Medya: Duygu ÖZDEMIR
Zeynep ASLAN
"Baba sen ne dediğinin farkında mısın?" dedim kaşlarım çatık bir şekilde. Beni affetmesini istiyordum evet ama bu şekilde değil. Sevdiğim adamla sınayarak değil.
"Seni affetmemi istiyorsan o adamdan boşanacaksın." dedi tekrardan.
"Baba, ben Ömer'i seviyorum..."
"Bir katili sevemezsin Zeynep!" diye bağırdı birden sözümü keserek. Katil mi?
"Ne?"
"Her şeyi biliyorum. Tolga bana onun nasıl biri olduğunu anlattı. O katil adamla evli olmanı kabul etmiyorum." dedi kaşları çatık ciddi bir şekilde. Ömer katil falan değildi. Evet insan öldürüyordu ama kötü oldukları, masumlara zarar verdikleri için yapıyordu bunu.
Sakin olmaya çalışıp yumuşak bir ses tonuyla konuşmaya başladım. "Baba endişeni anlıyorum ama emin ol Ömer öyle biri değil. Tanıyınca sen de bana hak vereceksin."
"Zeynep yeter! Ben söyleyeceğimi söyledim. O katilden boşanıp Tolgay'la evlen, seni affedeyim."
"Ben onu seviyorum baba. Neden anlamak istemiyorsun bunu. Ben-" diye sözüme devam edecekken babamın birden fenalaştığını gördüm.
"Baba! Baba iyi misin? Baba!" Kapıya doğru koşup bir hışımla açtım ve koridora doğru 'Doktor' diye bağırdıktan sonra tekrardan babamın yanına döndüm. Diğerleri de endişeyle içeri girdi.
Doktor ve yanında bir hemşire hemen geldiler. Hemşire bizi dışarı çıkarmaya çalışırken babamın zorlanarak "Eğer dediğimi yapmazsan cenazeme gelme Zeynep" dediğini duydum.
Daha sonra beni ve diğerlerini dışarı çıkarttılar. Kapının önünde öylece dikilmiş dururken Ömer yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı. Bunu yapmasıyla ağlamaya başladım. Ben şimdi ne yapacaktım?
Ömer ASLAN
Hilmi Bey'in durumunu öğrenmek için doktorun yanına gitmiştim. Ikinci krizin üstünden iki gün geçmişti ve doktor durumunun iyi olduğunu yarın sabah taburcu edeceklerini söylemişti.
Bu haberden sonra Zeyep'in annesinin yanına gidip durumu ona da anlattım. Bana teşekkür etti. Sanırım beni tek seven de Zeynep'in annesiydi.Zeynep iki gündür etrafta ruh gibi dolaşıyordu. Ne bir şey söylüyor ne de yapıyordu. Babasıyla ne konuştu bilmiyorum ama bunun onu oldukça etkilediği belliydi. O günden beri babasının yanına bir daha gitmedi. Annesinin yanından ayrılıp Zeynep'in yanına gittim. Onu artık eve götürmeliydim. Buralsrda yeterince yorulmuştu.
Zeynep koltukta oturmuş bir yere odaklanmış öylece oraya bakıyordu. Yanına yaklaşıp "Zeynep, hadi kalk evimize gidelim." dedim yumuşak bir ses tonuyla.
Zeynep Önce bakışlarını odakladığı yerden çekip bana çevirdi. Bir süre yüzüme baktıktan sonra tek kelime etmeden ayağa kalkıp çıkışa doğru yürümeye başladı. Ben de peşinden gittim. Hastaneden çıkıp arabaya doğru gittik. Arabaya binip evin yolunu tuttum.
Zeynep yol boyunca hiç konuşmamıştı. Ters giden bir şey vardı ama üstelemeyecektim. Yaşadığı şey kolay değildi. Babası ölümden dönmüştü.
Hem zamanı gelince o anlatırdı nasıl olsa. Eve geldiğimizde arabayı kapının önüne park ettim. Daha sonra arabadan indik. Kapının önüne geldiğimizde cebimden anahtarı çıkartıp kapıyı açtım.
Zeynep içeri girip salona doğru gitti. Ben de içeri girip kapıyı arkamdan kapattım. Zeynep'e doğru gidip "Ben üstümü değiştireceğim ama istersen önce sen çıkıp değiştir?" diye sorduğumda başını sağa sola salladı. Derin bir nefes alıp verdikten sonra yukarı çıktım. Üstümü hızlıca değiştirip odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN İŞİ AŞK
Ficção AdolescenteWattpad'da yayımlanan ilk "Kalbin İşi Aşk" adlı hikayedir. *** (...) Burak "Ömer abiyle evlendirelim. Hem Gül anneninde istediği olmuş olur." dedi sırıtarak. Ömer konuşacakken ben ondan önce davrandım. "Yok ben almayayım teşekkürler. Evlenmeye karş...