16

1.6K 160 45
                                    

Medya:  Koda - Radioactive

Şimdiki zaman

Bora

Levent geldiğinden beri masaya bakıyordu, o lanetli günden sonra buraya ilk defa geldiği yeni aklıma gelmişti. Her şey onun için de çok zor olmuş olmalıydı, kaç aydır ondan neredeyse hiç haber alamamıştım. Ne yapmıştı, nasıldı, çok dağıtmış mıydı? Neler olduğunu bir yanım çok merak ediyordu, diğer yanımsa merak etmemem gerektiğini söylüyordu.

Tüm o kargaşanın içinden kaçmak isteyen bendim, kendi ellerimle mahvettiğim bir şeyi merak etmeye hakkım da olduğunu sanmıyordum. Sadece önüme bakıp yoluma devam etmek istiyordum aylardır kendime bunu söyleyip durmuştum.

Bunları Levent'e kızgın ya da kırgın olduğum için düşünmüyordum, böyle düşünüyordum çünkü ben de onun hayatında olmayı hak etmiyordum. Ama ne düşünürsem düşüneyim, Levent'i gördüğüm an bütün düşüncelerim keskinliğini kaybediyordu.

Hala bir şansımız olabilir mi diye düşünmekten alamıyordum kendimi ama düşününce hiçbir şey çözmüş değildik. Her şeyden önemlisi aramızdaki en büyük problem hala olduğu gibi duruyordu muhtemelen, Levent'in ailesi.

"Demek burada çalışmaya başladın." Sonunda konuştuğunda kalp atışım hızlanmaya başlamıştı. İlk önce konuşamamıştım belli belirsiz kafamı sallayabilmiştim.

Levent kafasını çevirip kafeyi süzerken mırıldanmıştı "Galiba çok seviyorsun burayı." Bana döndüğünde yüzünde burukluk vardı.
Anında benim de modum düşmüştü, "O gün Metin abi çok yardımcı olmuştu bana, sonra işe ihtiyacım olduğunda da çok yardımcı oldu sağ olsun."

"Niye yardıma ihtiyacın vardı?"

O gecenin tüm anıları bir anda zihnime acı vererek doluştuğunda gözlerimi kaçırmıştım, şuan bunları konuşmak doğru muydu bilmiyordum. Annesi ve babasıyla arasının nasıl olduğunu da bilmiyordum.

"Anlat Bora. Susma."

Tekrar göz göze geldiğimizde karşımda dümdüz ifadeli sert bir Levent vardı. Konuşmaya kararlıydı, anlamıştım.

"Kavga etmiştim yüzüm kan içindeydi, buraya gelmiştim Metin abi de yardımcı oldu işte."

Ama ben hala üstünkörü anlatıyordum, derine inmeye korkuyordum çünkü oralarda tamamen Yeliz abla vardı. Bu garip bir histi, her şey kaybetmişken daha neyden korkuyordum? Sonra çok gecikmeden bu sorunun da cevabı geldi, Levent'in ailesine karşı cephe almasını istemiyordum.

Bunca olan şeye rağmen onları kaybetmesini istemiyordum, seçecek olursa onları seçsin isterdim. Benim babam yoktu, tek ailem de annemdi. Aileler bazen zordu belki, hatta çoğu zaman bizi en çok zorlayan kişilerdi ama yoklukları bambaşka bir şeydi. Onun ailesiz kalmasını istemiyordum.

Ama Levent öğrenmeye kararlı görünüyordu "O akşam, değil mi? Yüzündeki yaraları hatırlıyorum."

O da temkinli ilerliyordu ben de, sadece usulca kafamı salladım. "Antrenmana gideceğini söylemiştin."

Hatırladığını görünce gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı istemsizce, Levent hemen devam etmişti. "Bana baştan sona anlatır mısın?"

Yüzündeki sert ifadenin tam zıttı sakin konuşuyordu ama bu beni daha çok zorluyordu, anlatmaktan başka çarem yokmuş gibi hissettiriyordu.
Sanırım öyleydi de, bir açıklamayı hak ediyordu.

Derin bir nefes alıp bir sigara yaktım, biraz sonra Levent'te yakmıştı. Onu uzun zamandır sigara içerken görmediğim için duraksamıştım, demek o da başlamıştı.
Kafamı öne eğerken bunu aklımdan atmaya çalıştım, "Gerçekten gittim antrenmana, salonun dışındakilerle kavga ettim. Daha doğrusu onlar beni dövdüler gibi bir şey oldu, onları Faruk dağıttı."

[ III. Kitap ] Sonuna Kadar (bxb) • [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin