Medya: Mr. Rattlebone - Matt Maeson
*
2 Yıl Önce
Bora
Eve girdiğimde salonu kapkaranlık görünce kaşlarım çatılmıştı, Levent evde olacağını söylemişti.
"Leventt?"
"Hoşgeldin."
Korkuyla duvara yapışırken elimdeki anahtarı da yere düşürmüştüm. Diğer elim göğsüme yapışırken kalbim olduğundan hızlı atmaya başlamıştı. Uzanıp ışığı yaktım, Levent hemen kapının dibinde duruyordu
"Levent ne bok yemeye orada duruyorsun canımı teslim ediyordum az kalsın!"
sırıtırken balkonu gösterdi, "Balkondaydım sigara içiyordum geldiğini duyunca yanına geldim ama ışıkları geç açan sensin."
Gözlerimi devirirken sırıtıp belinden yakaladığım gibi kapıyla arama sıkıştırdım, uzanıp onu öperken yaslanmamızdan dolayı kapı da kapanmıştı.
Öpüşmemiz hararetlenirken omzumdaki spor çantasının yere düşmesine izin verdim, sonra rahatça kollarımı vücuduna doladım. Kısa bir an benden ayrılırken kaşlarını çatmıştı
"Bugün duş almadan gelmişsin hep spor salonunda duş alıp gelirdin."
Geri çekilip gülümsemeye çalıştım "Orada vakit kaybedeceğime evde alırım dedim."
Sorgularcasına yüzüme baktı, "Başka bir sebep olmadığına emin misin?"
Hızlıca kafamı salladım "Eminim, ben bir duş alıp geleyim sonra yemek yeriz."
Olur anlamında kafasını sallarken çoktan balkona çıkmıştı tekrar, derin bir nefes alıp banyoya gittim ben de.
Çantayı yere bırakırken cebimde telefonumu aradım, art arda gelen titreşimler beni deli edecekti en sonunda.
Faruk: Kaçmanı gerektirecek bir şey yoktu
Faruk: Ben sadece senin de bildiğin şeyleri dile getirdim
Faruk: Senin için her zaman buradayım
Gelen mesajları silip telefonu kenara bıraktım, ellerimi lavabonun iki yanına dayarken aynadaki aksime baktım, yüzümdeki o rahatsız bakışları Levent'in fark etmemiş olması sadece mucizeydi.
Hızlıca duşa girip çıktıktan sonra kurulanırken rahatsızca telefona baktım tekrar. Eşyaları toparlayıp banyodan çıktığımda salonun ışığı yanıyordu, yatak odasına sapıp hızlıca giyindim.
Bu konudan Levent'e bahsetmem gerekiyordu, böyle bir şeyi ondan saklayamazdım. Sonuçta, Faruk Levent'in arkadaşıydı.
Evet, anlatacaktım. Kararlılıkla salona ilerlediğim sırada kapanan kapıyla kaşlarımı çattım, Levent yanıma doğru sokulmuş ve boynuma bir öpücük bırakmıştı.
"Birisi mi geldi?"Kollarını mayışmışçasına belime sararken kafası hala boynumda yatıyordu "Faruk gelmişti şu geçen gün sözünü ettiği şarabı getirmiş."
"Faruk mu?" istemsizce gerginliğim hat safhaya ulaşırken daha fazlasını diyememiştim. Levent benden uzaklaşırken yine o sorgulayıcı bakışını atıyordu
"Evet, hatta sana spor salonundayken vermiş ama unutmuşsun, öyle getirmiş işte çocuk. Kal dedim ama işi olduğunu söyledi. Kafan bugün biraz dalgın sanırım ha?"
"Bugün okul yorucuydu." Levent'i geçiştirirken arka planda bu çocuğun ne bok yemeye çalıştığını merak etmiştim,
"Bugün dışarıdan söyleyelim mi? Canım pizza çekti hem maçta var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[ III. Kitap ] Sonuna Kadar (bxb) • [Tamamlandı]
Ficción General"İnsan çocukken her şeyin sonsuza kadar süreceğini sanıyor. Ne aptalız." "Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez haklısın, ama en azından sonuna kadar götürmeyi deneyebiliriz." Serinin son kitabıdır. İlk kitap Yarına Kadar, ikincisi Bir Gün. Tüm hakları s...