İçimdeki Ateş ° Ateş Serisi I°

4

        Sınır 50 Vote-İyi Okumalar-

                    Şahran'dan

Onun öylece yerde kanlar içinde Ragıb'a yalvarması beni mahfetmişti.
Yaşadığım şoktan kurtulup hızlıca içeri girdim ve silahımı çıkarıp Ragıb'ın ensesine sert bir şekilde vurdum ve yere yığıldığı an Hüma'ya doğru adımladım.

Tek dizimi yere dayadım ve ona doğru eğilip elimi yüzüne götürdüğüm de benden korkup geri çekilmeye çalıştı fakat canı yanmış olmalı ki inleyip ani hareketini kesti.
 

Benden korktuğunu anladığım için ona zarar vermeyeceğimi söyleyip kucakladığım an gözleri geriye doğru kayıp tamamen kapanmıştı.

Burnundan dudağına doğru süzülen kanı izlerken depo'dan çıkıyordum.
O kucağımda ölü gibi yatarken sol yanım delice sızlıyor nefesimi kesiyordu.

Hızlı adımlarla eve girip odama çıktım ve onu yatağıma yatırdım.
Banyoya girip ecza dolabından gerekli malzemeleri alıp yüzüne pansuman yapmaya başladım.

Kısa bir sürede yüzünü temizleyip yara bandı kullandıktan sonra başımı karnına eğdim ve canını yakmamak için yavaş hareketlerle tişörtünü yukarı sıyırdım.

Gördüğüm manzara beynimde şimşekler çakmasını sağlamıştı.
Tüm karnı mosmos olmuş bazı yerleri kan toplamıştı.
Derin bir soluk alıp ağrı kesici krem sürmeye başladım.
Tüm karnına sürdükten sonra karnını da güzelce sarıp üzerini örttükten sonra yatağın karşısına sandalye çekip oturdum.

Gözlerimi yüzünde ve vücudunda gezdirip her gece rüyalarımda seviştiğim bedeni inceledim.
Vücudundaki yaralar dışında her şey tam da rüyamda ki gibiydi.
Acıyla gözlerimi yumup aklıma doluşan şeyleri ber taraf etmeye çalıştım.

Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama yavaş yavaş gün ağarmaya başlamıştı.
Son kez elimi alnına koyup ateşi var mı diye bakıp tekrar oturdum yerime.
Yorgunlukla gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.

                    Hüma'dan

Vücudumdaki yoğun ağrıyla uyanmış nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum.
Başımı sağ tarafa çevirince gördüğüm kişiyle her şey yerine oturmuş ve anlamıştım.

Uyuyan adamı uyandırmadan yataktan acı içinde kalkıp kapıya doğru yürüdüm.
Oldukça sessiz olmaya çalışıp kapıyı açtığım an kendimi dışarıya attım.

Başımı etrafa çevirdiğim an sol tarafta 3 tane oda vardı ve sağ tarafta ise aşağıya inen merdivenler.

Yavaşça merdivenlere doğru yürüdüm ve oldukça sessiz bir şekilde aşağıya indim.
İndiğim büyük salonda direk dış kapıyı görüp oraya doğru ilerledim.
Yine sessiz olmaya çalışarak kapıyı açtığım gibi kendimi dışarıya attım.

Kocaman bahçeye girdiğim an olduğum yerde donup kalmıştım.
Bahçe oldukça büyük ve ihtişamlı duruyordu.
Tüm bahçenin etrafı tıpkı kale duvarları gibi yüksek ve ürkünç duruyordu.

Etrafta çok sayıda takım elbise giymiş adam vardı ve kapıdan çıktığım andan itibaren gözlerini üzerime kitlemişlerdi.
İçlerinden biri telefonda konuşuyor aynı anda gözlerini asla üstümden çekmiyordu.

Bir anda gelen kükreme sesiyle olduğum yerde sıçramış sağ tarafa doğru bakmıştım.
Dün ki yaralı adam camdan bana doğru bakıyordu.
" Eğer o lanet bahçe de tek bir adım dahi atarsan çok kötü şeyler olacak Hüma" dediği an ağlamaya başladım ve kapıya doğru koştum.