Medya: Zeynep ASLAN
Ömer ASLAN
Sol kolumun üstündeki kıpırdanmayla gözlerimi araladım. Kafamı o tarafa doğru çevirdiğimde Zeynep'in sol kolumun üstüne uzandığını ve elimi de sıkıca kavradığını gördünce yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım.
Onu rahatsız etmeden kolumu yavaşça kendime doğru çekiyordum ki Zeynep elimi biraz daha sıkı kavrayıp gözlerini açmadan mırıldandı "Kolun şimdilik benim ve vermeyi düşünmüyorum."
Ona doğru eğilip yanağını öptüğümde elimi serbest bırakmıştı. Bunu fırsat bilip elimi hemen kendime doğru çektim. Zeynep, kaşları çatık bir şekilde bana doğru dönüp "Haksızlık ama bu. Hile yaptın." diye itiraz etti.
Yüzüme yakın olan yüzüne biraz daha yaklaşıp "Sen de etkilenmeseydin." dedim ve yataktan çıktım. Banyoya doğru giderken Zeynep'in "Ben intikamımı alırım nasıl olsa." dediğini duydum. Sırıtarak banyoya girip kapıyı arkamdan kapattım.
Hızlıca bir duş aldıktan sonra banyodan çıktım. Zeynep'e baktığımda çoktan giyinmiş olduğunu gördüm ama dolapta bir şey aradığı için benim banyodan çıktığımın farkında değildi.
Yanına doğru gidip tam arkasında durdum.
"Ne arıyorsun?" dediğimde irkildi.
"Ay korkuttun beni Ömer. Ben rad-" derken arkasını dönmüştü ve beni yarı çıplak bir şekilde görünce sustu. Gözleri kocaman olmuştu ve ben bu haline gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Yani şimdi böyle şey arıyordum ben, bulamadın da. Burası çok mu sıcak oldu ne? Kapı, pencere bir şey mi açsak? Ya da ben gideyim sen şey et. Şeylerin de burada" diyip kapıya doğru gidiyordu ki onu durdurup dolapla arama aldım.
"Neylerim burada?" diye sordum.
"Şeylerin yani kıyafetlerin. Hem ben iniyim aşağıya annenler falan merak eder." dedi heyecanlı bir şekilde.
"Gitmene tek bir şartla izin veririm." dedim ve Zeynep'in dudaklarına doğru yöneldim. Zeynep gözlerini sımsıkı yumdu. Dudaklarımız arasında santimler kalmıştı ki kapı çaldı ve Zeynep gözlerini açıp kollarımın arasından sıyrıldı.
"Ne var!" diye bağırdım kapıya doğru.
"Efendim Ferit Bey gitmek için sizi bekliyor." dedi Melike Hanım.
"Tamam geliyorum." dediğimde Zeynep de odadan çıktı. Neden her seferine bu an bozuluyor?
Üstümü giyinip odadan çıktım ve aşağı indim. Zeynep, annem ve Sevda kahvaltı yapıyorlardı ama babam yoktu. Muhtemelen dışarıda beni bekliyordu. Evden çıktığımda babamın çoktan arabaya binmiş olduğunu gördüm. Ben de vakit kaybetmeden gidip arabaya bindim ve çalıştırıp yola koyuldum.
"Nereye gidiyoruz baba?" diye sordum.
Telefonunun ekranını bana doğru çevirip "Aghan'ın adamlarının götürüldüğü mekan. Bakalım dertleri neymiş?" dedi. Adresi Barış ve Burak'a da attıktan sonra arabayı çalıştırıp yola koyuldum.
Uzun bir yolculuğun sonunda etrafta tek tük ev bulunan bir yere gelmiştik. Arabayı durdururup indik. Çok geçmeden yanımızda üç araba daha belirdi. Biri Barış'ın biri Burak'ın biri de Aghan amca ve oğlunundu.
Onlarda arabalarından inip yanımıza geldiler.Burak "Hangisi biliyor muyuz?" diye sordu karşıdaki üç binayı kastederek.
Babam "Ortadaki bina." diye cevap verdi. Kapıda iki tane adamın beklediği mekana baktım. Dövüş müsabakaları için gayet uygundu. Etraftaki evlerin arasındaki mesafe çok olduğundan içerde kopan gürültüden kimse rahatsız olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN İŞİ AŞK
Teen FictionWattpad'da yayımlanan ilk "Kalbin İşi Aşk" adlı hikayedir. *** (...) Burak "Ömer abiyle evlendirelim. Hem Gül anneninde istediği olmuş olur." dedi sırıtarak. Ömer konuşacakken ben ondan önce davrandım. "Yok ben almayayım teşekkürler. Evlenmeye karş...