Ne olduğunu anlamadan kolları arasına sarmalanmış olduğum bedenden zoraki ayrıldım. Aslında telefonum çalmasa o anda o bakışlarda daha fazla kalabilirdim. Telefonumun sesiyle geç kaldığımda aklıma dank etti. Hemen o kara gözlere teşekkür ederek yere dökülmüş kahvelere basmadan kafeden çıktım. Yüzüme yüzüme esen rüzgar iyi gelmişti. Hala çalmakta olan telefonumu açtığımda Ece'nin neşeli sesi kullarımda çınladı.
"Kuzum şans dilemek için aradım ama bi saniye daha açmasaydın tam kapatıyordum. İnanıyorum olacak, sen yaparsın be Zeynoooo"
"Çatlak kız teşekkür ederim inşallah öyle olur. Kapatıyorum geç kalmamışımdır umarım." Diyerek koşar adımlarla şirkete geldim. O sırada adımın seslenilmesiyle tam zamanında geldiğimi anladım. Ah o bakışlar niye beni bu kadar etkiledi ki. Düşüncelerimi uzaklaştırdım ve mülakata girdim. Çok güzel bir mülakat geçmişti. Karşımdaki insanların yüzlerinden memnun oldukları belliydi. Bence ben bu işi kaptım sanırım.
Yorucu ve ekşınlı günü düşünerek evin yolunu tuttum. Eve vardığımda kimse yoktu üstümdekileri çıkarıp kendimi duşa attım. Güzel bir duşun ardından sarıldığım bornozumla yatağa attım kendimi. Ve düşüncelere daldım bu kaç olmuştu. Bir mi iki mi evet üç üç. Önce sahilde uyanır uyanmaz gördüğüm gözler sonrasında hayal sanmıştım oysa. Daha sonra gece mekanda gördüğüm gözler ve şimdi kafede beni kurtaran gözler. Aynı o kömür karası gözler. Beni neden bu kadar etkiledi. Kimdi o gözlerin sahibi. Neden 3 keredir karşıma çıkıyor. O bakışlarındaki derinlik neden beni ona çekiyor. Düşüncelerle boğuşurken çalan zille kendime geldim. Ece'nin gelmiş olabileceğini düşünerek bornozuma aldırış etmeden kapıyı açtım. Karşımda gördüm yüzle panikle bi kollumu bedenime sararak kapıyı kapatmaya yöneldim.
" Yapma Zeynep beni böyle karşılayacağını bilseydim çok önce gelirdim tatlım."
" Git buradan Emre seninle konuşacak bir şeyim yok."
"Olur mu hiç öyle gitmek cık cık cık fırsatı yakalamışken asla gitmem." Diyerek kolumdan beni kendine çekti. Kolları arasında çırpınmaya başladım ben çırpındıkça saçlarımdan asılmaya başladı. Üstümdeki bornozu açmaya yöneldiğinde ona tekme savurdum. Daha sonra kendimi merdivenlerden yuvarlanırken buldum. Ne olduğu nasıl olduğunu anlayamadan apartmandan çıkmaya çalıştım. Ama yine beni yakaladı. Canım çok yanmaya başladı ayağımın üstüne basamıyor ondan kurtulmaya çalıştıkça canımı daha çok acıtıyordu.
Burnuna bir yumruk geçirdikten sonra kendimi apartmanın dışına attım yardım istemeye başladım. İnsanlar sadece şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Neden yardım etmiyorlar anlayamadım. "yardım edin imdat" diye bağırdım. Arkamdan koştuğunu görünce bi ayağımı sürüyerek kendimi yolun ortasına attım.
Onun elinde kalacağıma ölsem daha iyi olacak diye düşünmeye başladım. Ama ani bir fren sesi, kafamın yere çarpış sesi, "iyi misin" diye soran karagözler ve sonrası karanlık...
4 oldu
Ne olur ölmeyeyim, yine aynı gözleri görmüşken ölmek istemiyorum. Allahım nolur.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIK
General FictionDurmadan koştum, koştum sadece koştum.. İçimde ki bu sıkıntı beni parçalıyordu. Kalbimi söküp atmak istedim olmadı. Canıma kıymak istediğim ama ailem, ailem benim her şeyim hem bunu onlara nasıl yaparım nasıl kıyabilirim ki onların canı olan canıma...