tokat

1.4K 126 96
                                    

•:•.•:•.•:•:•:•:•:•:•:•☾☼☽•:•.•:•.•:•:•:•:•:•:•:•

DRACO MALFOY

Karnımda hissettiğim dirsekle bakışlarımı babamın sert gözlerinden ayırıp hala kucağımda olan Sigrid'e döndüm. Kaşları çatık bir şekilde bana bakarken sinirle bir şeyler fısıldıyordu, sonunda kendime gelince dediğini yapıp onu yere bıraktım ve gömleğimin kırışıklıklarını düzeltirken sırtımı dikleştirdim. Burada ne aradıkları hakkında hiçbir fikrim yoktu ama Snape'in ofisinden çıkan anne ve babamın yüzlerinde ne olduğunu çıkaramadığım birer ifade duruyordu. Bütün bu durum saçmalıktan başka bir şey değildi.

"Draco, canım. Yanındaki genç kadını tanıtmayacak mısın?"

Annem tatlı bir gülümsemeyle Sigrid'e dönerken ben gülümsemeyi başaramıyordum. Babam da benim gibi suratsız bir şekilde dururken ne kadar benzediğimizi düşünmeden edemedim. Acaba o ne düşünüyordu?

"Merhaba Bay Malfoy, Bayan Malfoy." Sigrid görenlerin başını döndüreceğine yemin edebileceğim bir gülümsemeyle önce babamı, ardından annemi selamlarken kafasını hafif bir şekilde eğmişti. Annemin dudakları tatminkar bir gülümsemeye kıvrılırken babamın kaşları şaşkınlıkla havaya kalkmış ve yargılayıcı bakışları Sigrid'i baştan aşağı süzmüştü. "Ben Sigrid Mae Devon, tanıştığıma çok memnun oldum."

"Ah, büyüyüp asil ve güzel bir kadın olduğunu görmek çok güzel, hayatım. Hogwarts'da öğrenciyken annen Celeste ile iyi bir arkadaşlığımız vardı." İki kadın birbirine samimi bir şekilde gülümserlerken babamın sert yüzü biraz da olsa yumuşamıştı. Yani en azından aşağılayıcı bakışlarının yerini daha tarafsız bakışlar almıştı diyebilirdim.

"Adrian'a selamlarımı iletin, Bayan Devon. Sizinle tanışmak güzeldi." Babam Sigrid'e samimiyetsiz bir şekilde gülümsedikten sonra annemin girmesi için sağ kolunu ona uzattı ve iğneleyici bakışlarını bana dikerken "Draco" diye mırıldandı. Bu onun bana selam verme, veda etme hatta ilgi gösterme şekliydi. İkisi yüksekte tuttukları çeneleriyle ben ve Sigrid'i yalnız bırakarak koridorun sonuna yönelirken o ana kadar tuttuğumu fark etmediğim nefesimi bıraktım. Siktiğimin şansı. Babam gerçekten beni kucağımda ağlayan bir kızla mı görmüştü? Sikeyim.

"Draco?"

Sigrid'in yumuşak sesini duyunca gözlerimi diktiğim duvardan kaldırıp onunkilerle buluştum. Göz pınarlarında kurumuş yaşlar gözlerinin birer elmas gibi parlamasına sebep oluyordu ve bundan nefret ediyordum. Yumuşak sesinden nefret ediyordum. Vücudumdaki bütün sinirleri yatıştırdığı için aptal varlığından da nefret ediyordum.

"Yürü, Devon."

Elimde olmadan soğuk çıkan sesimin onu ne kadar etkilediğini görebiliyordum. Pembe dudaklarının kenarları bükülerek yüzünü kırgın bir ifadeye bürürken büyük gözleri mümkünmüş gibi daha da açılmışlardı. Masum, meleksi surat ifadesini görmek içimde bir şeylerin alevlenmesine sebep oluyordu, o masumiyeti yüzünden silmek istiyordum çünkü bütün vücudumu yakıyordu. Saçlarından tutarak ona diz çöktürüp o güzel gözleriyle bana bakmasını sağlamak, benim için yalvarmasına sebep olmak istiyordum.

━━━━━━━━┛ ┗━━━━━━━━

Draco'nun beni yüzüme bile bakmadan hastane kanadına getirmesinin üzerinden saatler geçmişti. Anne ve babasıyla karşılaştıktan sonra beni görmezden gelmeye başlamış ve hastane kanadına ulaştığımızda Madam Pomfrey'nin telaşlı bir pofyumak gibi etrafımda dört döndüğünü gördüğünde yine tek bir kelime etmeden kapıdan çıkıp gitmişti. Şu anda Ansel'in bana getirdiği şeker tüy kalemi yiyordum ve doğrusunu söylemek gerekirse Draco daha az umurumda olamazdı.

Intangibles //Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin