21.BÖLÜM

51 9 16
                                    

*Acılarımızın bizden başka kimsesi yoktur...*

Hatırlatma*
_Senin ne işin var burada?

Gözlerini son derece açmış, aynı şekilde ben de ona şaşırarak bakıyordum.

Tanımadığım,ama Jungkook'a benzettiğim adama bir açıklama yapmam gerekiyordu.

Anlamadığım birşeyler söyleyerek gözlerime baktı.
Bir soru sormuş olmalı ki cevap bekliyormuş gibi bakıyordu.

Özür dilemem lazım!
Özür dilerim ne demek?
Lanet olsun  özür dilemeyi bile bilmiyorum!

Adam söylediği şeyi tekrarlayınca endişelendim.
Sorun çıkartacak gibi bir hali vardı. Herkesin önünde bana bağırabilirdi.

Arkamdan tanıdık bir ses gelince kurtulduğumu anlamıştım.

Biraz daha erken gelemez miydin?

Adama birkaç şey söyleyip göndermişti.

_ Neden birden koştun? Niye haber vermiyorsun? Bak burası Kore değil. Rusya! İnsanlar Rusça konuşuyor bildiğin gibi. Ama sen dillerini bilmediğin için kafanı alıp gidiyorsun. Niye yaptın?

Yüzünde çocuğunu kaybetmiş annenin endişesi gibi bir ifade vardı.
_ Özür dilerim.

Haksız olduğumu bilerek kendimi haklı gösteremezdim.
_ Bir daha yapma şunu. Senin için ne kadar endişelendiğimi görüyor musun?

Benim için mi endişelenmişti?
Buna değecek bir kız olduğumu düşünmüyordum açıkçası.

_ Neden gittin?

_ Tanıdığım birini gördüm sandım.

Evet şuan aynı vazoyu kırmış bir çocuğun suçluluk duygusuyla annesine hesap verir gibiydi.

_ Tanıdığın biri mi? Delirdin mi sen? Yorgun musun?  Dünya'nın bir ucundayız Bong Soo.

_ Özür diledim işte Jimin.  Üstüme gelme. Gidelim.

_ Tamam. Çocuk olsaydın elimden tutmanı söylerdim hayır yani çocuk da değilsin ki...

_ Söylenme Jimin.

               JUNGKOOK'DAN
Beklediğim gibi olmasa da eğlenmiştim. Adamın sert tepki vereceğini bilmiyordum. Eğer Jimin yetişmeseydi ben gidecektim. Aksi halde Bong Soo'ya zarar vermesini göze alamazdım.

Şimdi gidip işlerimle ilgilenmeliyim!

                 JİMİN'DEN

Elim ayağım titredi desem yeridir. Bir an kaçtı sanmıştım.
Neyse ki buldum.

_ Bong Soo?

_ Evet?

_ Sana güvenmiyorum.

Doğru! Bu yaptığından sonra ona güvenecek halim yoktu.

_ Eee?

_ Poşetin bir ucundan sen de tut.
Kaybolmazsın.

_ Yuh! Çocuk muyum ben?

_ Olmadığın için böyle yapıyorum zaten. Tut!

Poşetin bir ucundan da tuttuğunda ellerimiz birbirine değiyordu.
Aynı zamanda kalbim de hızlanıyordu.

Elleri mi üşümüş?

Adımlarımız birbirine uyum sağlıyordu.
Size bir şey söyleyelim mi?
Aşık olduğumuz kişiyle kalp atışlarımız ayıymış.
Belki benim de Bong Soo ile aynıdır?

SWAMPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin