Benim beklediğimden erken gelse de sizin için geç olduğunu biliyorum jdjdkdkd.
Neyse böyle başlamayacaktım, öhö!
Bölüm hakkında~
Önceki bölümde Larry070631 yorumundan yola çıkarak oluşturulan bu bölüm bana şöyle bir fikir verdi.
Neden sevgili sizlerin aklına gelen ve keşke diye başladığı cümlelerin olduğu o yorumlardan hareketle bölüm yazmayayım ki?
Çok da hikayeden kopuk isteklerinizin ve beklentilerinizin olmadığını umarak jejekdkdkek en alta bir 'Keşke...' bölümü bırakıp, dilek kutusu misali yorumlarınızı bekliyor olacağım.
Bölüme geçmeden önce aklıma takılan bir soru, başta hiç düşünmemiştim ama;
Sizce hikayeye, geçici veya kalıcı, sivil, süper veya kötü kahraman olarak Niall, Liam ve Zayn üçlüsünü eklemeli miyim?
Fikirlerinizi merak ediyor ve İyi Okumala~r diliyorum.
× × ×
Islıklarım dökülmeye başlamış olan binanın merdivenlerinde yankılanırken, Böceğimin artık aşınmaya başlamış olan ağıyla kendimi yukarı çekmeye devam ettim. Ayaklarımı merdiven korkuluklarına koyarak kendimi yukarı itiyor ve üç adımda çıkacağım merdivenleri tek bir sıçrayışla aşıyordum. Böceğim hayatıma girdiğinden beri her yerde izini bırakmayı başarıyordu. Fakat favori izler her zaman boynumdaki olarak kalacaktı.
Louis'nin boynuma izleri nasıl bıraktığını hayal ederek inleye inleye tırmanırken kapıma varmıştım bile. Pantolonumun kemer yerine bağladığım poşeti elime alarak çöplüğüme girmeye hazırlandım. O lanet günden beri itinayla onunla ilgileniyor ve kesinlikle peşinden ayrılmıyordum. Her sabah yemeğini alıp geliyor, ellerimle besliyor, hatta banyosunun yaptıracak kadar ileri gitsem bile küçük(!) bir yumrukla reddedilerek onu kapısında bekliyordum. Kısaca bahaneyle, Böceğim çöplüğümün içinde bir gül gibi açarken ben de fırsatı değerlendiriyordum. Utanmasam işi gücü bırakıp onun kahramanlık işlerine bile giderdim. Fakat orası biraz olanaksız duruyordu. Hangi Deadpool paraları kendi elleriyle aynasızlara teslim edecekmiş?
Islık öttürmeyi bırakarak sessizce kapıyı açtım. Böceğim uyumuyor olsa bile şansım varsa arkası dönük olurdu ve bu sayede poposunu mıncıklama fırsatını kazanabilirdim. Çünkü Böceğimin gerçek aşkı sayesinde -diye düşünüyorum- Örümcek hisleri midir, ne karın ağrısıysa, çalışmıyordu bana karşı. Bunun ne kadar mükemmel bir şey olduğunu zamanla kavrıyordum.
Ama hayır, uyanık değildi. Aksine o kadar güzel uyuyordu ki elimdeki poşeti düşürmeme ramak kalmıştı.
Yana doğru düşmüş başı ve aralık dudaklarına katılan uzamaya başlamış olan perçemleriyle iyice cezbeden ifadesini es geçtim. İçimden ılık bir şeyler akıp gitmişti... Umarım ters tarafa falan boşalmamışımdır... Kendimi tuttuğum o kadar çok an vardı ki bu yaşansa da şaşırmazdım. Ellerinin biri yastıkta diğeri göğsünde dinlenmekteydi. İnce yorganımın altında ise çıplaklığından emin olduğum bacakları iki yana açılmıştı sanki... Sanki bir şeye sarılma ihtiyacı duyuyor gibiydi. Mesela yokluğumda sarılabileceği bir şey-.
Aklıma gelen fikirle bakışlarım ani bir hızla, yere savrulmuş olan kostümlerime kaydı. Hayallerimi bu denli süslediyse, gerçeğini görsem başıma ne gelirdi acaba... Hemen test etmek üzere poşeti komidine bıraktım ve kıyafetlerime koşturdum. Adım adım Böceğime yaklaşırken bir yandan uyanmaması için dua ediyordum. Kısa süreli bir seyir ve birkaç fotoğraftan sonra aldığım yere geri fırlatacaktım nasılsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
spideypool // larry
Fanfictioniki çılgın insan iki çılgın kişilik iki çılgın kahraman(!) ve iki maskenin arkasına saklanmış azgın MARVEL SHİPS [larry] hikaye başlangıç tarihi: 16 Ekim 2016