Yemek masasında ki mutlu aile tablosunu bozmak istemeyerek biraz sohbet ettik. Poyraz yine bize isteklerini sunmaya başladı, bir çocuk sizden neler ister bunları az çok bilebilirsiniz. Oyuncak isterler genelde, Poyraz bizden öyle bir şey istedi ki Cem ile birbirimize bakarak aslında biraz da olsa şaşırmıştık. Çünkü, onu beklemiyorduk. Sizlerde merak ediyorsunuz ne istediğini çok uzatmadan söyleyeyim, bir KÖPEK istiyordu. Evet bildiğimiz köpek, oyuncak köpek değil sokaktan her hangi bir köpeği beslemek ve onu eve getirmek istiyordu. Kendini yalnız hissettiğini düşünerek aslında yanına arkadaş istiyordu. Ama Poyraz yalnız değil, ailesi yanında. Çocukların kalbinde hayvan sevgisi her zaman vardır, onlardan kaçmazlar tam tersi onlara koşarlar.. Poyrazla ne zaman dışarı çıkmış olsak sürekli köpeklerin peşinden koşmak isterdi, onları yanına çağırıp onları sevmek, onlarla oynamak isterdi. Bunlar aslında her çocuğun yaptığı şeylerdir.
-Cem: Hayatım, daldın bir anda.
-Simay: İyiyim iyiyim bir şeyim yok. Poyrazla yaşadığımız bir olay aklıma geldi.Bir gün Poyrazla dışarı da alışveriş yaparken, elimi bıraktı ve koşmaya başladı. Poyraz! Poyraz! nereye gidiyorsun oğlum gel buraya bak kaybolacaksın, araba çarpar durur musun lütfen! Poyrazz! dememe rağmen beni dinlemedi, çok kalabalıktı insanlara çarparak ona yetişmeye çalışıyordum.. o kadar hızlı koşuyordu ki kalabalıkta onu kaybettim. Kafayı yiyecek gibiydim ne yapacağımı bilmiyordum. Bir film sahnesini aratır gibi insanların arasında gözlerim Poyrazı arıyordu. Kalbimin atışı hızlanmıştı yerinden fırlayacak gibi, içimde acı ve korku vardı. Nefes alıp vermem daha da hızlandı ateşim yükseldi terlemeye başladım, öylece kaldım sadece KALDIM. Ellerimi başıma koyarak etrafımda dönmeye başladım, nereye gider bu çocuk diye kendi kendime konuşurken, birden kalabalıkların arasından koşan bir çocuk gördüm ve ben de o yöne doğru koşmaya başladım. içimdeki o korku, telaş, kalp çarpıntısı hiç geçmedi.. Hayatımda hiç bu kadar koşmamıştım. En son lise de koşu yarışmaları yapılırdı o zaman koşmuştum ve hep birinci olmuştum. Hayalim bir koşucu olmaktı ama olmadı, ailem izin vermedi okulunu oku ne yapacaksın koşuyu dediler.
Hayır dedim! Bu sefer buna boyun eğmeyecektim. Benim hayatıma karışmalarına izin vermedim. Her hayır deyişimde bana olan öfkeleri katlanıyordu. Çünkü, o yaşıma kadar her dediklerine tamam dedim. Cezalar verildi.. ama pes etmedim. Bir gün odam da yatağıma uzanmış düşünürken buldum kendimi. İlk önce ne istediğimi sordum, hedeflerimi, hayallerimi ve bu yolda yapmam gerekenleri düşündüm. Evet okumak çok güzel benim okuyup öğretmen, doktor, hakim, hemşire... olmamı çok istiyorlardı ama ben istiyor muydum işte bunu hiç sormadılar kendilerine. Spora gittim onlardan habersiz kafaya koymuştum ben koşucu olacağım diye. Her şey çok güzel giderken, öğrendiler bana çok kızdılar, bağırdılar beni bir oda da tutup bir daha okula da gitmeyeceksin, sana dışarısı yok artık dediler...Neden çok karşılardı buna neden benim koşucu olmamı istemiyorlardı. Artık bunları düşünmek istemiyordum. Çok yorulmuştum yaşadığım hayattan zevk almıyordum hatta almadığımı düşünüyordum. Düşünsenize, sizinle ilgili tüm kararlara aileniz karar veriyor ne kadar üzücü.. Ailem ve aksilikler hiçbir zaman peşimi bırakmadı. Pes etmek bana yakışmazdı, çünkü ben bu değilim. Hırslı, azimli, tuttuğunu koparan bir insandım. Ne oldu bana kendine gel Simay! dedim kendi kendime. Sonunda, benimle baş edemeyeceklerini anladılar ve pes ettiler. Ben bir yandan okurken bir yandan da antrenmanlarıma devam ettim. İşte şimdi hayat daha güzel.. Hayallerinizden ve tutkularınızdan asla ve asla vazgeçmeyin..
Köşeyi döndüğümde, Poyrazı gördüm ona çok öfkeliydim. Kızmak, bağırmak geliyordu içimden ama kendimi tuttum yapmak istemedim. O an sadece ona sımsıkı sarılmak geldi içimden. Seni çok merak ettim! neden elimi bırakıp koşmaya başladın, beni çok korkuttun!
-Poyraz: Anne, baksana ne kadar da tatlı.
Anlaşılan, bu durum poyrazın umrunda değildi. yanında sevimli bir köpek vardı. Köpeği görür görmez peşine takılmış onu yakalamak için koşmuş neyse ki çok uzaklaşmamışlar, derin bir nefes aldım. Poyraz, bu köpeği eve götürmek istiyorum anne ben onu çok sevdim dediğinde ama Poyrazcığım şu an onu evimize götüremeyiz o daha yavru onu annesinden ayıramayız dedim. Poyraz buna çok üzüldü, dayanamayarak tamam babanla konuşur bir gün senin için köpek almaya gideriz dediğimde küçük dudaklarının büzülerek üzüldüğü hali yavaş yavaş kaybolarak yerini oleyy! diye bağırarak sevinç çığlıklarına bıraktı.-Cem: Yarın ki ilk işimiz bu olsun o zaman. Kahvaltımızı yaptıktan sonra hayvan barınağına giderek Poyrazın istediği bir köpeği alabiliriz.
Poyraz bunu duyduğunda mutluluktan ne yapacağını şaşırdı babasına sarıldı ve onu öpe öpe bitiremedi. Masadan kalkma zamanı gelmişti, bu güzel sohbetin ardından bulaşıklar beni bekliyordu. Poyraz ve Cem içeri gittiler oyun oynamaya, aralarında ki ilişki beni her zaman çok mutlu eder Cem'e her zaman teşekkür ederim, bu güzel yüreğini bana gösterdiği için. Hayatınıza alacağınız insanı çok iyi tanımalısınız. Onun kendisini değil kalbini sevin, kalbi kararmış insanlar sevemez ve sizi mutlu edemez. Bazen duygularınıza kapılarak yanlış kararlar verebilirsiniz, ama şunu unutmayın; Verdiğiniz kararlar sizi her zaman mutlu etmeyebilir. Bu da demek oluyor ki, duygularınıza yenik düşmeyin bazen aklınızı ve mantığınızı kullanmalısınız.
İşlerimi bitirdim, Poyraz ve Cem'e ben de katıldım. Saate baktığımda geç olmuştu yarın yorucu bir gün olacak. Hadi uyuma vakti dediğimde Poyrazın gözlerinde hiç uyku yoktu, ben uyumak istemiyorum dercesine bana bir bakış attı, heyecandan uyumak istemiyordu. Yarın yeni bir arkadaşı olacak. Ama uyuması gerektiğini söyleyerek yatağına götürdüm, başını okşayarak bir de öpücük kondurdum.. Her zamanki gibi uyumasını bekleyerek onu izledim. Gözlerini zor kapattı en sonunda uykuya dalmıştı minik kalplim.Sabah Poyraz erken uyanmış yanımıza geldi. Hazırlanmış üstünü giymiş, başımız da bizi uyandırarak hadi gitmiyor muyuz annee-babaa diye söylenmeye başladı. En az onun kadar biz de heyecanlıydık ama gözlerimizi zor açıyorduk, Poyraz Bey kalkmamızı söylediyse artık kalkmamız gerekiyordu. Tamam Poyraz, kahvaltımızı yapalım gideceğiz dediğimde ise hadi biraz çabuk olun diye söylenmeye başladı küçük bey. Kahvaltımızı yaptıktan sonra hazırlanıp biran önce yola koyulduk. Yolda sessizlik hakimdi, Poyrazın heyecandan hızlı atan kalp atışlarını hissediyorduk. Bu bize, Poyrazı alabilmek için sabah yola çıktığımızdaki kalp atışlarımızı ve heyecanımızı hatırlattı. Çok güzel bir günün sabahına uyanmıştık.. Nihayet gelmiştik, arabadan iner inmez koşmaya başladı Poyraz. O kadar çok köpek vardı ki hangisini seçeceğini o da bilmiyordu. Köşe de bir köpek vardı küçük, beyaz renkli, kahverengi benekli. Poyraz ona bakıyor o da Poyraza bakıyordu, sanki diğerlerinden ayrılmış yalnız kalmıştı bu durum Poyrazın dikkatini çekmiş gibiydi çünkü, minik kalplim de yalnızlığa terk edilmişti.. Poyraz onun yanına giderek onu sevdi, başını okşadı ve ben bunu istiyorum dedi.. Kucağına aldı ve onu sevmeye devam ederken biz de gerekli işlemleri halledip Poyrazın yeni arkadaşının ihtiyaçlarını karşılamak için oradan ayrıldık. Onu o kadar çok sevdi ki kucağından hiç indirmedi, evimizin yeni üyesine bir isim bulmamız gerekiyor dediğimde, Poyraz ona çoktan bir isim düşünmüştü bile "RİTA" olsun dedi. Bu isim bizimde çok hoşumuza gitmişti nereden bulmuştu acaba dışarıda gezerken biri köpeğine Rita diye seslenirken mi duymuştu. Bunu sormadık ona. Artık evimizin yeni üyesinin ihtiyaçlarını da aldığımıza göre eve gitme zamanı gelmişti.
Poyrazın yeni arkadaşı Rita, beagle cinsi bir köpektir. Bu köpekler herkesi seven, şirin, enerjik köpeklerdir. Sosyal, cesur ve akıllıdırlar. Çocuklarla en iyi anlaşan köpek türlerindendir. Yalnız kalmayı sevmezler.. Şimdi anlaşılıyordu Poyrazın bu köpeği neden bu kadar çok istediği..
![](https://img.wattpad.com/cover/220923349-288-k589474.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayata Tutunmak
Teen FictionGüneşli bir günde yalnızlığa terk edilmiş bir bebeğin hikayesini anlatacağım sizlere. Zorlu yaşam koşulları ile nasıl baş edilebileceği ve hayattaki zorluklara rağmen hayata tutunmayı konu edineceğiz.