Poyraz kendini hatırlatmak amacıyla öksürdü. İkili birbirinden ayrılsalar da J. T'nin kolu hale Işıl'ın omuzunda, Işıl'ın kolu ise J. T'nin belindeydi. Poyraz onlara ters ters baksa da bir şey diyemedi. Çünkü çözmeleri gereken bir problem vardı. Simge yeniden ''Ne oluyor?'' diye sordu.
Işıl nereden başlayacağını düşündü bir süre. Bu diğerlerini meraklandırmaktan başka bir şeye yaramamıştı. Sonunda ''J. T benim üniversiteden arkadaşım,'' diyerek başladı.
''Üniversite mi?'' Simge hızla düşen dosyalarını alıp içini karıştırdı. ''Ama burada J. T'nin üniversiteyi Kore'deki Seul Üniversitesinde okuduğu yazıyor.'' Işıl kafasını sallayarak onayladı. ''Siz nasıl arkadaş oluyorsunuz?'' Işıl cevap vermeden sadece kaşlarını kaldırarak kıza baktı ve bağlantıyı kurmasını bekledi. Simge bağlantıyı kurunca kaşları yeniden çatıldı. ''Nasıl yani sen Kore de mi okudun?'' Işıl yeniden kafasını onaylamak amacıyla salladı. Hepsinin yüzünden şaşkınlıkları okunabiliyordu. Işıl gülmemek için kendini zor tuttu.
''Dün için özür dilerim.'' J. T'nin Türkçe konuşması hepsini bir kez daha şoka uğrattı. Işıl bu sahneyi görünce gülmekten kendini alamadı. Yine de onlara bir şey demeden J. T'ye döndü. ''Seni öldürmek istiyorum. Hala.'' J.T kızın kendisine olan tatlı öfkesini görünce gülümsedi ve elini kızın başına koyarak saçlarını okşadı. Poyraz her bir hareketi tek tek aklına yazıyordu. ''Neyse şimdilik bunu erteliyorum. Birincisi kaç günlüğüne buradasın? İkincisi akşam ne yapıyoruz? Bu arada Akın'a haber vereyim.'' Işıl tam telefonunu çıkartmış rehbere girerken J.T elinden telefonu çekip aldı. ''Haber vermek falan yok. Benim amacım size sürpriz yapmaktı. Bozma bunu.'' Işıl düşünüyormuş gibi yaptı. ''Tamam tamam bozmayacağım. Hadi söyle kaç gün buradasın?'' Işıl resmen köpek yavrusu gibi bakıyordu. J.T tüm bedenini ona döndürüp iki omuzunu da tutarken yüzünü yüzüne yaklaştırdı. ''Üç gün!'' diye fısıldadı. Işıl'ın gözleri mutluluktan kocaman olurken ''Gerçekten mi?'' diye ufak bir sevinç çığlığı atıp J. T'nin saçlarını karıştırdı. J.T saçlarının karıştırılmasıyla Işıl'dan uzaklaşmaya çalıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞILMAK
Teen FictionHerkesin anlaşılmak istediği bir an vardır. fakat o anları kimseye söyleyemezsiniz.