Zeynep şaşkınca haykırdı "Oha! Enes, o Enes sen miydin? İnanmıyorum sana." Ece hiçbir şey anlamadan sadece bakıyordu. "Zeyneppp, sensin. Çok özledim seni" diyerek Zeynep'in boynuna sarıldı. "Bırak, haber vermeden ortalardan kayboldun gittin, şimdide yakın arkadaşımın sevgilisi olduğunu öğreniyorum dedi Zeynep yüzünü buruşturarak kollarından ayrıldı. Dayanamayarak araya girdi Ece "biri bana burada ne olduğunu anlatabilir mi? Siz tanışıyor musunuz? Nasıl? Nerden? Ay kafam karıştı, geçin içeriye çabuk anlatın bana bakayım diye soru yağmuruna tuttu. Ece'nin araya girmesiyle salona geçtiler hep birlikte.Zeynep anlatmaya başladı " bu hayırsız sevgilin olacak kişi bir zamanlar benim can dostumdu tatlım. Ama bir zamanlar tabi, ona sor sen beni nasıl bırakıp gittiğini" araya girdi Enes "Ama sarışın yapma böyle hala can dostun değil miyim? Biraz kafamın dağılmasına ihtiyacım vardı yoksa seni bırakıp gider miyim hiç?.." "Kafanızı dinlemeniz üç yılınızı mı aldı Enes bey. Ya anlamıyorum üç yıldır ortalıklarda yoksun şimdide arkadaşımın sevgilisi olarak çıktın karşıma. Seni hoş karşılamamı bekleme benden bi zahmet."
Böyle tepki vermekte haklıydı Zeynep, Enes bunca zaman ne onu arayıp sormuştu ne de bir şeylerden haberdar etmişti. Sadece çekip gitmişti şehirden, ülkeden. Ece'nin ısrarına dayanamayıp anlattılar her şeyi.
Çocukluklarından beri beraber büyümüşler, hep aynı okullara gitmiş, üniversite bile beraber gelmişlerdi bu koca şehire Enes ile Zeynep. Aileleri gibi ikiside ayrılmaz can dostuydular. Kardeş gibi büyümüşlerdi. İstanbul'a geldiklerinden bir yıl sonra Enes birden ortalardan kaybolmuştu, kimse ondan haber alamamıştı. Zeynep'i bu şehirde yalnız bırakıp gitmişti. Bunu ne kadar istemesede yapmak zorundaydı. Hala niye bırakıp gittiğini anlatmasada bu işin peşini bırakmayacaktı Zeynep. "Madem geri geldin artık hesap verme zamanı nerdeydin bunca zaman dökül bakalım" dedi Zeynep. Enes hemen atıldı "bu konuyu sonra konuşalım be güzelim hazır en sevdiğim iki insan yanımdayken hadi biraz hasret giderelim güzel şeylerden konuşalım."Ece olayın şokunu yeni yeni atlatmıştı. Hemen kalkıp kahve yapmaya koyuldu. Kahveleri hazırlayınca ikram ederek yanlarına oturdu. Zeynep sordu "onu bunu bırakın da madem siz nasıl tanıştınız da sevgili oldunuz ben onu anlamıyorum?" Ece "ah onu bende hiç bilmiyorum. Ne zaman gönlümü çaldı bir bilsem" diye konuştu Enes'in gözlerinin içine bakarak. Enes "öyle bir bela ki başıma bu tatlı cadı, geldiğimde havaalanında aldım başıma belayı" dedi Ece'yi kızdırmak için.
"Asıl sen benim başıma belasın ukala bey, hatırlatırım az koşmadın peşimden" diye cevabı yapıştırdı Ece. Didişmelerini gülerek izledi Zeynep. Onlar daha tanışalı iki ay anca olmuşken birbirlerine kapılıp aşık olmuşlar, Enes'in onu sevdiğine inanıncada sevgili olmuşlar.
İki çılgın, iki deli, iki can dostu tam da birbirlerini bulmuşlar, güzel bir çift olmuşlar diye düşündü içinden. Yorucu bi günü güzelce sonlandırabilirdi artık. Hem çocukluğuna kavuşmuştu hemde dostunu artık emin ellere teslim edebilirdi.Enes'i uğurladıktan sonra odasına geçti. Üzerini bile değiştirmeden yatağına attı kendini. Yaşadığı günü düşünmeye başladı. Sabah huzursuzca kalktığı yatağa yüzünde gülümsemesiyle girmişti. Kafasındaki anlamlandıramadığı karışık düşünceleri unutmaya çalışarak gözlerini yumdu. Evet kararı kesindi. Gözlerini açtığında gördüğü o şaşkın gözleri unutup bir daha düşünmeyecekti. Bir daha hiç görmeyeceği adam niye kafasını meşgul etsin ki. Unutmalıydı, unutmalıydı. Sadece can dostuna kavuştuğunu düşünmeliydi. Kendisi ile savaşarak uykunun kollarına bıraktı kendini. Kendisini düşünen o gözlerden habersizce rüyalar alemine daldı.
Kucak dolusu sevgiler....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIK
Genel KurguDurmadan koştum, koştum sadece koştum.. İçimde ki bu sıkıntı beni parçalıyordu. Kalbimi söküp atmak istedim olmadı. Canıma kıymak istediğim ama ailem, ailem benim her şeyim hem bunu onlara nasıl yaparım nasıl kıyabilirim ki onların canı olan canıma...