Keder ve Şeker 8. Bölüm

36 5 0
                                    

Eylül: Sen, sen benim... Baba!

Ayda:  Ulaç amca

Ulaç: Çocuklar sizinle konuşmam gereken bazı konular var

Ayda: Bunun için mi bizi kaçırdın?

Ulaç: Ben sizi kaçırmadım, dışarıya kaçırıyormuş gibi bir izlenim verdim

Ayda: Neden?

Ulaç: Soruların bittiyse bende tam bu soruya değinecektim

Ayda: Bitti, ama önce bizi çözersen sevinirim çünkü istediğin izlenimi dışarıya çoktan verdin

Ulaç: artık susucakmısın?

Sinirle nefesimi vererek başımı salladım.

Ulaç: Harika, şimdi size neden böyle davrandığmı ve neden çözmediğimi sordunuz cevap veriyorum / Ben Altemur Asrın' a çalışıyorum /

Eylül: Y- yani Beliz'in babasına öyle mi?

Ulaç: Evet.

Eylül Ulaç Amcanın yüzüne bir tükürük fırlattı, bende ondan cesaret alarak bacağına tekme atıp yere düşürdüm sonra kafasına darbe alarak yere düştü ve bayıldı. Ölücek kadar deil ama bize zaman kazandıracak kadar hasar almıştı.

Ayda: Ben kendi iplerimi çözmeyi denedim ama olmuyor o yüzden sen benimkini, bende seninkini açacağım

Eylül: T- tamam

Ayda: Şuradan bir kurtulalım da sonra senin durumuna da benimkine de çare bulucaz knk, hadi

Birbirimizin iplerini çözmek çok zor olmuştu, çözdükten sonra ben direk kapıya yöneldim. Eylül de peşimden geldi

Ayda: Eylül kapı kilitli

Eylül: Babamın Ceplerine bakalım

Ayda: tamam

- Anahtarı bulduktan sonra -

Ayda: Ben önden gidiyorum, sen de arkamdan gel

Yerler mermerden di ve en ufak sesimiz bile yankı yapıyordu. Odadaki ayak seslerimiz, sanki zıplıyormuşuz gibi çok fazla ses çıkarıyorlardı.

Üst kata çıktık ve birinci kapıda hasta yatakhanesi  yazıyordu, burası neresiydi? Başka bir kapıda Danışma ve diğer kapıda ise ameliyathane yazıyordu.. bir dakika burası, burası hastaneydi!

Eylül: Burası sana tanıdık geldi mi

Ayda: Biraz

Eylül: Hatırlamadıysan hemen hatırlatayım, hani sen 8 yaşındayken baban, annenin deli olduğnu söyleyerek 6 yıl boyunca anneni bu lanet deliler hastanesine hapis etmiş ve 6 yıl sonra annen kaçıp kayıplara karışmış. Bunu bana sen anlatmıştın, hatırladın mı?

Doğruya, nasıl hatırlamam. Annemin bu yere hapis edildiğni nasıl unutabilirim. Babamdan ilk 3 yıl nefret ettim ama sonra sanki yavaş yavaş deişti yani en azından bana öyle geliyordu. Tabii sonra bunları unutup yeni hayatıma başladım. Ahhh aptal ben, APTALLL

Ayda: E- evet hatırladım.

Eylül:  unuttuğuna inanamıyorum, hayır yani anneni ziyaret etmek istediğinde buraya geldik ve binadan garip sesler geliyordu çığlıklar, bağırmalar, ağlama sesleri. Bunları da mı hatırlamadın?

Ayda: Şuanda hepsi film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor.

Ayda: Tamam neyse, burdan çıkmanın bir yolunu bulalım yoksa o uğursuz adam uyanacak

Eylül: Tamam

Aşağıdan silah sesleri geldi. Önce bir, sonra iki ve sonra bu silah seslerini çığlık ve inleme sesleri tamamladı. Eylül'e dönüp baktığım sırada Eylül'ün duvarın bir köşesinde yere oturmuş elleri ile kulaklarını kapatırken gördüm, gözlerinden yaşlar akıyordu, titriyordu ve ölmek istemiyorum diye fısıldayıp duruyordu.

Ayda: "olabildiğince sessiz bir şekilde" Eylül iyimisin?

Eylül: ....

Ayda: Hadi kalk, hadii

Eylül: tamam

Biz bunları konuşurken bir tane silahlı adam gelip önce silahını bize doğrulttu sonra yere indirdi ve...

Silahlı adam: Bakın biz size zarar vermeye deil sizi kurtarmaya geldik, şimdi bizimle gelirseniz iyi olacağınıza karşı size her şekilde garanti verebilirim

Eylül: Tamam Ayda hadi gidiyoruz.

Ayda: EYLÜL SAÇMALAMA silahlı bir adam gelmiş bize masal anlatıyor, sende masala kanıp uyuyorsun

Eylül: Başka çaremiz mi var Ayda! Sen söyle.. burda kalıp ölmeyi mi bekleyelim yoksa başka bir yoldan hayatımızımı şekillendirelim?

Ayda: Tamam gidelim hadi

Tam o anda önce bir silah sesi, daha sonra bize yardım etmeye çalışan adamın yere düşüşü Eylülün de benim de yüzümüzü bembeyaz yapmaya yetmişti

Ve bir şok daha yaşadık o silahlı adamı öldüren kişi Ulaçtı

Ulaç: Keşke birazcık daha hızlı olsaydınız kızlar, belki o zaman burdan kaçma şansınız olabilirdi. Hahahhaha

Ve bir silah sesi daha!

Keder ve ŞekerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin