22

1.1K 82 43
                                    

Medya: Daddy Issues

-

Favori parçamı bırakıyorum yukarı ...

-

Levent

"Recep ne dediğinin farkında mısın? Oğlumu hiçbir yere göndermem ben!"

"Oğlun burada duracak gibi mi duruyor Yeliz? Birkaç ay sonra hiç dinlemeyecek. En iyisi Londra'ya taşınmak. Orada tekrar üniversiteye girer, zaten doğru düzgün okuduğu yok."

"Ben şirketi bırakıp nasıl geleyim? Deli misin sen?"

"Hemen gelmene gerek yok, işleri yoluna koyunca sen de gelirsin..."

Başında durduğum merdivenlerden aynı sessizlikte uzaklaştım, nadiren de olsa gelen yüzlerini göreyim isteği geldiği gibi beni pişman ederek gitmişti.

Sinirliydim, engel olamıyordum, konuştuklarını duydukça daha çok öfkeleniyordum. Artık daha fazlası olamaz dediğim her an beni şaşırtacak ve öfkelendirecek yeni bir şey yapmayı başarıyorlardı.

Yurt dışı mı? Ülkeden gitmek mi? Taşınmak mı? Kafayı yemiş olmalılardı.
Onları dinleyeceğime ne kadar da eminlerdi, ya da belki de kolaylık sağlayacağımı baştan düşünmemişlerdi zaten.

Sürekli onlarla savaşmak beni fazlasıyla yoruyordu.

Ne yaparsam yapayım beni anlamıyorlardı, boşuna savaş veriyordum ama teslim olmak da apayrı bir savaştı.
Başından beri her şey saçmalıktı. Sadece sessiz sakin hayatımızı yaşamalıydık ama her şey sarpa sarmıştı.

Tişörtümü kaldırıp yaralarıma baktım, daha iyi durumdalardı. En azından bu evden kaçacak ve 3-4 saatlik yol yapabilecek kadar. Burada kalamazdım, Ankara'ya gitmeliydim. Evimize.

Bora evle ilgili işleri halletmek için dönmüştü, sadece bir gündür yoktu ama bana şimdiden bir ay gibi gelmişti.
Telefondan hızlıca bilet alıp oda da volta atmaya başladım. Birazdan odama gelirlerdi ve geri çekildiklerinde evden sıvışabilirdim. Aslında sessiz sedasız gitmeme gerek yoktu, bunu yüzlerine de söyleyebilirdim ama artık onlarla tartışacak enerjim kalmamıştı.

Bunun bir önemi yoktu artık, bazı insanlar değişmezdi.

Dediğim gibi yarım saat içinde odama babam gelmişti, az önceki konuşmadan dolayı annemin hala sinirli olduğunu varsayıyordum.
Ben odanın ortasında dikilirken babam yatağıma oturmuştu, kapıyı itip kapatırken kendine sigara çıkartıp yakmıştı.

Dalgın görünüyordu, üzerindeki gömlek bile kırış kırıştı. Kollarını dirseğine kadar katlamış, yeni yeni çıkan sakallarını dalgınca kaşırken sigarasından derince nefes çekmişti.
"Artık Ankara'ya gitmiyorsun. Okulu okuduğun yok zaten. Saçma sapan işler yapıyorsun." Yorgun ve sert bakışlarını bana çıkarmıştı, gözleri beni delip geçiyor gibi hissediyordum.

"İş yerim artık Londra'da istiyor beni, sen de gel orada oku düzgünce. Yeni bir sayfa aç. Daha ne kadar Bora'nın peşinde sürükleneceksin? Yetmedi mi hayatının darmadağın oluşu?"

"Bunları Bora mı yaptı baba?" uzun zamandan sonra ilk defa gözlerinin içine büyük bi cesaretle bakmıştım, korkmuyordum ya da çekinmiyordum. Bende bir duygusunu bırakmamıştı.

"Üniversiteyi onun yüzünden bırakıp gelmedin mi? Derslerin bok gibi. Onun yüzünden yaralanmadın mı? Kaç aydır doğru düzgün kımıldayamıyorsun hayatın durdu. Hayatın için ne yapıyorsun sen Levent? Herhangi bi şey umrunda mı Bora dışında? Ne olmak istiyorsun? Okulunu seviyor musun? İleride ne yapmak istiyorsun? Kör müsün bu kadar?"

[ III. Kitap ] Sonuna Kadar (bxb) • [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin