4

963 118 79
                                    

Tarih= 31.12.2013

Jennie tam üç gündür çok nadir konuşuyordu. Onun konuşmaması beni bir hayli üzüyordu.
İçimden bir his bir şeyler bildiğini söylüyordu ama
hayırlısı.

-

Yemekhaneden aldığım tepsiyi zorlada olsa izin alarak odaya çıkartmayı başarmıştım.
Madem konuşmuyordu en azından yemek yemeliydi. Halsiz düşmesinden çok korkuyordum.

Kapının önüne geldiğimde bir kere tıklattım. Ses gelmedi sonra tekrar tıklattım. Yine ses gelmeyince endişelendim ve yedek anahtarı alıp kapıyı açmaya çalıştım.

Hışımla içeri daldığımda etrafta onu göremeyince korkmuştum. Odanın içine göz gezdirdim. Sonra koşarak banyoya baktım. Orada da yoktu. Nereye gitmişti bu kız?

Yemeği masaya bırakıp kapıyı kilitledim ve koşarak merdivenlerden indim. Önce kantine gittim baktım yoktu. Sonra bahçeye, özel yerimize aklıma gelen her yere.
Bodrum kata dahi indim.
Ama yoktu yoktu yoktu.

Sesimi duyması için bağırdım.

"JENNIE!"

Koridorda koşmaya başladım. Bir duvara yaslanıp düşünmeye başladım. Okulda başka nereye gidebilir.
Uzun bir süre düşündüm.

Aklıma son bir yer daha gelmişti, orada da olmazsa çıldırabilirdim. Hemen en üst kata çıktım. Boş sınıfları tek tek gezmeye başladım.

Son iki sınıf kalmıştı. Çapraz sınıflardı. Birine girecektim ama onda da yoksa diğerinde mutlaka olması lazımdı.

Yavaş adımlarla önce soldakine baktım. Gözlerimi içeride gezdirdim. YOKTU!

Son hızla diğer sınıfa koştum. İçeri daldım. En arka sırada ders çalışıyordu. Bir gün gerçekten kafayı yiyecektim. O gün bugündü sanırım.

Ellerimi kafama doğru kaldırıp saçlarımı çekiştirdim. Sonra dizlerimin üstüne çöküp burada olduğu için şükrettim.

Şuan şuracıkta onu öldürebilirdim.

Kafamı kaldırıp sinirle ona baktım. O da bana şaşkınca bakmaya devam ediyordu. Ayağa kalktım. Ona doğru ilerledim. 17 yaşında ki bir kız gitmeden haber vermesi gerektiğini bilemiyor muydu?
Sinirlerimi yatıştırıp yanına oturdum.
Derin bir nefes alıp konuştum.

"Neden bana haber vermeden odadan çıkıp gittin?"

Test çözüyordu. Sorduğum soruya karşılık kafasını kaldırmadan cevapladı.

"Bilmem, söyleme gereği duymadım. O kadar merak ettin mi?"

Bu da sorumuydu cidden.

"Okulda aramadık yer bırakmadığıma yemin edebilirim."

Hafifçe sırıttı ve elindeki uçlu kalemin bitmiş ucunu arkasına bastırarak açıp yazmaya devam etti.

"Yüzüme bakmadan konuşmaya devam edecek misin? Yoksa ben bana bakmanı sağlayayım mı?"

Umursamıyor gibi gözüküyordu. Tekrar bir cümle kurdum.

"Jennie bana bak!"

Bu sefer sesim sert çıkmıştı. O da biraz tırsmış olacak ki kitabı kapatıp, kafasını bana döndürdü.

"Evet sana bakıyorum, dinliyorum?"

Sinirlenmeye başlamıştım. Şimdi birde benimle dalga mı geçiyordu? Derin bir nefes verdim.

"Kalk hadi, sana yemek getirdim. Odaya gidelim de onu ye, aç kalmanı istemiyorum."

Öylece yüzüme bakıyordu. Sonra dediğim şeyden alakasız bir kelime ile söze başladı.

Sensitive ۵ Kim TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin