5.BÖLÜM

77 9 4
                                    

Resimlerin sesi olmazdı, çığlıkları olurdu. Burada hiçbir ses yoktu,evet. Her birimizin içi ise çığlıklarlar doluydu.

Hatırlatma*
_ Özür dilerim...
Özür dilenecek birşey yoktu aslında. İnsan hiç kimseyi sevmek zorunda değil. Bunun zorunluluğu yok. İster arkadaş ister kuzen ister de yoldan geçen biri olsun...

Annem bizi sarılmış şekilde görünce gözlerinin dolduğunu çok net görebiliyordum. Çünkü her zaman bu anı göremiyorduk.

Abim arkası dönük olduğu için annemi göremiyordu.
Annemi ya da babamı görseydi eminim sarılmayı bırakırdı.

Kollarını benden ayırınca gözleri direkt olarak annemi gördü.
Anlamıştı annemin herşeyi gördüğünü.

Boğazını temizlemiş gibi yapınca telefonunu eline aldıktan sonra annemin yüzüne bakmadan salondan çıktı.

_ Birşey konuştunuz mu?

Annem meraklı gözlerle bana bakınca gülümsemiştim.

_ Çok birşey konuşmadık. Hazırsan çıkalım.

_ Olur. Babandan izin aldım.
Çalışma odasındayken aldım. Biliyorsundur. Çalışınca kimseyi başında istemez. Yeni çıkmış zaten.

_ Bilmez miyim? Hadi gidelim.

En son araba sürdüğümde başıma ne tür şeyler geldiğini bildiğim için sürmeye cesaret edemedim annem ne kadar "yapabilirsin" dese de.

Korumalardan bir tanesi yanımızda geliyordu. Korumaya adresi söyledikten sonra yola çıktık.

_ Arabaya zaman binersen bin acıktığını biliyorum anne. Şuan eminim açıkmışsındır.

_ Evet. Kahvaltı yapmadan binince daha çok acıkıyorum. Araba benzin yerine benim midemdekileri kullanıyor.

_ Olabilir.

Gülüştüğümüz sırada annem kalbimi hızlandıran soruyu sordu.

_ Nasıl tanıştınız? Anlatmadın sanırım çünkü aklımda değil.
Ya da ben unuttum.

Bu sorunun cevabını bıkmadan söyleyebilirdim!

_ Ufacık bir trafik kazası.

_ Sana birşey oldu mu? Bana neden söylemedin oğlum!

Endişe yaptığı sırada kafamı sağa sola dönderip yara bere var mı diye bakıyordu.

_ Anne birşeyim yok gerçekten.
Hiç kimsenin birşeyi yok.

_ Oh oh iyi.

_ Bong Soo'nun arabasının biraz tamir görmesi gerekti. Sonra ona ben ilgileneceğini söyledim. Bana başka bir araba gelince onu iş yerine kadar bırakmayı teklif ettim. O sırada da kendimizden bahsettik.

_ Demek adı Bong Soo.

_ Evet...kendisi daha güzel  isminden. İçi de kendisinden daha güzel. Sen hariç herkesten çok güzel anne.

_ E yani.

_ Kıskanma kıskanma senin yerini kimseye dolturtmam.

Yaklaşık 20 dakika sonra geldik. Yol boyu hiç susmadan konuşmuştuk.
Ve içimi anlatmak o kadar iyi geldi ki.
Hele de en iyi sırdaşıma...

Boş olan masaların birine oturduk.

_ Hoşgeldiniz. Ne alırdınız?

Benden birkaç santim uzunluğunda saçları özenle taranmış ve üst dişleri onu tatlı yapan bir garson annemin dediklerini not alıyordu.

Ön dişleri onu şey gibi yapıyordu.

Şey...

Tavşan!

Gideceği sırada onu durdurdum.

_ Bakar mısınız?

_ Tabi... buyurun.

_ Burada Bong Soo diye bir bayan çalışıyormuş. Müsaitse buraya gelebilir mi?

Bong Soo'nun ismini duyunca şüpheli bakışlar attı önce. Muhtemelen tanıyordu.

_ Size bir saygısızlığı mı oldu efendim?

_ Ah hayır hayır...sadece...
Ne diyebilirdim ki?
Hoşlandığım kız mı?

_ Arkadaşım.

Bunu söylediğime annem de üzülmüştü. Hoşlandığım kıza nasıl o bilmeden sevgilim ya da kız arkadaşım diyebilirim ki?

_ Tabi efendim.

Gittikten birkaç dakika sonra siparişlerimizle birlikte o da geldi.

Bong Soo...

Annemi görünce şaşırsa da bana bakıp gülümsemişti.

Bana gülümsedi!
Bana!

_ Hoşgeldiniz.
Canlı bir sesle.
Size demiş miydim sesinin çok güzel olduğunu?

_ Hoşbulduk. Umarım beni unutmamışsındır.

_ Hayır...daha 24 saat bile dolmadı Jimin.

Annemi gösterip kaşlarıyla "annen mi" bakışları atarken bu sefer ben gülümsedim.

_ Ah şey...bu annem.

_ Merhaba efendim.

_ Merhaba kızım.

Kızım mı?
Anne gelinim deseydin?

İkimiz de şaşkın  şaşkın bakarken annem durumu toparlamaya çalıştı.

_ Ah şey...hani büyüyüm ya birde isminizi bilmiyordum ondan kızım dedim.
_ Sorun değil efendim. İsmim Bong Soo.

Kısa konuşmadan sonra Bong Soo getirdiklerini masaya yerleştirdi.

_ Afiyet olsun.

Gidiyor muydu?

_ Bong Soo!

Tekrar durup bana baktığında gitmemesi için  bir yalan bulmam gerekiyordu.

İstemsizce döküldü dudaklarımdan.

O şaşırdı.
Annem gülümsedi.
Ben ise olayı anlamaya çalışıyordum.

_ Lütfen sende otur...bizimle ye.




SWAMPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin