DOKUZUNCU BÖLÜM."IŞIKLAR KAPALI".

61.8K 4.3K 5.9K
                                    

DOKUZUNCU BÖLÜM:
"Işıklar kapalı"

I monster, who is she?🎶

I monster, who is she?🎶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎭

Üzerime doğru eğildiğinde kaçmak istedim, fakat o, bana bu fırsatı tanımadı. Boğazıma dolanan iri parmakları soluğumu kesti. Bedenim usul usul yerden ayrılırken, çok geçmeden ayaklarımı da yerden kesti. Dün gece dans ettiğimizde mutluluktan ayaklarımı yerden kesen adam, şimdi öldürmeye ant içmiş gibiydi. O nefreti gözlerinde görebiliyordum.

İki elimle bir elini boynumdan çözebilecek güce sahip değildim. Bileğine tutunmuş, boğulurken son sesleri çıkarıyordum, ancak o, "Böyle kolay öleceğini düşünmüyordun herhalde," dedi ve beni tek bir hareketiyle metrelerce öteye fırlattı.

Bedenim bir ağacın gövdesine toslayana dek gerçek manâda uçtum. Ta ki, bir ağaç gövdesine çarpıp, ordan da yere çakılana dek. Yanağım bir buz parçasına çarpmış gibi acıyordu, tenimden ziyâde elmacık kemiğim sızladı, ancak uyuşmuş gibiydim. Belki soğuk daha çok acıtıyordu, belki de şu an vücudumda olan her hangi bir sızıyı kamufle ediyordu ve ben farkında değildim.

Yerden destek alarak kalkmaya çalıştım ancak daha yanağımı bile yerden ayıramadan yeniden güçsüz düşerek bir kez daha çakıldım. Kar tanelerinin doluştuğu kirpiklerimi aralayıp, bulanık görüş açıma giren o ayakları gördüm. O yürürken sanki tüm gezegen sarsılıyordu. Elinden kurtulmama imkân yoktu. Belki de sadece teslim olmalıydım.

Eğilip beni yerden aldığında, ona direnecek gücümün olmadığını farkettim. Sanki ruhum bedenimi terk etmiş gibiydi; öyle vahim, öyle acı verici.

Beni omzuna attığında üst gövdem arkaya doğru sallandı. O yürüdükçe kollarım apansızca sağa sola sallanıyor, kar tanelerinin yapıştığı saçlarım fırtınanın ortasında oradan oraya savduluyordu. Başımın arkasındaki ve sırtımdaki o şiddetli ağrıyı yaşamak, şimdi ölümden daha beter geliyordu.

Ben de kendimi güçlü sanırdım.
O bana dokununca anladım, değilmişim.

Fazla uzağa gitmeden durdu ve beni omzundan indirip atının üzerine oturttu. Yan şekilde oturduğumda, düşmemek için hemen onun kollarına tutundum. Bir anlık göz göze geldiğimizde, siyah olan gözünün etrafının kanla dolduğunu gördüm ve dehşet içinde kalarak hemen ellerimi kollarından çektim.

Çok geçmeden o da arkamda oturdu ve kollarını iki yanımdan geçirip, atın dizginlerini eline aldı. Bir şey demesine veya bir şey yapmasına gerek kalmadan atı hızla koşmaya başladı. Tutunacak bir yere ihtiyacım vardı ancak atın saçlarını incitmemek için kollarımı Atilla Karahan'ın beline doladım.

KELEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin