Kyungsoo ve Kai koridorda yürümeye başladılar, merdivenleri geçip dış kapıya geldiklerinde Kyungsoo sordu.
" Nereye gidiyoruz? "
" Bu bir sır. " diye karşılık verince Kai, Kyungsoo onu lotus çiçeğine götürme ihtimalini düşündü. Ama fikir aklından hemen dağıldı. Neden böyle bir şey yapsın ki henüz birbirlerini doğru düzgün tanımıyorlardı bile.
" Şaka yaptım. Sadece kafamı dinlemek istediğimde gittiğim bir yer var seni oraya götürmek istiyorum. Şunu da belirteyim ki oraya daha önce kimseyi götürmedim yani kıymetini bilmelisin. " deyip tebessüm etti Kai.
" Kendimi şanslı hissetmeli miyim? "
" Elbette. "
Dış kapıdan çıktıktan sonra beyaz taş merdivenleri geçip yürümeye devam ettiler. Şelalelerin yanına geldiklerinde Kai Kyungsoo'ya döndü.
" Yoruldun mu? "
" Yoo, hayır. Aksine bu yürüyüş çok iyi geldi bana. "
" Buna sevindim. Zaten az bir yolumuz kaldı şurdaki tepeyi görüyor musun? "
" Evet. "
" İşte tam orası. "
Tepeye doğru yaklaştıklarında Kyungsoo'nun gözleri kamaştı.
" Buna inanamıyorum. Çok güzel. "
" Bu ne ki tam üzerine çıktığımızda asıl manzarayı göreceksin. "
Tepeye çıktıklarında onları karşılayan yeşil, mavi, mor, pembe ışık dalgaları onları karşılıyordu. Adeta gökyüzünden üzerlerine bir örtü gibi yayılıyordu.
" Burası gerçek üstü Kai. "
" Sevdin mi? "
Kyungsoo'nun manzaraya olan hayranlığından gözlerinin içi parlıyordu. Akşamki yemekte oluşan stresten hiç bir iz kalmamıştı. Ve Kai'ye minnettar hissediyordu. O çok iyi bir periydi. Aslında diğerleri de hatta Sehun bile iyi bir karaktere sahipti. Kendisindense şüphe etmekte haklıydılar. Kai kendisine bu kadar iyi davranırken onu kandıracaktı. Sonrasında kendisi hakkında hayal kırıklığına uğramayacak mıydı? Peki ya Kris, Tao'nun elindeydi ve onun kurtulması için tek yol buydu. olaylar son bulunca belki de Kai'ye her şeyi anlatırdı. Belki de Kai onu affederdi. Şimdi yapması gereken Kai'yi kendine aşık etmek ve lotus çiçeğinin yerini öğrenmekti. Düşünceleri birden Kai'nin kendisine seslenmesiyle bölündü.
" Kyungsoo.. Kyungsoo iyi misin? "
" Şey E e veet.. Noldu? "
" Daldın. "
" Manzaranın güzelliğine hayran kaldım. Ve burayı benimle paylaştığın için teşekkür ederim. "
" Burayı ilk keşfettiğimde yıllar önceydi. Suho ile bir konuda anlaşamamıştık, daha doğrusu çok büyük bir sorumluluğu bana vermek istiyordu bense kabul etmek istemiyordum. Sonrasında yürüye yürüye buraya geldim ve bunu bir işaret olarak kabul ettim. "
" Kabul ettin mi peki. "
" Evet. "
" Ne ile ilgili bir sorumluluktu. Pardon söylemek zorunda değilsin. "
" Bir çiçekle ilgili diyelim. "
" Doğru sen çiçeklere hayat veriyordun değil mi? "
" Evet. "
" Bu nasıl bir his. "
" Çok güzel. "
" Sadece bir özelliğin mi var? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Fairy // KaiSoo
FanfictionAşk mı? Mümkün mü? Kyungsoo tercihini aşktan mı yoksa ailem dediği kişiyi kurtarmaktan yana mı yapacaktı? Peki ya Kai, onu affedebilecek miydi?