Dıt dıt dıt...
Duyduğum ses ve burnuma gelen koku ile hastanede olduğumu anlayınca yavaşça gözlerimi araladım. Elimi tutup iyi misin diye soran Ece'ye sadece su diyerek cevap verebildim.
Gözümün önüne gelen anlarla ağlamaya başladım. Bunu neden yaşadım olmamalıydı, hafızamdan nasıl silerim. elimi bir an olsun bırakmayan Ece suyu uzatarak içmemi sağladı. Daha iyi olmuştum, acıları silmese de ağlamak iyi gelmişti. Odanın içinde gözlerimi gezdirirken camın önünden bana bakan endişeli bir çift göze takılı kaldım. E tükürüğüm de boğazımda kaldı. Helal helal diye söylenen Ece'le kendime geldim. Baktığım yeri gören Ece boğazını temizleyip açıklama yapmaya başladı.
"Şey bu beyefendi az kalsın sana çarpıyormuş. Sonra seni hastaneye getirmiş. Güvenlikteki abiylede bize ulaştı soluğu burada aldım."
Ecenin özet geçmesiyle üzerimdeki bornozum aklım geldi. Eyvah ben can havliyle kendimi bu halde sokağa ve yolun ortasına atmıştım. o beni bu şekilde mi gördü şimdi diye düşünerek kendimi pikenin içine gizlemeye çalıştım.
"İyisin dimi kuzum. Ben çok çok özür dilerim. Uzak tutmalıydım senden onu. Özür diler.."
" Dileme Ece senin bir suçun yok gerçekten. O pislik nerede şimdi."diye sorunca endişeli bakan göz lafa atladı.
" Öncelikle geçmiş olsun ve merhaba. Bu konu ile ilgili düşünmenize gerek yok. Şuanda olması gerek yerde merak etmeyin" dedi
Merhaba diyerek gülümsedim. " Teşekkür ederim, sizinde başınıza dert oldum kusura bakmayın."
" Estağfurullah, dert olmadığınızdan emin olabilirsiniz." diyerek gülümsedi.
Kapıdan içeriye giren doktor muayene etmek için müsaade isteyince odayı boşalttılar. Doktor iyi olduğumu ancak en az bir gece müşahede altında kalarak başımı sert vurduğum için uyumamam gerektiği söyledi. Geçmiş olsun diyerek odadan çıkmasıyla Ece ve kara gözler tekrar odaya girdi.
" Zeyno doktor gece kalman gerektiğini söyledi ben sana giyecek kıyafet almaya gideyim sonra Enes'le birlikte geleceğiz olur mu, biraz yalnız kalabilir misin?"
" Sorun olmazsa ben beklerim siz gelene kadar" dedi bana bakıp Eceyle konuşan kara gözler.
"Bi sakıncası olmaz dimi Zeyno yalnız kalmam içime sinmeyecek. Beyefendi biz gelene kadar yanında beklese olur mu?"
" Ömer, ismim Ömer artık beyefendi demeyin lütfen."
" Aaa kusura bakmayın taşımadık telaştan. Teşekkürler Ömer bey ben gideyim o zaman Zeynep size emanet. Hemen geleceğim" diyerek yanağıma öpücük kondurup odadan çıktı.
Sessizlik, bakışları kaçırmalar, saatin tık tık sesi, güm güm kalbimin sesiyle geçen dakikalar sonda boğazı temizledi ve konuştu.
" İyi misin, sen bi an yola atlayınca zor fren yaptım. Ama çarpmadım gerçekten. Seni yolda baygın ve o halde görünce ne olduğunu anlayamadım ama hemen kucaklayıp hastaneye getirdim. Ne yaşadığını az çok tahmin etsem de bilmiyorum. Destek almak ister ve uzman birisiyle görüşmek istersen sana yardımcı olmak isterim. İyisin dimi?"
"Ben gerçekten teşekkür ederim ve özür dilerim. Sizi bu duruma sokmak istememiştim. Anlayışınız için çok teşekkür ederim, gerçekten. ve iyiyim sanırım. kafam çok karışık. Nasıl olduğunu anlayamadan kendimi burada buldum sayenizde. belki de siz olmasaydınız o an o yoldan geçmeseydiniz daha kötü olacaktım, teşekkür ederim."
" Biliyorum, tanışmıyoruz daha ama anlatmak istersen ve bu sana iyi gelecekse seni dinlerim. Ama konusunu dahi açmak istemezsen kesinlikle açmam" diyerek gülümsedi.
O konuştukça konuşsun istedim bi an. elimi tutsun, bana sarılsın, teselli etsin, huzur versin.
" Tanışalım o zaman, öncelikle Zeynep ben, memnun oldum." diyerek elimi uzattım. Elimi ellerinin arasına alıp hafifçe tutarak " Ömer" dedi.
Gülümsedim o kara bakan, gülümseyen gözlere. O da bana gülümseyerek cevap verdi.
.
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIK
Fiksi UmumDurmadan koştum, koştum sadece koştum.. İçimde ki bu sıkıntı beni parçalıyordu. Kalbimi söküp atmak istedim olmadı. Canıma kıymak istediğim ama ailem, ailem benim her şeyim hem bunu onlara nasıl yaparım nasıl kıyabilirim ki onların canı olan canıma...