4 Ay Sonra
Raisa SmirnovSonunu düşünmeden çaldığım beyaz boyalı kapı aralandığında bir an içimdeki heyecanın beni bayıltacak kadar güçlendiğini hissettim ama henüz kapı açılmamışken gözlerimi sıkıca yumup derin bir nefes aldım ve göz kapaklarım kalktığında Aral şaşkın bakışlarla karşımda duruyordu.
"Şey... selam." Rus aksanıyla Türkçe konuştuğum için kelimeler normalden daha baskın ve yuvarlanıyormuş gibi çıktı.
Aral konuşmuyordu. Tek yaptığı kocaman gözlerle beni baştan aşağı süzmekti.
"Raisa ben, tanıyamadıysa-n diye..." Kelimelerin sonuna gelen ekler benim için hâlâ zor sayılırdı, bu yüzden arada kekeler gibi konuştuğum oluyordu. Bir de üstüne heyecanlandığım için daha da zor geliyordu şu dakikalarda."Tanıdım tanıdım." İlk cümlesi bu olmuştu. Daha sonra ise gözleri hâlâ kocamanken eli yavaşça havaya kalkıp koluma yaklaştı ve dokunduğu an sanki elektrik çarpmış gibi geri çekildi. Gözleri normal haline dönmüş, şaşkınlığını üzerinden atmıştı.
"Raisa sen nasıl... geldin?""İki günlüğüne gelebildi-m. Belki beni affedersin diye, sana bir sürprizim var."
"Tek mi geldin?"
Evet anlamında başımı sallarken elini tutup onu sokağa doğru çekiştirdim.
"Gel hadi, zaman-ımız az."Güldüğünü duyunca sorarcasına ona baktım.
"Neden öyle konuşuyorsun? Telefonda böyle değildin.""Heyecandan." Diyerek gözlerimi kaçırdım.
Bir süre yürüdükten sonra onu getirmek istediğim yere vardık. Geldiğimiz yer salkım söğüt ağaçlarıyla doluydu.
En yaşlı salkım söğüt ağacının yanına geldik ve tam da hayal ettiğimiz gibi çimlere uzanıp hışırdayan yaprakların arasından masmavi gökyüzünü seyretmeye başladık.
Doğanın sesinden başka ses duyulmazken Aral birden konuştu.
"Merak ediyorum da, benden hoşlanıyor musun yoksa..."Hafif doğrulup dirseğimi çimlerin üzerine elimi de yanağıma yasladım ve diğer elim ise Aral'ın hafif çilli yüzüyle buluştu.
Aral'ın yutkunduğunu farkettiğimde gittikçe ona doğru eğilmeye başlamıştım ve en sonunda benim bir çilek gibi neredeyse kırmızı dudaklarım onun soluk pembe dudaklarını buldu.
Geri çekildiğimdeyse Aral ikinci şaşkınlık krizini yaşıyordu, gözleri yine büyümüştü. Haline kıkırdarken onu bu kadar şaşırtmak hoşuma gitmişti ve devam etmek istedim.
"Sana aşığım saf."Aniden kolları belimi sardı.
"Yine platonik oldum diye korkmuştum."Elimi onun kızıl saçlarına daldırıp kulağına fısıldadım.
"Belki anonim olduğum zamanlarda beni çekingen biri olarak tanıdı-n ama aslında gayet açık sözlüyüm. Bildiğimi söyler, bildiğimi yaparım ve bunu sana sevgimle gösterdim. Salkım söğüt ağaçları da şahid-imiz oldu."🍃
Uzun süre sonra Altın Kadeh'e özel bölüm yazmak geldi içimden. Kısa zaman sonra bir tane daha yayımlayacağım, beklemede kalın :')
Oy verir ve yorum yaparsanız sevinirim.
Umarım beğenmişsinizdir ve umarım beğenmeye devam edersiniz🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Kadeh. | Texting.
Teen Fiction(Tamamlandı.) Aral: Sonuç olarak benim açımdan pek iyi şeyler yaşanmadı ve aşk kalbimi kırdı. Altın Kadeh: Kalbini aşk değil, o kız kırdı. Aral: O kıramaz. Yani bilerek. Altın Kadeh: Aşk belki de bir şans oyunu gibidir Aral. Sevdiğimiz bizi sevmez v...