Sabah kalktığımda bugün olacaklardan habersizdim. Mutluydum da diyebiliriz. Leo ile buluşmak için sabah dışarı çıktım. Harika bir gündü. Tenime değen güneş ışınları beni mutlu ediyordu. Sonunda uzakta koşmalara olan Leo'yu gördüm ve ona doğru koşmaya başladım. Bu köyde yaşadığımız tüm zaman boyunca en iyi arkadaşım olmuştu. Elindeki vidaya benzeyen eşyayı bıraktı ve bana baktı.
" Hey bugün geciktin."dedi
" Krep vakası diyelim."
" Hmm"
" Ve tabi ki sana da getirdim!" Diyip elimdeki sepeti gösterdim.
"Harikasın"
Sepetteki krepleri çıkarır çıkarmaz yemeğe başladı.
Yemeği bitince bana baktı ve gülümsedi
"Saol"
Ve daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yapıp yanağımı öptü.
Heyecanlanmak mı? Ben mi? Şeyy..... Açıkçası bilmiyorum. Bu ilk defa oluyor.
Bana elindeki vidaya benzeyen şeyi verdi.
Düğmeye bastım ve vidalar kendi etraflarında dönerek bir bileziğe dönüştü. Hayatımda aldığım en güzel hediyeydi.
"Leo...... Bu......çok güzel"
"Yani kim yaptı??"
Leoo! Koştum ve ona sarıldım o da bana sarıldı. Hiç bırakmayacakmış gibi, keşke öyle olsa...
Uzun süre öyle kaldığımızı fark edince benden ayrıldı ve gözlerini kaydırarak
"Görüşürüz" dedi.
Ormanın içindeki evlerine doğru koştu. Verdiği bileziği hiç çıkarmak istemiyordum.
Ertesi gün:
Sabah yine aynı yere gittim ve bekledim. Beni hiç bu kadar bekletmemişti. Elimdeki kitabı okuyarak beklemeye devam ettim. Hava kararmıştı ve o hala yoktu. Sonraki günler yine akşama kadar bekledim. Acaba nerdeydi?........
Percy Jackson ve Olimposlular serisinin hiçbir hakkına sahip değilim.(Seri benim değildir.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My heart is Burning with Leo
Novela JuvenilDeğer verdiğiniz biri var mı? Güzel. Şimdi onunla çok güzel bir gün geçirdiğinizi hayal edin. Buraya kadar her şey normal değil mi? O kişinin size haber bile vermeden gittiğini ve size yapılan haksızlığın hayatınızın bir yılını aldığını hayal edin...