*Lana Del Rey-Kill Kill*
"Yemekten sonra benim odamda toplanalım, dolabımda sana olacak birkaç parça var sanırım."
Pansy elindeki çöreği yerken giyecek hiçbir şeyi olmadığı için söylenen Liz'e çözüm sunmaya çalışıyordu. Kafasını yemek masasına koymuş stres yapan Liz'e pek anlam veremiyordum ama kızlar bana bütün evlerin katılabildiği partilerin çok sık düzenlenmediğini anlatmışlardı, Liz'in yarın akşamki parti için kendini bu kadar kasmasının sebebi buydu sanırım.
"Beni saymayın kızlar, halletmem gereken şeyler var."
Gözlerimi ders notlarından çekmeden onlarla takılamayacağımı söylediğimde üçü bir ağızdan şikayet etmeye ve sebebini sormaya başlamıştı ama ne yazık ki onlara daha fazlasını söyleyemezdim. Dün akşam odalarımızda olmamız gereken saatte şatonun koridorlarında gezindiğimiz için bugün Draco'yla kupa odasını temizlememiz gerekiyordu ve yarınki partiye gitmek istiyorsam odanın temizliğini halletmemiz şarttı. Yine de bizi yakalayan kişi Profesör Snape olduğu için şanslıydık çünkü başka biri olsaydı çoktan ev puanlarımızı kaybetmiş, hakkımızda çıkan dedikodularla uğraşıyor olurduk.
Oturduğum yerde gözlerim büyük salondaki saate takıldığında bir sonraki dersime hala yarım saat olduğunu gördüm. Yarım saat kızların can sıkıcı konuşmalarını dinlemek için çok uzun bir zamandı. Onlara fark ettirmeden eşyalarımı aldım ve oturduğumuz masadan ayrılıp arka bahçeye çıktım. Şans ya, Draco ve ayak takımı da bahçede oturmuş önlerinden geçen herkese zorbalık yapıyorlardı. Dün yaşananlardan sonra onu hiç görmemiştim ve açıkçası benimle uğraşması istediğim son şey bile değildi. Kendime itiraf etmek bile zor gelse de akşamki halini aklımdan çıkartamıyordum, o yüzden Draco ve onun bakışlarından kaçmak için oturdukları yerin önünden geçerken onları hiç fark etmemiş gibi yapmak zorunda kaldım. Bahçenin sonunda duran masalı taş bankın boş olduğunu görünce hemen oturup ders notlarıma geri döndüm, etrafla hiç ilgilenmezsem kimseyle konuşmak zorunda kalmam diye düşünüyordum ama bana yöneltilen bir selam kafamı kitaplardan kaldırmama sebep oldu.
"Hey, Mae."
Karşıma oturan Oliver'a kabalık etmek istemediğim için ders kitaplarımı kapatırken hafifçe gülümsedim, "Selam Wood."
Oliver Wood'la beraber aldığımız iksir dersinde tanışmıştım. İksir dışında ortak dersimiz olmadığı için gün içinde çok sık karşılaşmasak da beni gördüğü zaman mutlaka yanıma gelip her şeyin yolunda olduğundan emin oluyordu, bir arkadaş olarak sahip olmayı isteyeceğiniz türden biriydi aslında.
"Bir problem mi var Oliver?"
Bir süre öylesine sohbet ettikten sonra Oliver'ın oturduğu yerde rahatsızca hareket etmesi bir problem olduğunu düşünmeme sebep olmuştu. Onun söyleyeceği şeyi duymak için beklediğim sırada üstümde hissettiğim gözlerle kafamı Draco ve takımının olduğu yere çevirdim. Birilerinin beni izlediği doğruydu ama bu beklediğim ya da umduğum kişi değil, Blaise Zabini'ydi. Bir duvara yaslanmış, havaya kalkmış kaşlarıyla beni ve Oliver'ı izliyordu. Draco'ysa her zamanki gibi Crabbe ve Goyle'a bir şeyler anlatıyordu.
"Yarınki partiye gelip gelmeyeceğini merak ediyordum. Bilirsin, herkesin beraber takılabildiği partiler çok sık olmuyor."
Oliver bir anlık güven patlamasıyla ağzındaki baklayı çıkarınca gözlerimi Malfoy'dan çekip ona döndüm. Çok sevimli bir çocuktu, hissettiği gerginliği biraz azaltmak istediğim için sıcak bir gülümsemeyle kafamı sallarken yavaş yavaş kitaplarımı toplamaya başladım,
"Evet geliyorum ama şimdi kalkmam gerekiyor, partide görüşürüz Wood."
Ona el sallayıp şatoya döndüğüm sırada arkamdan şapşal gibi bağırdığını duydum, "Partide görüşürüz Sigrid."