Sehun Suho'nun kapısının önünde stres, korku ve heyecanla bekliyordu. Sanki damarlarındaki bütün kan çekilmiş ve buz gibi olmuştu. Kulağına gelen sesle irkildi.
" Dostum kendine gel Luhan iyi olacak. "
" Ya onu kaybedersem Chen, ya bir daha göremezsem. Onunla çok katı konuştum. Tek istediğim canını yakmaktı. Beni anlasın, nasıl acı çekiyorsam o da çeksin istedim. Ama şimdi şimdi onu gerçekten kaybetmek üzereyim. " dedi gözlerinden yaşlar boşalırken.
" Kaybetmeyeceksin Sehun. İnancını yitirme düzelecek. Hem bak Lay yanında tedavi edecektir onu güven bana. " Chen konuşurken Sehun onu dinleyecek vaziyette değildi. Duvarın önünde yere çöktü. Aklında olan tek şey onunla yapmış olduğu son konuşmaydı.
***
" Tamamdır, yarasını temizleyip sardım. " dedi Lility Kai'ye dönerek.
" Peki ama neden hala kendine gelmedi ve ateşi var. "
" Oktaki zehir onu etkilemiş, bu durumu bir iki saat sürebilir. Ama endişe etme düzelecektir. Gerekli olan müdahaleyi yaptım ve ilacı da verdim. Zaten Lay, Luhan'ın tedavisini bitirince kontrol etmek için gelecektir. "
" Teşekkür ederiz. " dedi Baekhyun.
" Sakin ol kaplan bak durumu iyiymiş. "
" Tamam da Chanyeol baksana hala uyanmadı. "
" Lility dedi ya etkisi biraz sürebilirmiş. Ben şimdi Sehun'un yanına gidiyorum. Tek kaldı o da desteğe ihtiyacı vardır. Baekhyun'da senin yanında kalsın. "
" Tamam. Teşekkür ederim Chanyeol. " Chanyeol kapıdan çıkarken Baekhyun'un alnına bir öpücük kondurduktan sonra kapıyı çekip çıktı. Kyungsoo yatağında yatarken Kai ve Baekhyun ise hemen yan taraftaki masada oturdular. Kai başını ellerinin arasına alarak eğdi.
" Ya ona bir şey olsaydı Baekhyun. Beni korumak için atladı. "
" Ben sana diyorum dostum Kyungsoo sana aşık ve sende ona. "
" Saçmalama lütfen. "
" Asıl sen saçmalama Kai. İnkar etmeyi bırak artık. " dediğinde Kai gözlerini kapatıp sandalyeye yaslandı. İkisi arasında sessizlik uzayıp gitti. Kai başını yana çevirdiğinde Baekhyun'u uyuklarken görünce elini ona doğru uzattı.
" Heeyyy!! Baek.. Uyan. "
" Noldu? Ne var? Uyandı mı? "
" Sakin ol hyung. Uyanmadı. Ama sen uyuyorsun. Gidip odana dinlen biraz hadi. Ben nasıl olsa buradayım. "
"Olmaz. "
" Olur. Hadi, hem bir değişiklik olursa haber veririm. Nasıl olsa hemen yan odadasın. "
" Peki o zaman. Bak haber vereceksin tamam mı? "
" Tamam söz. " deyince Kai, Baekhyun kalkıp kendi odasına geçmek için hareketlendi. Baekhyun çıkınca Kai Kyungsoo'ya doğru yönelip yatağın üzerine oturdu.
Elinin tersini başına götürdü. Hala ateşi vardı. Bir süre yüzünü izledi. Ateşi olduğu için yanakları hafif pembeleşmişti. Ne kadar da masum bir yüzü vardı. Bakışlarını saçlarında, kirpiklerinde, burnunda, dudaklarında gezdirdikten sonra boynuna indi. Teni bembeyaz gözüküyordu. Öyle ki, insanın aklını başından alacak cinstendi. Bakışlarını tekrar yüzüne, dudaklarına götürdü.
Öpmek istiyordu. O dudakların tadını almak istiyordu.
Fakat Kyungsoo kendinde değildi bu ondan faydalanmak olmaz mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Fairy // KaiSoo
FanfictionAşk mı? Mümkün mü? Kyungsoo tercihini aşktan mı yoksa ailem dediği kişiyi kurtarmaktan yana mı yapacaktı? Peki ya Kai, onu affedebilecek miydi?