Ve bir silah sesi daha
Ben korku ile Eylül'e döndüğmde onun vurulmadığnı görünce rahatladım. Ama Ulaç karnını tutuyordu, yere düşen kan damlalarını gördüğüm zaman bir ara gözüm karardı, dengemi kayıp ettim. Eylül beni tutmasaydı yerdeydim. Ulaç yere düştü ve bizde hemen o silahlı adamın yanına gittik.
Silahlı adam: Kızlar çok vaktimiz yok hadi
Ayda: Tamam, Eylül bu adamında önceki gibi vurulup tüm ümidimizi çöpe atmasını istemiyorsan .. Hadi!
Eylül: Beni anlamıyorsun deil mi? Benim burda ne kadar sevmesem de BABAM ÖLDÜRÜLDÜ!Ayda: EĞER BABANI ÖLDÜRMESEYDİ ŞUANDA SENİNLE ÖLMÜŞ OLURDUK!
Ayda: Şimdi buraya gel
Eylül: Tamam
Silahlı adam ile birlikte arabaya bindik, nereye gittiğimiz ile ilgili en ufak bir fikrim yok. Eylül'ün durumu da böyle olacak ki şoföre sordu
Eylül: Bizi nereye götürüyorsunuz?
Şoför: oraya gidince göreceksin
Eylül: Ayda bu adam ne diyo ya
Ayda: Pardon da bu ne demek şimdi?
Şoför: Bu, şu demek " Yolculuğumuz çok uzun yani soru sormayı kesip biraz susmayı deneseniz "
Eylül: Al işte Ayda, kolumdan tuttun getirdin beni. Ne var şimdi burda? Ukala bir şoför ve nereye gittiğni bilmeyen iki kız.
Ayda: Ulaç tarafından katledilmekten iyidir deil mi?
Eylül: o konuyu hiç açma
Ayda: En azından şuan senin babanın ölüdüğnü biliyoruz. Ama benim babam öldü mü, yaşıyor mu, nerde? Hiç bir şey bilmiyoruz..
Eylül: Zeynep nerde acaba?
Ayda: Zıkkımın kökünde! Ya abi bize ne zeynepten. O bizi sattı, biz onu deil
" 3 saat sonra "
Bir köşkün önünde durdu araba. Köşk çok güzeldi, tahtadan ve eskileri anımsatıyordu. Köşkün sağında ve solunda birer söğüt ağacı vardı. Girişinde de bizi Gürgen ağaçları karşılamıştı. Çok huzur verici ve mükemmel bir yerdi.
Şoför: Geldik kızlar
Eylül: öldük te cennete mi geldik şoför bey amca
Ayda: Hadi Eylül inelim
Eylül düşarı çıkar çıkmaz Gürgen ağacının dibine oturdu. Bende bu yerin güzelliğinden mest olmuş bir şekilde etrafı izliyordum. Biri eli ile omuzuma dokununca irkildim ve ona döndüm.
Ayda: Eylül! Hemen buraya gel!
Eylül: Bu kim be?
Ayda: Nebiliyim ben. Sanki daha önce geldik te!
Eylül: Tamam kızma ya, zaten bu kadın hakkında hiç iyi şeyler hissetmiyorum. Ortam çok gergin.
Ayda: Tamam sakinim, sakinim...
Ayda: Sen kimsin?
?: Bunu çok yakında öğreneceksin. Ama önce bana takma bir isim ile hitap etmeniz gerekecek. No: 664. Bana şimdilik 664 diyeceksiniz.
Bunu söyleyen ve omuzuma dokunan kişi 29 yaşında bir bayan dı... Yani 664, acaba neden ona 664 dememizi istiyor.
664: siz yorgunsunuz dur çocuklar. Burda güvendesiniz merak etmeyin. İsterseniz bahçeye oturup birer kahve içelim, siz de o sırada yüzünüzün neden bembeyaz olduğnu bana anlatırsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keder ve Şeker
ActionMerhaba ben Ayda hayatımda geri dönülmez noktalara ayak bastım, kendim yolcuyken sevdiğim insanlar çoktan benden önce yolculuğa çıkmışlardı bile.... Bu hikaye benim hayatımın benden nasıl çalındığını gösterecek sizlere. Bu hikaye nasıl ayaklarım üze...