12.

85 11 18
                                    

"Tamam dinle"

Jason kafa salladı.

"Sen içeri girince illaki adamın dikkat odağı olacaksın. 7 bilemedin 8 tane koruması var onu bir şekilde halledebiliriz. Bi kaç sağlam vuran adamımı getirdim. Ben kızı alacağım.. sonradan yanına gelirim ve birşey olmadan kaçarız."

Nefes verdi. Göz ucuyla önünde durduğumuz eve baktım.

"Tamam olur. Başka bi planı aklım almaz şuan zaten"

Dediğinde işaret verdim. Ağzımı son kez m&m'slerle doldurdum.

"Hadi git"

Dediğimde Jason hızla indi. Bi kaç dakikaya kalmadan indim. Gizli taraftan girdim.

Kimseye yakalanmadan kızın odasını buldum.

"Sara?"

Dediğimde gülümsedi.

"Sen Louissin?"

Dediğinde olumlu kafa salladım.

"Zaman yok hadi. "

Hızla ayrıldık onu arabaya yerleştirdim. Adamlara göz attım. Gereken işareti aldığımda içeri daldım.

" jason?"

Orta yaşlı Adam'a ve Jason'a gözlerimi diktim.

"Vay abinle mi geldin?"

Jason ofladı.

"Artık kızınızı falanda istemiyorum sizin olsun.. "

Beklenen hareket de gelmişti. Gözlerim adamdaydı.

"Beni inandır. Hep onun peşindeydin."

"Onu artık sevmiyorum bu sizin yüzünüzden. Her seferinde çocuk peşinde koşar gibi dolanamam ben onun peşinde.. alın başınıza çalın!"

Deyip çıktı ve arkasından giderken bir anda sesle duraksadım.

"Louis? Di değil mi?"

Aniden adama döndüm.

"Evet?"

Dediğimde yan ağızdan güldü.

"Harry ismi tanıdıktır o halde.."

Hızla adımlarımı adama çevirdim.

"Ne alakası var?"

Dediğimde güldü.

"Bilemiyorum onu elde edebilirim her an..."

Kaşlarım çatıldı.

"Ne istiyorsun biz seni tanımıyoruz bile!"

Adam ellerini arkasına aldı.

"Ayrıca o sadece komşumuz pek birşey değişmez.."

Adam tekrar güldü.

"Hmm.. bana pek öyle gelmedi"

Diyereke telefonu uzattı. Ekrana baktığımda Zayn dahil olmak üzere rehindiler. Adamı boğmak istiyordum.

Azrail'den gün almış hala saçma sapan işler peşinde.

"Onları rahat bırak onların işi yok sadece birileri işte. Biri çalışanım diğeri onun komşusu.. birşey ifade etmiyor.."

Adam kahkaha atıyordu. Bense delirmek üzereydim. Neyse ki, Planım her zaman olurdu.

Telefonu sakince adama geri verdim.

"N-nasıl? Bu nasıl oldu?"

Dediğinde güldüm.

"Hmm...Bana pek öyle gelmedi"

Silahı almaya kalkacakken ben doğrulttum.

"Aklından geçirme beynini uçururum dayı!"

"Seni öldürmediğime dua et it!"

Kafasına birşey indiren Jason'a baktım.

"Koş "

Hızla arabaya bindik. Kıza baktım.

"İyi misiniz?"

Dediğimde kafa salladı.

"Sizi havaalanına götürüyorum"

Hızla oraya gittik. Bavulları çıkardım.

"Dikkatli olun."

Dediğimde Jason aniden bana sarıldı.

"Teşekkür ederim"

Gülümsedim.

"Dikkatli ol ve Ailene sahip çık. "

Kıza baktım.

"Teşekkürler"

Dedi ve tebessüm etti.

"Merak etme baban iyi olacak"

Dediğimde ikisinin gitmesini bekledim. Gittiklerinde eve hızla geri döndüm.

Niall'ın apartmanına girdim ve Harry'nin evine girdim.

"İyi misiniz?"

Dediğimde herkes koltuktaydı.

"Gördüğün gibi"

Konuşan Zayn'e baktım.

"Niall?"

Ayağını tutuyordu.

"Kanaması var"

Harry elinde ilaç kutusuyla girdi.

"Ne oldu?"

Dediğimde Zayn gülmemek için kendini tuttu.
Harry'e baktım.

"Kendi kendi ayağını sıyırdı"

Dediğinde Niall'a baktım.

"Tamamen heyecandandı"

Gülmeye başladım.

"Louis arkadaşın ölebilirdi ve sen gülüyorsun"

Harry'e baktım ama gülmemi kesemedim. Ardından Zayn gülmeye başladı.

"Bu salak.. Harry'den beklerdim de .. Niall"

Zayn konuştuğunda daha da güldüm.

"Kendini iyi korudu ama Niall... son dakika olayıydı resmen"

Herkesin iyi olmasına sevinmiştim.

"Burada acı çekiyorum angutlar!"

Niall'a daha da güldüm.

"Merak etmeee geçecek"

Harry pansuman yapmaya başladı. Nefes verdim. Sakince oturdum. Aklımın bir ucu ise Jason'daydı.

THE SUNFLOWERS (larry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin