"Ne oldu?"
Dinlemeden hızla hareket ediyordum.
"Louis anlatacak mısın?"
Sadece dinlemek yerine işime odaklandım.
"ya LOUİS!?"
"Ne var ne?!"
Ellerini sinirle salladım.
"Ne yapıyorsun Acele acele?"
Nefes verdim ve kudeleyi kapattım.
"Acil işim var duydun mu? Sana izin veriyorum dükkani erken kapat git. ha bir de çiçeklerle çıkmadım beni görmedin."
Şaşkınca bana bakıyordu.
"Niall?"
Olumlu ve hızla kafa salladı.
"T-tamam Louis"
Hızla çıktım ve direk kollarımda çiçekle koşmaya başladım.
Uzun yol koştum ve hızla Apartmana girdim. 6. Kata kadar koştum.
Zile,kapıya,zile,kapıya,Zil..
Kapı açıldığında anlamsız yüz ifadesi ile bana bakmaya başladı.
"Özür dilerim.. Özür dilerim çünkü, sana olması gerektiği gibi davranmadım. Özür dilerim çünkü, seni istemeden kırdım ve kıskandım. Özür dilerim çünkü, sana senin kadar cesaretli olamadım..."
Yeşil gözleri gözlerimde bana şaşkın bir ifade ile bakıyordu.
"Özür dilerim Çünkü, seni kaybetmeyi göze alamam. Özür diler...."
Dudaklarımda hissettiğim sıcaklıkla nefesim kesilmişti.
"Affedildin.. "
Sıkıca sarıldım oda sarıldı.
"Gitme."
Dediğimde daha da sarıldı.
"Gitmeyeceğim sebebim var."
Demesiyle yanağını öptüm.
"Seni seviyorum Harry.. ilk gördüğümden beri. "
Öyle gülümsedi ki, gamzelerini görüyordum.
"Bunları sana getirdim."
Bi buket ay çiçeklerini ona verdim.
"Bu gece rahat uyuyacak mıyım?"
Dediğimde tebessüm etti ve sarılıp kafamı omuzuna yerleştirmemi sağladı.
"Sen bu kadar şeyi nasıl anladın?"
Diye sorduğumda diğer eliyle saçlarımı okşadı.
"Bazen anlamamız için büyümemize gerek kalmaz. Annem her zaman "birinin seni sevdiğini gözlerinden ve sana olan bakışlarından anlarsın.Çünkü; kimse gerçek hislerini saklayamaz" derdi."
Kafamı kaldırdım.
"Anneni neden sevdiğini şimdi anladım."
Sırıttı.
"Ondan değerli birşeyim yok ki.."
Birden gülmeye başladı.
"Kapıda durmada içeri gir."
Demesiyle içeri adımladım. Oturdum ve uyandığım bu sabah geldi aklıma.
"Beni eve neden almıştın?"
Diye sorduğumda yanıma yeni oturmuştu.
"Aldım çünkü Niall yukarıda kalıyordu. Sen bundan rahatsız olabilirdin"
Bir anda kendimden yeniden utanmıştım. Ben o kadar şeyi bilinçsizce değil,bilerek bile yapsaydım bana böyle davranacaktı demek.
"Beni sevdiğin için yapmadın yani?"
Dediğimde tebessüm etti.
"Sana kızgındım ama seni öyle bırakamadım. Sadece garip hissettim. Doğru yapmış olmalıydım.."
Kafa salladım ve ayağa kalktım.
"Ben artık gideyim Niall eve gelirse beni buralarda görmesin. Sana sözüm olsun baş başa bir yemek yiyelim."
Gülümsedi.
"Peki, seni tanımayı çok isterim."
Evden çıktım ve merdivenden indim. Apartmandan çıkınca bir sigara yaktım ve yavaşça uzaklaştım.
Sadece hayatımda yapmış olduğum en güzel seçimin bu olduğuna karar verdim.
Kapıyı açtık ve eve girdim.
"Louis?"
Zayn'in sesiyle ona döndüm.
"Efendim?"
Şaşkınca yüzüme baktı.
"Efendim mi? Ne var'a ne oldu?"
Dediğinde nefes verdim.
"Bugün moralimi bozamazsın Zayn.. "
Deyip güldüğümde aniden beni kendine çevirdi.
"Dişlerin varmış senin!"
"Gözlerime inanamıyorum!"
Suratsızca durdum.
"Tamam tamam asma yüzünü"
"Her neyse Zayn. Ben gidiyorum odama uyuyacağım"
Olumlu kafa salladı ve sessizce uzaklaştım. Odama girdiğimde derin bir oh çektim.
Yatağıma sakince girmeyi özlemiştim. Sadece içim rahatladı. Harry'i engellemiş olmanın etkisi beni daha iyi yapmıştı.
Aniden telefonumdan gelen sesle kalkıp baktım.
-1 mesaj alındı
"Merak ettiysen söyleyeyim,yarın akşama geliyorum."Aniden duraksadım.
"Jason"
Nerden çıktı bu baş belası. Jason benim abimdi ve pek iyi şeylere bulaştığını söyleyemezdim. Neden geliyordu şimdi bu.
Moral bozukluğuna sebep olan ancak Jason'ın gelmesi olabilirdi. Onun olduğu yerde pekte hayır şeyler olmazdı.
Sinirlenmiştim. Ne olacağını düşünmeden edemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE SUNFLOWERS (larry)
Fanfictionİnsanlara sorsanız çoğu en güzel duygunun aşk olduğunu söylerler. Hepimiz aşık olmak, aşkımıza karşılık alıp mutlu olmak isteriz. Tarih boyunca insanlığın en kişisel konularından biridir aşk. Mutluluk da getirir acı da ama ne olursa olsun aşık olma...