Medyada: Ömer ASLAN
Zeynep ASLAN
Kapıyı açtığımda karşımda sadece Ömer'i beklerken maalefes tek o değildi. Kapıda Ömer, orta yaşlarda bir kadın, bir erkek, Barış ve Duygu vardı. Böyle olmaz orduyla gelseydiniz.
Duygu en arkada gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu. Ömer beni baştan aşağı süzdü. Aramızdaki sessizliği kapıdaki tanımadığım kadın bozdu.
"Kızım, bizi içeri almayacak mısın?" deyince ben kapıyı sonuna kadar açıp kenara çekildim.
"Kusura bakmayın, buyurun lütfen." dedim gülümsemeye çalışarak.
İçeri önce tanımadığım kadın ve adam, peşlerinden Ömer ve Barış en son da Duygu girdi. Tabii ki hepsi Ömer için hazırladığım güllü yoldan geçmişti.
Duygu yanımdan geçerken sadece onun duyacağı şekilde "Seni öldüreceğim." dedim. O, gülümseyerek salona geçti. Ben de kapıyı kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra salona gittim.
Kadın ve adam karşıdaki tekli koltuklara, Ömer ve Barış da onların karşısındaki tekli koltuklara, Duygu ise ikili koltuğa oturmuştu.
Gülümseyerek "Hoş geldiniz." dedim kadın ve adama bakarak. İkisi de "Hoş bulduk" dedi. Ben de Duygu'nun yanına geçip oturdum.
"Zeynep, ben sana misafirlerini tanıtayım. Canan anne ve Adnan baba, Barış'ın anne ve babası... Gül anne Ömer abinin evlendiğini söyleyince onlar da seni görmek istemişler. " dedi Duygu.
Ben de diyorum başıma ne zaman bir felâket gelecek? Çünkü bu gecenin plânladığım gibi gitmesi imkansızdı. Hayatım bir kez normal olsa şaşardım zaten. Ey güzel Allah'ım, bunlar neden benim başıma geliyor?
Kafamı çevirip Ömer'e baktığımda onun arkamdaki masaya baktığını gördüm, bizim oraya bakmamızla diğerlerinin de bakışları da oraya döndü.
"Yanlış bir zamanda mı geldik biz?" diye sordu Canan teyze.
Evet demek istesem de diyemedim tabiki. "Yok yanlış bir zamanda gelmediniz. Bugün şey vardı... ha Ömer'in doğum günü. Ben ona küçük bir sürpriz yapmak istemiştim." dedim.
Kadının şaşkınca "Ömer artık doğum günlerini kutluyor mu?" demesiyle zoraki bir gülümsemyele Ömer'e baktım.
Basit bir doğum gününü bile kutlamıyorsan git kendini bir yerlerden at yani Ömer.
Ömer boğazını temizledikten sonra "Bana da sürpriz oldu." dedi. Yarabbi şükür, beni yalancı çıkarmadı.
Kesin o da neden böyle bir şey yaptığımı merak ediyordur ama soramaz ki. Birkaç saatliğine bu soruya cevap vermekten yırttım. Misafirler gittikten sonra da kendimi odaya kilitlerim, oh mis vallahi.
"Pasta aldın mı?" diye sordu bu defa Canan teyze. Senin derdin ne be kadın? Gelmişsin misafirliğe pastayı soruyorsun. Biz çiçeği burnunda çiftiz, yalnız bırkasanıza yahu.
Zoraki bir gülümsemeyle "İnşallah." dediğimde kadın anlamadığını belli edercesine baktı.
"Yani sipariş etmiştim ama Melike Hanım çıkıp gidince bende pasta geldi mi gelmedi mi bilmiyorum. Ama bir dolaba bakayım, belki gelmiştir." deyip ayağa kalktım.
Mutfağın olduğu kısma doğru ilerledim. Dolaba doğru gidip kapağını açtım. Dolapta gördüğüm pastayla heyecenla gülümsedim. Bu Melike Hanım'ın işi olmalıydı.
Şans bana ilk kez gülmüştü. Dans mı etsem ne yapsam? Bunu belki daha sonra yapardım. Dolaptan pastayı alıp kapağını kapattım.
Dolaptan çıkardığım pastayı tezgâha koydum. Pastanın çikolatalı olması beni ayrıca mutlu etti çünkü çikolatayı seviyorum. Pastayı bulmuştum ama mum eksikti. Mumsuz doğum günü olmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN İŞİ AŞK
Novela JuvenilWattpad'da yayımlanan ilk "Kalbin İşi Aşk" adlı hikayedir. *** (...) Burak "Ömer abiyle evlendirelim. Hem Gül anneninde istediği olmuş olur." dedi sırıtarak. Ömer konuşacakken ben ondan önce davrandım. "Yok ben almayayım teşekkürler. Evlenmeye karş...