Hepsi birlikte toplantı salonunda toplanmış Suho'nun gelmesini bekliyorlardı. Kai'nin gözleri Kyungsoo'yu aradı. Henüz gelmemişti. Geçen iki günde onu hiç görmemişti. Kyungsoo odasından dışarı çıkmıyor. Neredeyse yemek bile yemiyordu.
Ne yani beni geri kazanmak için hiçbir çabası olmayacak mı? diye düşündü Kai. Düşüncelerinde boğulurken Kyungsoo toplantı salonundan başını öne eğerek içeri girip tek boş yer olan Kai'nin karşısına oturdu. Kai hala ona bakıyordu. Evet üzgün ve bitkin bir halde gözüküyordu. Fakat başını kaldırıp bir kez bile ona bakmamıştı. Hemen arkasından Suho geldi ve söze girdi.
" Hepinize merhaba arkadaşalar. Bildiğiniz üzere peri konseyinden işaret bekliyordum. Ve onlardan haber geldi. Yarın sabah bin kadar süvari pegasuslarıyla birlikte burada olacaklar bizim elimizde de beş yüze yakın süvari bulunmakta. Bu kez oldukça üstün durumdayız. Sabahın erken saatlerinde yola çıkıp Tao'nun üzerine gideceğiz. Bu kez başaracağımıza inanıyorum. Söylemek istediğim bir başka şeyse Luhan dostum, senin burada kalmanı istiyorum. Hala tam olarak iyileşmedin ve seni riske atamam. "
" Hayır kabul etmiyorum Suho geleceğim. "
" Asıl ben izin vermiyorum buna. "
" Sehun. "
" Hiç öyle kızgın bakma Luhan, tekrar ölümün kıyısına gelmeni izleyemem. "
" O zaman sende gitme. "
" Aslında seninle aynı fikirdeyim Luhan. Sehun'un da burda kalmasını istiyorum. Burada da birinin durması gerek. "
" Katiyen kabul etmiyorum bunu Suho. Geleceğim. "
" Bu konu burda kapanmıştır. Sehun ve Luhan sol peri diyarının da güvenliği önemli. "
" Ama Suho... "
" Diğerleri. Son hazırlıklarınızı yapın. Kyungsoo sen yine Kai'nin birliğinde yer alacaksın ve sende Chanyeol'ün Baekhyun. "
" Tamamdır. " dediğinde Baekhyun, Kyungsoo sessizliğini korumuştu.
" Şimdi hepiniz yemeklerinizi yiyip güzel bir uyku çekin, zor bir gün ile karşı karşıya olacağız. " deyip salondan çıktığında Suho, diğerleri de hareketlenip çıktılar.
***
Kai uyku tutmayıp kendini dışarıya attığında verandadaki ağaçtan yapılma bankta Kyungsoo'yu tek başına otururken gördü. Kyungsoo başını çevirdiğinde ikisi göz göze geldiler. Kai çekip gitmek üzereyken Kyungsoo'nun seslendiğini duyunca adeta yere çivilenmişti.
" Kai... "
" Vaayyy... demek konuşabiliyormuşsun haa Kyungsoo. "
" Yüzüme bile bakmıyordun. "
" Ve bu beni gözden çıkarmana yetti sanırım Kyungsoo değil mi? "
" Seni gözden çıkardığım falan yok Kai. "
" Voovv... bir şey diyeyim mi Kyungsoo. Bunu hiç belli etmiyorsun. "
Kyungsoo Kai'ye doğru iki adım atıp yaklaşmak istediğinde Kai hemen geri çekildi.
" Beni bu kez nasıl kandıracağını iyice planlayabildin mi? "
" Seni kandırmadım ben. "
" Güldürme beni lütfen. "
" Yani sana hissettiğim her şey gerçekti Kai inan bana. "
" Bir yalancıya nasıl inanılır ki. "
" Kai... Seni seviyorum. " diye seslendiğinde Kai kalbinde hem sıcaklık hem de bir sızı hissetmişti. Hiçbir şey söylemeden öylece çekip gidince, Kyungsoo gözlerinde dolan yaşların akıp gitmesine engel olamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Fairy // KaiSoo
FanfictionAşk mı? Mümkün mü? Kyungsoo tercihini aşktan mı yoksa ailem dediği kişiyi kurtarmaktan yana mı yapacaktı? Peki ya Kai, onu affedebilecek miydi?