6

892 114 67
                                    

Tarih= 15.06.2015

"Jennie! Mutfakta ki balonları getirir misin?"

Alt kattan bana seslenen annemin sesini duyduğumda hızlıca aşağı indim. Mutfağa girdim ve balon dolu kutuyu alıp odaya gittim.

Kutudakileri verip hızla tekrar yukarı çıkarak Rose'un yanına gittim.
Bugün onun doğum günüydü, her ne kadar sürpriz yapamasakta haberi olması iyi bir şeydi.

Kapıyı tıklayıp içeri girdim. Üzerinde ki kırık beyaz elbisesi ile harikulade duruyordu. Ağzım açık onu izliyordum.

"Ağzını kapat sinek giricek."

Diyerek eliyle çenemi yukarı kaldırdı. Kendime gelip ona bakmayı kestim ve kenarda duran ayakkabıları gösterip

"Bunları giyersen daha şık olursun." dedim ve gidip kutuyu getirdim.

Açıp içine baktı ve içten olduğunu belirtir bir şekilde teşekkür etti.
Aşağıdan gelen patlama seslerini duyduğumuzda oldukça şaşırmıştık.

Birbirimize tuhaf bakışlar atıp alt kata doğru adımlarımızı yönlendirdik.

Aşağıda yere yığılmış iki kişi görmemiz ile kahkaha atmamız bir oldu. Gülmekten karnıma ağrılar girmişti.
Sanırım balonları şişiriken olmuştu bunlar.

Hemen yanlarına gidip, gülmemi durduramadan iyi olup olmadıklarını sordum. Rose'a baktığımda hâlâ gülüyor olduğunu gördüm.

Bu hayatım da gördüğüm en eğlenceli doğum günü partisi olacaktı sanırım.

                                             ***

Misafirler gelmeye başlamıştı. Ben kapıda durup onları ağırlıyordum. Rose ise benden sonra, gelenleri bahçeye götürüyordu.

Annem nefis şeyler hazırlamıştı. Pastasından tut böreğin kadar her şey o kadar güzel gözüküyordu ki.

Hediye faslında Rose'a bir kaç gün önce bir mağazada denk geldiğim tişörtü verecektim. Şu sıralar Rose Bts denen gruba o kadar sarmıştı ki, ilgilenmiyorum diye bana küstüğü bile oluyordu.

Gelen herkes tamamlanınca bizde bahçeye çıktık.
Etraf çok güzel gözüküyordu. Babam gerçekten zevkli adammış.

Biraz eğlenip herkesle çok olmasada samimi olduktan sonra sıra pastaya gelmişti.
Rose'un pastanın görüntüsünden henüz haberi yoktu.
Annem onun için özel yaptırmıştı. Herkesin tavsiye ettiği bir pastaneye üzerinde Bts üyelerinin olduğu bir pasta yaptırdı.

Adam ilk başta annemin gösterdiği fotoğrafa bakınca gülmüştü. Sonra kabul edip hazırladı.

Ben mutfağa koşup babamın pastayı getirmesine yardım ettim. Rose da masa başına oturmuş heyecanla etrafı izliyor ve bizi bekliyordu.

Pastanın düşmemesi için özenle yerleştirdik. Rose henüz önüne gelen pastayı görememiş olacak ki kafasını çevirdiği an şoka uğramıştı.

Sevinçten gözleri buğulanmıştı. Onun bu hali oldukça tatlı ve masumdu.

Sırayla herkese sarılıp teşekkür etti, sıra bana geldiğinde en içtenlikle sarıldı ve teşekkür etti. Sonra omuzlarımdan tutup kendine bakmam sağladı ve konuştu.

"Onun verdiği parfümü sıkmışsın."

Dedi ve kafasını yana eğip gülümsedi. İlk başta anlayamamış olsam da jeton sonradan düşmüştü.

Taehyung, onun bana verdiği parfümü sıkmıştım.

Anlaması gayet normaldi çünkü yurttan ayrıldığım ilk iki gün o parfüme sarılma ihtiyacı duyuyordum. Normal olarakta Rose yanımdan hiç ayrılmadığı için parfümü görüp kokusuna bile bakmıştı.

Gülümseyip onu onayladım. Sonra söze başladım

"Evet onun parfümünü sıktım. Her ne kadar unutmak istesemde aklımdan silinir diye korkuyorum."

Sanırım ben Taehyunga platonik falan olmuştum. Belkide olmamıştım ama kalbim bu konuda ısrarcıydı.
Fakat benim olmadığımı kabullenmem gerekiyorduu.

Rose bu konuyu boşvermemiz gerektiğini söyleyip onu masa başına tekrar oturturdum. Sonra eline bıçağı verip pastasının ilk dilimini kesmesini bekledik.

Önce mumu üfledi sonra bir dilek tuttu ve ilk dilimi kesti. Ne tür bir dilek tuttuğunu adım gibi biliyordum. Bir çok kez konuşmuştuk dilek konusunu.

En çok istediği şey ikimizin de biraz daha büyüyünce yurtdışına çıkıp mesleğimiz orada yapıp geliştirmek ve tekrar koreye dönmekti.

Bu dileği hakkında sonuna kadar yanındaydım çünkü bu tür bir geleceği en az onun kadar bende istiyordum.

Düşüncelerimden sıyrılıp masanın üzerindeki tabakları aldım ve anneme verdim. Tek tek dilimleri koydu, babam ve ben de  misafirlere tabakları dağıttık. Her şey muhteşem ilerliyordu
Yiyip, içip, eğlendikten sonra sıra hediye faslına gelmişti.

İlk hediyesini ben vermek istiyordum bu yüzden koşarak üst kata çıktım ve onun için aldığım tişörtü koyduğum dolaptan çıkarttım.

Aynı hızla tekrar inip yanlarına geldim. Gördüğüm manzara ile yetişemediğimi anladığımda hayal kırıklığına uğramıştım ama olsundu.

Sıra bana geldiğinde beklemeden hediyeyi ona uzattım. Gülerek aldı ve paketi açtı. Elini içine uzatıp tişörtü çıkarttı.

Sevineceğine emindim, tam da umduğum gibi oldu. Rose bir kaç gündür hiç bir mağazada Bts ile alakalı bir şey bulamıyordu. Bu durum onu üzmüyor değildi.

Tabi bende tesadüfen görmüştüm.
Eline alıp inceledi ve bir anda boynuma atlayıp teşekkür edip durdu. Kahkaha atarak rica ettim.

-

Doğum günü sona ermişti. Misafirleri uğurlayıp etrafı toparladık. Biz bunları hallederken Rose da aldığım tişörtü yıkayıp asmıştı, bir an önce giyecekti sanırım.

Tüm işler bittikten sonra direk odama çıktım. Bu gün diğer günlere kıyasla aşırı yorucuydu. Hızla bir duş alıp rahat kıyafetler giydim. Zaten akşam olmuştu biraz erken yatmanın bir zararı olmazdı.

Telefonumu alıp yatağa uzandım, bildirimleri kontrol edip bir alarm kurdum.
Sonra telefonu kapatıp baş ucuma koydum ve her günümün bu kadar güzel geçmesini dileyip uykuya daldım...


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sensitive ۵ Kim TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin