3.BÖLÜM

100 12 25
                                    

İsimler önemsiz,
Gelip ağladığın taşlar, sandığın taşlar değil,
Gözünün gördüğü herkes,
Gördüğünü sandığın insan değil.
Ben benim desem,ben miyim?
Söylesene, ben kimim?

Hatırlatma*
_Ooo...ailemizin katil üyesi de sonunda dönmüş.

Karşısında dikilip sanki babam değilmiş gibi bakıyordum.
Elimde bir güç olsa yapacağım ilk iş bu adamı öldürüp annemi buradan almak olurdu.

_ Döndüm.

_ İyi...sana söyleyeceklerimiz var. Baştan söyleyeyim reddetme gibi bir seçeneğin yok!

Önünden geçip koltuğa yerleşirken annem yanına oturdu.
Annemin gözleri dolduğunda benimle ilgili kötü bir karar alındığını anlamıştım.

_ Şimdi söylemesen...yeni geldi çocuk.

_ Çocuk ha... Adam öldüren çocuk gördün mü sen hiç?

_ Anne... bırak anlatsın.

_  Aslında çok basit. İşler bir imzaya bakıyor.

_ Ne imzası?

_Ailemizi güvence altına alma imzası...sen hapse girdikten bir hafta sonra öldüğün adamın kardeşi geldi eve. İstediği şey de basit.

_ Uzatma.

_ Yeğeniyle evlenmeni istiyor diyeyim kısaca o zaman.

Annem korku ile bana bakarken babamın bunu söyleyeceğini tahmin etmiyordum.

Kimseyle evlenmek istemiyorum ben. Kimsenin hayatının cezasını benimle evlenerek verilmesini istemiyorum.

Hayatımda hiçbirşey yaşanmamış olsa bile ben evlenmek hele de o kızla evlenmek istemiyorum.

Benim tek isteğim annemi alıp gitmek!

_ Kimseyle evlenemem ben.

_ Babasını öldürürken iyiydi değil mi? Kızın annesi de yok. Kimsesiz kaldı. Evlenmezsen bizi tehtit edecekler. Belki de ailemizden biri eksilecek!

_ Amcası ile kalsın. Umrunda değil. Adamların yok mu?

_ Mafya amcası mı?

İkimizinde gittikçe sinirleniyorduk. Biz ard arda konuşurken ne abimin ne de annemin sesi çıkıyordu.

Kendimi sonuna kadar savunmak için elimden geleni yapacağım.

_ Babası da mafya sen d mafyasın! Bu hiçbirşeyi değişirmez!

Salondan çıkarken durdum ve tekrar ona döndüm.

_ Ben bunu reddettim... peki adam geldiğinde sen ne dedin?

Alayla suratıma baktı. Yumruk geçirme istediğimi bir kenara attım.

_ Benim oğlan da bekar dedim.

İçimden küfürleri savurdum.
Birşey demeden odama çıktım.
Kafa dinlemeye ihtiyacım var.

Kapıyı açtığımda herşey  bıraktığım gibiydi. Eminim bunu annem istemiştir.

Yatağım...
Çalışma masamdaki çizimlerim...
Her zaman kapalı olan perdem...
Yatağımın üzerindeki ütülü t-shirt'üm o gün annemle alışveriş merkezine gitmek için annem koymuştu.

Yatağım her zamanki gibi dağınık. Toplattırmalarına da izin vermezdim.

flashback
_ Oğlum ne var ki şu yatağını düzeltseler? Ben düzelteyim bari?

_ Ne gerek var anne? Akşam yatınca yine bozulmayacak mı? Hem yorma sen yumuşacık ellerini. Böyle daha güzel görünüyor.

_ Pasaklı oğlum.

_ Efendim annem?
flashback

Ben onun  her zaman pasaklı oğluydum. Böyle kalmayı da seviyordum.

_ Yatağını hiç toplatmadım.3 yıl boyunca. Hizmetliler  bile girmedi temizlemek için. Ben girip yerleri silip toz aldım.

Arkamdan annemin titrek sesi gelince yine durduramadım gözyaşlarımı.

Arkamı dönüp koşarak sarıldım. Annemin kendisine özel kokusunu içime çektim sanki bir daha çekemeyecekmiş gibi.

_  Teşekkür ederim.

_ Ne için?

Sırtımı okşuyordu. Dinlendirircesine.
_ Annem olduğun için.

Sarılmayı bitirip dağınık olan yatağıma oturduk.
Birşey konuşacaktık ve bu konunun evliliğe gideceğini çok iyi biliyorum.

_ Anne... hadi söyle içinde tutma.

_ Ben bu evliliği istemiyorum.

Gülümseyip yanaklarını öptüm.

_ Sen de gelinin olmasını istemiyorsun değil mi?

_ Yani... gelinim olmasını isterdim ama...senin sevmediğin birini istemiyorum. Hiç mi yok oğlum kalbini verebileceğin? Onu sevebileceğin. Aşık olabileceğin?

Elini avuçlarımın içine aldım.
Aklıma gelince belki de gözlerim parlıyordu. Öyle olsaydı belki de bana gerçek gülümsemenin ne olacağını öğretirdi. Onun ki gibi...

_ Var anne...





SWAMPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin